SEÇİMDEN KIRIK DÖKÜK NOTLAR

“İtme mir’âtı şîkeste, seni yüz sûrete kor.” Ülke ve Muş olarak ilginç bir seçimi geride bıraktık. Ankara’nın kaybedilmesi, İstanbul’daki usulsüzlükler, HDP’nin, İYİ Parti’nin hezimeti gibi birçok not düştük defterimize. Halk, bir ayna gibi ne gördüyse sandığa da onu yansıttı hep. Aynayı kıran ancak kendini dağıtır. Tüm partilerin bu seçimden toplayacağı parçalar oldu muhakkak. Her şey […]

SEÇİMDEN KIRIK DÖKÜK NOTLAR
Nuray Özdemir
Yayınlanma

13:07 - 30 Nisan 2019

Güncelleme

15:11 - 24 Ağustos 2020

Okuma Süresi

5 dakika

“İtme mir’âtı şîkeste, seni yüz sûrete kor.”

Ülke ve Muş olarak ilginç bir seçimi geride bıraktık. Ankara’nın kaybedilmesi, İstanbul’daki usulsüzlükler, HDP’nin, İYİ Parti’nin hezimeti gibi birçok not düştük defterimize. Halk, bir ayna gibi ne gördüyse sandığa da onu yansıttı hep. Aynayı kıran ancak kendini dağıtır. Tüm partilerin bu seçimden toplayacağı parçalar oldu muhakkak. Her şey bir yana İstanbul’daki utanç tablosu demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçti bile. Aleni yapılan usulsüzlükler, maddi hatalar, seçmenlerin yenilen hakkı, ihanet… Ortada ters giden bir şeyler varken üç maymunu oynayıp alelacele mazbata almaya çalışan, sabırsız tavırları ile kuşkuları netleştiren ve gittikçe kendini küçük düşüren Ekrem İmamoğlu ve bunca olup biteni görmezden gelen taraftarları ile seçim, sabırları zorlayan bir noktaya geldi. Kim hak ederek bir galibiyet elde ederse başımız gözümüz üstüne fakat bu neyin telaşı? Hakikat ne ise önce o bir ortaya çıksın, seçmen mutmain olsun, sonra ebette kazanan başkandır. Bu noktada CHP hiçbir iddiayı kabul etmezken AK Parti, bizim de hatamız olmuştur diyerek özeleştiride bulundu ve seçmeninin oyunun takipçisi oldu haklı olarak.

Batı’da durumlar karışıkken Doğu rahat bir nefes aldı. HDP’nin ciddi oranda düşen oyları ve Cumhur İttifakı’nın zaferi, semeresini verecektir biiznillah. Muş’ta AK Parti ve HDP’nin oyları 2014 seçimlerine göre bu seçim ciddi bir düşüş yaşadı. Bağımsız Aday Şerafettin Yatcı’nın %26’lık oy oranı nazar-ı dikkati celbedecek bir husus. Elbette Muş’un kaotik siyasetini göz önünde bulundurunca burada her an her şeyin olabileceğini bilmeliyiz. AK Parti ve HDP’nin seçimi ilk ikide bitirmiş olmasını hatta çok az bir farkla sonucun ortaya çıkmasını bir kenara bırakalım ve 2014 seçimlerine göre bu seçimde AK Parti ve HDP’nin oy kaybını konuşalım. AK Parti Adayı Feyat Asya’nın 5 yılda ortaya koyduğu çalışmalar halkın genelinde olumlu karşılanırken tüm bu çalışmalar esnasında yaşanan aksaklıklar da bir o kadar tepki gördü. Halka temas noktasında uzun yıllardır eksik kalan AK Parti il teşkilatı; Belediye Başkanı ve Milletvekili arasındaki koordine eksikliğiyle de bu durumu perçinledi. Bedenen sahada gördüğümüz fakat ruhen hele de “gönül belediyeciliği” düsturu ile yola çıkılan bu seçimde gönül olarak tam bir varlık, bütünlük ortaya konulamadı. Aynı yüzlerden oluşan kalabalıklar, dili farklı kalbi farklı konuşan, kesin oy gözüyle bakılan fakat oy vermeyen niceler gezindi meydanlarda. İlimizin en büyük sıkıntılarından biri samimiyet mefhumunu yanlış anlamış olmamızdır. Samimiyet, olduğu gibi görünmek ya da göründüğü gibi olmakla birlikte inandığı dava uğrunda Hakk’ın razı olduğu duruşu sergilemektir. AK Parti’nin Muş’taki oy kaybının temel sebeplerinden biri, “olduğu gibi görünmeyenlerden ve göründüğü gibi olmaya çalışırken samimiyet gömleğini üstüne oturtamayanlardan” kaynaklandığı aşikardır. Zira, samimi olan tesir eder, tesir eden de beklenen neticeyi getirir. Gün geçtikçe hızla yozlaşan dava şuuru, dillerde basit bir kullanıma dönüşürken, bu gidişata dur diyemeyenler, dava heyecanını, aşkını, samimiyetini, fedakarlığını kendinde yitirenler ya da hiç bulamamış olanlar durumu analiz etmekte zorlanıyor. Bakınız bendeniz, kendi halinde bir vatandaş iken ve gönlümün bam telini AK Parti’nin davasına, derdine kemend etmişken ilimin teşkilatını eleştirecek noktaya gelmiş olmam acı verici. “Ne zor şeydir sevilen birini katletmek.” diyor John Stuart Mill. Zor ve acı fakat sabır taşının çatlama sesi bu yazdıklarım. Göz göre göre bu davaya ihanet edenlerin bu davanın sahibi gibi ortalıkta gezinmesi ve birilerinin yapılan yanlışları, hataları onlar adına örtbas etmesi bir o kadar bu davaya ihanet demektir. Dert sahibi insanlar sustukça tüm yanlışlarına rağmen kendilerini haklı görenlerin artık bu davaya nasıl zarar verdiklerini görüp onurlu bir şekilde ayrılmaları gerekmektedir.

Yaşanan oy kayıpları sadece adayın, sadece teşkilatın, sadece vekilin, sadece birinin, birilerinin eksiği değildir. Her ne sonuç alındı ise bunda herkesin payı vardır. Yine herkesin bir araya gelip samimiyetle konuşup, özeleştiri yapıp yola devam etmesi gereken bir durumdur. Birlikte! Birlikte… Alınan netice hayır, esenlik, dirlik ve birlik getirsin. Aksi takdirde kırılan parçaları toplamak kolay olmayacak…