Kur'an tarafından öykülerin en güzeli olarak nitelendirilen Yusuf'un öyküsü insan yüreğine pek çok şey ilham eder. Her okuduğunuzda hüzünlü bir umut duyar, kimi yerlerde gözleriniz yaşlarla dolar kimi yerlerde yüreğiniz duyduğunuz ümidi taşıyamaz hale gelir.

HABER49-Yakup Peygamber'in evlatlarıyla yürek yaran mücadelesi Kur'an'ın canlı anlatımıyla bir baba yüreğinin paramparça edilmiş betimidir adeta.

Geçenlerde sureyi okurken daha önce gözümden kaçan bir  boyutunun farkına sonradan vardım -Kuran-ı üzerine düşünerek okuduğunuzda hazinelerinden çok şey bahşeder-
bilim insanlarının adına "kendini gerçekleştiren kehanet" yahut "Pygmalion etkisi" dedikleri kehanetin öykünün içine sezdirilmeden yerleştirildiğini ayırt ettim..

Malumunuz olan öyküde Yusuf'un gördüğü rüyayı babasına tabir ettirmesine kulak misafiri olan ağabeylerinin Yusuf'u kıskanması üzerine haince bir plan yapıp onu ortadan kaldırmalarını konu edinir..

Korkunç planlarını gerçekleştirmek için vakit kaybetmeden babalarına gelip dediler ki; 
"Biz kıra ya da ava gittiğimizde 
Yusuf'un bizimle gelmesine izin ver de oynasın" 
Evlatlarının niyetini sezen Yakup buna yanaşmaz.
Burada Yakub'un onlara verdiği cevaba dikkatinizi çekmek isterim cevap son derece sarsıcı:

Yakup Peygamber onlara dedi ki;
 Korkuyorum Yusuf'u kurt yesin! (Yusuf suresi 13. ayet)

Tablo karşısına tam da umduğu gibi kötü çıktı.
Yusuf'un ağabeyleri kıra (ava) gitme bahanesiyle Yusuf'u yanlarında götürdüler sonra da onu insafsızca kuyuya attılar.

İnsan taklidi dahi yapmaktan uzak ağabeyleri akşam vakti ağlayarak gelip dediler ki 
 _"Ey babacığım, hani bize dedin ya korkuyorum Yusuf'u kurt yesin, 
Yusuf'u kurt yedi.."_ 

Bunun üzerine Yakub'un talihine yıllarca gözyaşı dökmek düştü.
Yusuf'un geri gelmesini 
dört gözle ve gözlerine aklar inerek bekledi, 
bekledi
bekledi...

Ama gelmedi beklenen...

Kıtlık yıllarında oğulları ondan Yusuf'un küçük kardeşi Bünyamin'i  istediklerinde Yakup tekrar korkuya kapıldı, Yusuf'un başına gelenin onun başına da gelmesinden endişe duydu.
Nitekim Bünyamin için de tablo umduğu gibi çıktı karşısına. 

Ve Bünyamin'i de kaybetti!

(Ah Yakup ne çok eza gördün sen..)

İki evladının acısına dayanamayan Yakup şöyle yakardı: 
(buradaki "olumlu"
ifadelere dikkat!! - ki Kur'an'a ayet olmuştur-)

 "bana düşen güzel bir sabırdır, umulur ki Allah bana tüm kayıplarımı bir anda geri verir." 

Bir başka meal de:
 Artık (bana düşen) güzel bir sabırdır. Allahın, onların hepsini birden bana getirmesi yakın bir ümiddir. (Yusuf 83)

Tablo burada da karşısına umduğu gibi 'güzel' çıktı. Allah ona tüm kayıplarını (Bünyamin ve Yusuf'u)
en güzel surette geri verdi. 

Tabi Yakub'un ifadelerinde dikkat edilmesi gereken en temel husus beklentilerin ve umudun olumlu yahut olumsuz olsun geleceği şekillendirip tekrar yoğurduğu gerçeğidir.

Yukarıda Hasan Basri Çantay mealiyle aktardığım Yusuf suresi 83. ayette geçen عَسَى yani (umulur ki)
ifadesini bu noktada biraz açmak istiyorum:
Umulur ki Arapça da mukarebe yani yaklaşma fiillerindendir,
kuvvetli, olumlu ve müthiş bir beklentiyi ifade eder.
Yani Yakup şiddetle en güzelini umuyorum diyor..
Kimden umuyor, 
oğullarından mı? 
Yusuf'tan mı? 
Hayır!
Büyük bir bilinçle Allah'tan..

İyi ama Yakup nasıl bir Allah'tan umuyor? 
Kur'an'ın ifadesiyle 
"İki doğu ve iki batının rabbi olan"
"Tüm doğuların rabbi olan"
"Alemlerin rabbi olan"
"Geceyi gündüzden çıkaran ve gündüzü de  geceden çıkaran"
"Ölüyü diriden çıkaran, diriden de ölüyü çıkaran"
"Güldüren ve ağlatan" Allah'tan..
Çünkü Yakub'un eli ermiyordu,
gücü de yetmiyodu.
Ancak o gücü her şeye yetenden umuyordu.

Ondan umulur da hiç elinizi geri çevirir mi?..

İyi şeyler umun!

Yok mu elinizin ermediği gücünüzün yetemediği şeyler?
Şayet kaybettiyseniz siz de
Yakub'un dediği gibi deyin;
 
 "Umulur ki kayıplarımı bana Allah en güzel şekilde geri versin" 

Yitişi ile yüreğinizi parçalayan, sizi soluksuz bırakan neyse size en güzel şekilde geri verildiğini göreceksiniz.

Çünkü geri vermek 
uzak değildir kudretinden;
gecenin en umulmadık anında, 
karanlığa ışıktan ordusuyla galip gelen sabahın Rabbinin...

Mısır pazarlarında çocuk köle olarak 'fiyat biçilen' ve satılan! 
Yusuf'u Mısır'a sultan eyleyenin kuvvetinden hiçbir şey uzak değildir!

 _Not: öyküyü herkesin bildiğini varsayarak 
detaylandırmadım, 
daha detaylı bakmak isteyenler 
Kur'an-ı Kerim'in 
Yusuf suresine bakabilerler_ ..