MEDİNE MÜDAFÎİ FAHREDDİN PAŞA

Aslında hicabım bu denli büyükken cümlelerim dahi ete kemiğe bürünmeye çekiniyor. Nedametinden gönlü virane şu kızcağızın yüreğinden parça parça söküp kâğıda nakşedeceği birkaç cümle var…Şanlı tarihimizin her safhasında bîhaber olduğumuz nice kahramanlar var. Aşk ile mücadele etmiş, destansı kahramanlıklarla bugün bulunduğumuz noktada bize yol gösteren yiğitler. “İnsan nisyandan alındığı için, nisyana müptelâdır” gerekçemiz bu mu […]

MEDİNE MÜDAFÎİ FAHREDDİN PAŞA
Nuray Özdemir
Yayınlanma

00:56 - 17 Ocak 2018

Güncelleme

15:12 - 24 Ağustos 2020

Okuma Süresi

3 dakika

Aslında hicabım bu denli büyükken cümlelerim dahi ete kemiğe bürünmeye çekiniyor. Nedametinden gönlü virane şu kızcağızın yüreğinden parça parça söküp kâğıda nakşedeceği birkaç cümle var…Şanlı tarihimizin her safhasında bîhaber olduğumuz nice kahramanlar var. Aşk ile mücadele etmiş, destansı kahramanlıklarla bugün bulunduğumuz noktada bize yol gösteren yiğitler. “İnsan nisyandan alındığı için, nisyana müptelâdır” gerekçemiz bu mu ecdadı unutmanın. Az okuyup araştırmıyor oluşumuz da bir gerekçe midir? Birinin çıkıp “bakınız böyle bir zat vardı” demesini mi bekliyoruz? Son dönemde ismi sıkça zikredilen BAE’nin kendini bilmez bir bakanının yaptığı açıklama yüzünden çoğumuzun hayıtımızda ilk defa adını duyduğu bir kahraman Fahreddin Paşa.
Fahreddin Paşa kimdir?
1868 senesinde Rusçuk’da dünyaya gelen Fahreddin Türkkan, 93 Harbi’nden sonra ailesiyle birlikte Payitaht’a yerleşir.
İngilizlere karşı, kısıtlı imkânlara rağmen yaptığı meşhur ‘Medine Müdafaası’ büyük takdir toplar. 2 yıl 7 ay süren Medine Müdafaası sonrası “Medîne Müdâfii”, “Türk Kaplanı”, “Çöl Kaplanı”, “Medine Kahramanı” lakaplarıyla anılmaya başlandı. Osmanlı, Medine’nin kontrolünü İngiliz himayesine bırakmak zorunda kaldığında şehri terk etmeyerek direnmeye devam eden Medine Kahramanı : “”Medine’yi İngilizlere teslim edemem. Ben Medine’yi, Medine beni bırakmaz” der. Fahreddin Paşa ve askerine bütün yardımlar kesilir. Çekirgeden başka yiyecek de bulamazlar. Ve neticede Fahreddin Paşa görevinden azledilerek askerler tarafından zorla Medine’den çıkarılır. Gönlü Medine ve İslam aşkıyla dolu olan bu şanlı askere, Çöl Kaplanı’na selam olsun. Rabbim Medine’yi, Mekke’yi ve Kudüs’ü ebediyyen korusun.
Fahreddin Paşa’nın askerlerine yaptığı konuşma şu şekildedir:
“Ey İnsanlar! Mâlûmunuz olsun ki, yiğit ve kahraman askerlerim; bütün İslâm’ın sırtını dayadığı yer, mânevî gücün desteği, Hilâfet’in gözbebeği olan Medine’yi son kurşununa, son damla kanına, son nefesine kadar muhafazaya ve müdafaaya memurdur. Buna Müslüman’ca, askerce azmetmiştir. Bu asker, Medine’nin enkazı ve nihayet Ravza-i Mutahhara’nın yeşil türbesi altında, kan ve ateşten dokunmuş bir kefenle gömülmedikçe, Medine-i Münevvere kalesinin burçlarından ve nihayet Mescid-i Saadet minareleriyle yeşil kubbesinden al sancağı alınmayacaktır! Allah-u Tealâ bizimle beraberdir! Şefaatçimiz O’nun Rasulü, Peygamber Efendimiz’dir. Ey bütün tarihi eşsiz kahramanlar; şan ve şerefle dolu Osmanlı ordusunun yiğit zâbitleri! Ey her cenkte cihanı tir tir titretmiş, asla kimseye boyun eğmeyerek dâima namus ve din borcunu kanıyla ödemiş yiğit Mehmetçiklerim, kardeşlerim, evlatlarım! Gelin hep beraber Allah’ın ve işte huzurunda huşû ve aşk içinde gözyaşları döktüğümüz Peygamber’in karşısında, aynı yemini tekrar edelim ve diyelim ki; Ya Rasulullah, biz Sen’i bırakmayız!”