Seçim sürecine çok hızlı bir şekilde girmiş bulunuyoruz. Hızını alamayıp son sürat giden bir ismi konuşmak istiyorum bugün sizlerle: “Muharrem İnce gel bakalım buraya!”
CHP, “iktidarı çıldırtacak bir adayımız var” derken ne kastetmişti? Bol keseden sallayan İnce, bizi çıldırtmaya başladı açıkçası fakat adaylığı ile değil ülkeden bîhaber oluşuyla, kendisine belgeler sunulmasına rağmen yanlışında ısrarcı oluşuyla, zaten var olan icraatları “ben yapacağım” diye vaat olarak sunmasıyla bizi saçımızı başımızı yolduracak noktaya getirdi.
Kılıçdaroğlu, bir yenilgiyi daha göze alamayınca ülke idaresine talip olacak cesareti gösteremeyince bu yenilgiyi tattıracak bir kurban aradı. Ona göre adayları, ekonomiyi iyi bilen, barışçıl ve başarı hikâyesi olan biri olacaktı fakat Muharrem İnce, öğretmen, kavgacı ve hiçbir başarı öyküsü yok. Bırakın başarıyı, partisi içinde sürekli mağlup oluşuyla tanıdı halk onu. Partisi dahi kendisini kabullenememişken 80 milyon cumhurun başkanlığına talip oluşu trajikomik bir durum oldu. Kılıçdaroğlu daha ilk gün onu takdim ederken olacakların sinyalini vermişti aslında. Cumhura ne denli saygı gösteriliyorsa onu temsil makamına talip olana da o hürmet gösterilmeliydi fakat Kılıçdaroğlu, İnce’yi takdim ederken “ne de güzel kandırdım” mutluluğuyla “gel bakalım buraya” şeklinde bir takdim ile adayını daha yolun başında itibarsızlaştırdı. Hâlbuki yıllar önce Erdoğan şöyle takdim etmişti adayını: “Bu hareketi beraber kurduğumuz Abdullah Gül kardeşim.”
İnce, sahneye geldi ve ilk işi parti rozetini çıkarmak oldu çünkü öyle ha denilince partililik bitiyor ya hani, hokus pokus deyip herkesin hafızasından siliniyor ya hani CHP’li olduğu, rozet çıktı, bir anda Muharrem İnce tarafsız oldu, aman Allah’ım gözlerimize inanamadık, ne numaraydı vay be! Bu arada herkesin takıldığı bu tarafsızlık mevzuunda gözden kaçan bir şey vardı. Cumhurbaşkanı yeni sistemde icranın başı olacak ve aynı zamanda partili olacak. Buna neden bu kadar tepki gösterdi muhalefet? Mevcut sistemde icranın başı başbakan ve o da partili? Yani değişen ne var da bu kadar yaygara koparıldı! “Bizim cumhurbaşkanı adayımız tarafsız” diyor Kılıçdaroğlu. Yoo gayet de CHP’li! Neyse biz inceden devam edelim!
“İFTİRANIN DANİSKASINI ATARIM, DANİSKASINI”
Muharrem İnce rozetini çıkarıp bir anda tarafsız olunca konuşmasına gaflarla başlayıverdi. Güya o çok barışçıl, kavgacı olmayan adayın ağzından şunlar döküldü: “Meydanlarda ekonomi, eğitim, tarım, siyaset konuşacağız diye düşünüyorum. Biz kavga edeceğiz, sana iftira atacağız, seni yıpratacağız, kavga edelim diyorlarsa, DANİSKASINI yaparım, daniskasını…”
Yaptı da… Kılıçdaroğlu’nun yıllarca tırnaklarıyla kaza kaza, gaflarıyla bugünlere getirdiği o CHP, sadece birkaç gün içinde Kılıçdaroğlu’nu geçen İnce’yi tarihine nakşediyordu.
-Çiftçiye mazotu 3 TL’den vereceğim (Gel gör ki mazot çiftçiye zaten 2.35 TL’den veriliyor)
-Türkiye ekonomisini %7 büyüteceğim (İyi de son büyüme oranı %7,4. İnce, açık açık ülkeyi geriye götüreceğini söylüyor)
-Suriyelilere kapıyı kapatacağım (Ülkemizdeki Suriyelilerin %75’i kadın, çocuk ve 65 yaş üstü)
-Yerli otomobil çalışmalarını durduracağım, böyle bir zaman kaybı ile uğraşamayız (Ülke kendi adına bir şey üretemeyecekse, hep dışa bağımlı kalacaksa nasıl bir ilerleme olacak onu da söylese bari)
-Geçen Amerikalılar beni aradı (Hangi Amerikalılar? Karadeniz fıkrası çıkacak herhalde)
-Diyorlar ki hükümetiniz Fethullah Gülen’i usulünce istememiş (ee Amerikalılarla kendi ülkenizin dedikodusunu yapmadınız değil mi?)
-Fethullah Gülen’in iade talebini bile tam bir yıl sonra yapmış hükümet (Hayır efendim 1 yıl değil, tam olarak 4 gün sonra)
-Siz yanlış biliyorsunuz, ben öğrendim tam bir yıl sonra (Adalet Bakanlığı belgeleri yayınladı ama sizi ikna edemeyeceğiz anlaşılan)
-AK Parti dilinden Kudüs’ü düşürmüyor o halde İsrail ile tüm ilişkilerini kesmeli
(2 dakika sonra)
-Ben Amerika ile de İsrail ile de çok iyi ilişkiler yürüteceğim (AK Parti ilişki kurmasın ama ben kurarım mantığını da açıklasanız ya bize!)
– Erzincan’a gelmeden önce ekonomi kurmaylarımla birlikte saatlerce toplantı yaptım. Yükselişi durdurulamayan dövizi, doları, euroyu görüştük. Eğer ısrar ederlerse hepimiz batacağız. (Allah muhafaza, e ne yapmalı?)
-Kamu yatırımlarını durduracağım (Rakibiniz Erdoğan 146 büyük projeden bahsederken sizin projeniz de baraj yapılmaması, enerji üretilmemesi, üçüncü havaalanının açılmaması, otoyol projelerinin iptal edilmesi, Kanal İstanbul’dan vazgeçilmesi, petrol sondaj çalışmalarının durdurulması… Öyle mi? Bu dedikleriniz biraz tanıdık geldi gibi ama neyse… eee?)
-Uçakları satacağım (Olur olur, CHP yürümeyi seviyordu zaten, Amerika’ya, Almanya’ya… Ya da sıradan vatandaş gibi uçak bileti alırsınız, saatini bekler sıraya girer gider gelirsiniz, zaten burada da yığınla iş, yönetilmeyi bekleyen bir ülke yoktu!)
İnce’den İnce’den hafakanlar basıyor, Kılıçdaroğlu haklıymış bu adam çıldırtacak bizi