YENİ Mİ PARTİLER!

“Bütün giysileri yırtsak yeridir / Yeter bize vefa elbiseleri” Mehmet Akif İnan’dan bu dizeleri okurken dün arkadaşlarla yeni kurulan partilere dair yaptığımız muhabbeti anımsadım. Vefa, okkalı bir kelime… Ağırdır, hızlı yol almak isteyenlere yük olur. Hayır, bulundukları partileri bırakıp yeni kurulan partilere geçen hiç kimseye hain demeyeceğim. Değildirler. Diyenlere de karşı çıkacağım bilinsin. Zira en […]

YENİ Mİ PARTİLER!
Nuray Özdemir
Yayınlanma

13:51 - 17 Ekim 2020

Güncelleme

13:51 - 17 Ekim 2020

Okuma Süresi

7 dakika

“Bütün giysileri yırtsak yeridir / Yeter bize vefa elbiseleri”

Mehmet Akif İnan’dan bu dizeleri okurken dün arkadaşlarla yeni kurulan partilere dair yaptığımız muhabbeti anımsadım. Vefa, okkalı bir kelime… Ağırdır, hızlı yol almak isteyenlere yük olur. Hayır, bulundukları partileri bırakıp yeni kurulan partilere geçen hiç kimseye hain demeyeceğim. Değildirler. Diyenlere de karşı çıkacağım bilinsin. Zira en büyük ihanet misyonunu, vizyonunu benimsemediği bir partide ısrarla durmak olur. Buralarda faydalı olabilmeniz için gönül vermeniz gerekir, benimsemediğiniz bir yere hem gönül veremezsiniz hem de orada gönül yıkarsınız. Gitmek bazen en iyisidir. En azından partilerdeki puslu hava dağılmış, kim kimdir seçilmiş olur. Bu bahsettiğim onuruyla gidenlere başarılar diliyorum. Bir güruh da var ki gittikleri için kına yakılacak cinsten. Bunlar partilerin asalakları. Güç neredeyse oraya yuvalanır, bulunduğu yerin ismini kullanarak Ali kıran başkesen’cilik oynar, her türlü ahlaksızlığın, yolsuzluğun, haysiyetsizliğin dibini sıyırır sonra da yuvalanacak başka yer bulunca oraya üşüşüp geldiği yeri karalar. Bunlar gittiği için sevinsem mi, gittikleri yeri kirletecekler diye üzülsem mi bilemiyorum. Rabbim hidayet versin, ar versin, karakter nasip etsin.

Gelelim yeni, gıcır gıcır partilere. Sayın Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlığı döneminde Çankaya Köşkü’nde ağırladığı son misafirlerdendim. Kendileri o gün hem duygusaldı hem de bizi duygulandırmıştı. Ağzından çıkan her kelimede gözlerim doluyor, bir burukluk hissediyor fakat yine de bunun en doğru karar olduğuna kani oluyordum. Şu cümlesi hâlâ zihnimde tazece: “Değerleriniz olacak. Hiçbir şeye feda etmeyeceğiniz değerleriniz olacak. Ne mala ne mülke ne mevkiye değişmeyeceğiniz değerleriniz olacak.” Dinlerken içimden “vefa” demiştim, belki de beni o gün duygulandıran yanlış anlamış olduğum o vefaydı. Yeni parti söylemleri çıkınca Sayın Ahmet Davutoğlu hakkında hayal kırıklığı yaşadım evet ama ana muhalefet partisinin kalitesiz muhalifliğinden o kadar sıkıldım ki yeni partileri heyecanla bekledim. Benim evim, yerim, yurdum dediğim siyasi görüşüm belli, bilenler bilir. Allah nasip ederse son nefesime kadar hizmet etmeyi hayal ettiğim yerdeyim. Yeni partileri beklememin tek gerekçesi yeni dünya düzeni kurulurken önemli bir aktör olan Türkiye’ye yakışacak bir muhaliflik sergileyebilme ihtimalleri. Ana muhalefet lideri bugün ne gaf yaptı diye gündemi tedirgin bekliyoruz. İstiyoruz ki aklıselim, kalbiselim muhalefet liderleri çıksın, bu ülkenin derdiyle dertlensin, muhalefetiyle bu ülkeye yakışsın.

Heyecanla beklediğim yeni partilerin kurucu listeleri açıklandığında büyük bir hayal kırıklığı yaşadım. Bir partinin gidişatı az çok kurucular kurulundan anlaşılır. İlimizden de daha önce AK Parti İl Başkanlığı yapmış bir ismin Gelecek Partisi Kurucular Kurulu’nda oluşu beni düşündürdü. Namık Ergün… Beyefendi ile partide çalışma imkanı bulmuş fakat çok zorlanmıştım. Kendisine, gençleri adam yerine koymuyor, kıymet vermiyorsunuz, il başkanlık görevini ifa edemiyorsunuz, dediğim için şiddetli baskılara maruz kalmıştım. Asıl görevini bırakıp biz gençlerle neden bu denli uğraştığına anlam veremiyordum. Ülkenin geleceği olan gençleri hiçbir zaman anlamamış olan zat-ı âlileri şimdi adı “Gelecek” olan bir partide kurucular kurulunda. Yine de ümitvar olmak istedim ve il başkanlık görevinin kime tevdi edileceğini merakla bekledim. Avukat Muhammed Gürkan Çermi’nin görevi aldığını duyunca bir nebze umutlandım. Hem genç hem avukat oluşu ve daha önce kendisiyle ilgili çevreden duyduklarım ile müspet bir intiba hâsıl oldu. Yıllarca aldığım teşkilatçılık eğitimlerine binaen naçizane ifade ediyorum; teşkilat başkanlığı bir partinin bel kemiğidir. Her ne kadar son söz il başkanının olsa da teşkilatlanmayı bu birim hazırlar. Gelecek Partisi Muş İl Teşkilat Başkanlığı görevinde ise yine yakından tanıdığım bir isim var, Samet Küçükçelebi. Kendisinin söylem ve davranışlarıyla AK Parti’ye zarar verdiğini söylediğim dönemde çevremde birçok insan bana karşı cephe almış, onun kendisini AK Parti’ye adayan bir dava adamı olduğunu savunmuşlardı. Umarım onun bu dava adamlığı Gelecek Partisi’ne hayırlı olur. Sayın Çermi’yi meşakkatli bir süreç bekliyor. Cesur kişiliğiyle duyduğum Çermi’nin, il teşkilatına dair verilecek kararlarda etkin olmasını temenni ediyorum. Başarılar diliyorum.

Bir diğer çiçeği burnunda parti Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA). Sayın Abdullah Gül’ün kanatları altında ha kuruldu ha kurulacak diye beklediğimiz ve kurulduğunda Sayın Gül’ün emarelerini göremediğimiz fakat “sadece istişari ilişkimiz var” söylemi ile Gül’ün süreçten koptuğunu anladığımız bir tablo oluştu. Sayın Ali Babacan, yeni ve farklı ne söyleyecek diye bekledik. Umduğumu yine bulamadım. Gelecek Partisi’nde olduğu gibi DEVA Partisi’nde de il başkanlığı beni heyecanlandırdı. Avukat Elif Çelik. Yine genç, avukat ve hanım olması hasebiyle hem heyecanlandım hem gurur duydum. Bölgemizde hanımların özellikle de genç hanımların öncü olması sevindirici. Kendisi ilimizdeki ilk parti kadın kurucu il başkanı, tebrik ederim. Üstelik herhangi bir aşirete mensubiyetinden ziyade bu göreve gelmek için gösterdiği gayret ile görevi almış olması takdire şayan. Kendini yetiştirmiş, ayakları üzerinde durabilen, güçlü bir hanımefendi. Açıklamalarını takip ediyor ve DEVA Partisi ile Muş’a neler katabileceğini merakla bekliyorum. Herhangi bir siyasi geçmişinin olmayışı Muş gibi siyasetin çetin yaşandığı bir ilde onu epey zorlayacağa benziyor. Bu hususta oluşturulan teşkilatta muhakkak tecrübeli isimler görmeyi arzu etmiştim fakat burada da umduğumu bulamadım. Sayın Çelik, yaptığı açıklamalarda tespit ettiği sorunlardan sıkça bahsediyor, bunu yakında çözümlerden de bahsedeceğinin hatta uygulama noktasında gayret göstereceğinin de habercisi olarak değerlendirmek istiyorum. Yaptığı bir açıklamada, vatandaşların mevcut siyasi partilerden bıktığını, umudunu kestiğini ifade ediyor. Fakat takip ettiğim çalışmaları ve açıklamaları içerisinde henüz bahsettiği bıkkınlığa çare olacak yeni bir söylem, yeni bir adım göremedim. “Bu ülkedeki bilinçli her insan sonumuzun Suriye’ye doğru gittiğinin farkındadır” ifadesi ise sözde muhalifliğin bir tezahürü gibi. Zira Türkiye, oyun kuran, kirli oyunları bozan bir konumdadır. Ülkemizin, Suriye’nin bedbaht ahvalini yaşayacağı bir geleceği tasavvur etmek ya siyasi tecrübesinin azlığından ya da düşünmeden ağızdan çıkmış bir cümlenin talihsizliğinden olsa gerek. Kendisinin ilerleyen demeçlerinde daha dikkatli olacağından eminim.

Bitirirken; yeni partilerin ülkemize ve ilimize hayırlı olmasını, kaliteli muhaliflikleriyle ilimiz siyasetine heyecan getirmelerini temenni ediyorum. Ahlaklı, dürüst, ilkeli, adaletli bir çalışma sergilemeleri ümidi ile vefayla kalın, sağlıcakla…