Yeni bir aşı tuzağı mı geliyor? Hastalık yeniden hortladı. Gündeme getirilmiyor çünkü sansasyon yaratılmasından endişe ediliyor. Omicron varyantının hafif semptomlarla geçmesinden dolayı izolasyonu kaldırıp yavaş yavaş da olsa normal hayata alıştırılmaya çalışılırken, sanki hastalık ülkemizi ve dünyayı hiç esir almamış gibi açık ve kapalı alanları, toplu taşımaları, AVM, spor salonları ve hatta düğün salonlarını tıka basa doldurduk, tam da onların planladığı gibi her şey en başa sardı. Covid'in dünyayı esir aldığı ve herkesi evine hapsettiği dönemin başka bir versiyonu şimdi de akıl alınamayacak kadar yüksek rakamlara ulaştı. Hastanelerin birçoğunda yeniden Pandemi bölümleri oluşturuldu. Vücudumuza enjekte edilen aşılar tam da planlandığı gibi aynı dönemde, hemen hemen herkesin dengesini, vücut ısısını, sindirim sistemini dahil bütün bedenini etkileyen aşırı yorgunluk hissi, titremeyle gelen yoğun terleme, ishal, kusma, baş ağrısı ve içine hapsedilmişlik duygusu içerisine girdik. Robotlaştırıldığımız kaçınılmaz bir gerçek. Hastalık, dünyayı sarmadan önce zaten hazırlığı bitmiş bir aşı olan,  biontech ve sinovac aşıları (belki bu kadarını onlar bile tahmin edemiyorlarken) milyonlarca satışını gerçekleştirip, sıcak paranın lezzetine doyamadıklarından şimdi de hatırlatma dozu adı altında yeniden vücudumuza enjekte ederek bizi tamamen etkileri altına alıp, deyim yerindeyse kuklaya dönüştürmek istiyorlar. Kendim de şahsen tam bir aşı karşıtı iken, hastalığın dünyada ne kadar misafir, ne kadar yerleşik hayatta kalacağı bilinmediğinden, (ki, dış güçler bunu planlamışlardı) AVM, toplu taşıma, vs. yerlere girilme yasağı konulduğundan, vücudumuzun aşıya nasıl tepki vereceğinden emin olmadığımız halde, sıralanmış sürüler halinde hastaneleri doldurup içeriğindeki sinsi tuzağa rağmen bu ilacı vücudumuza enjekte ettirdik. Artık hepimiz birer gönüllü taşıyıcıyız. Hastalığın ilk nüksettiği aylarda altmış yaş üzeri risk altındayken malesef şuanda covid vakası ile hastaneleri dolduranların yüzde yetmişi bir yaş altı çocuklar, tabii bir yaş altı çocukların virüsü dışarıdan getirmesi ya da kapması olanaksız olduğundan biz yetişkinlerden, yani, asıl taşıyıcılardan aldıkları gün gibi bariz. Covid’in farlı bir versiyonu olan maymun çiçeği de nezle, grip benzeri bir hastalık gibi görünse de, yüksek ateş, halsizlik, sürekli uyku hali, karın ağrısı ve vücudun hemen hemen her bölgesinde şişlikle gelen kızamığa benzeyen kabarıklar olarak kendini gösteriyor. Maymun çiçeği olarak adlandırılan bu tuhaf hastalığın çoğunluğu da beş ile on yaş arası çocuklarda görülüp, günlük vakka sayısının 500 bin üzerinde olduğu ancak hastanelerdeki oda ve yatak sayısından dolayı, vücuttaki kabarığın ciddiyetine göre acil müdaheleye alınıyor veya yakın hastanelere sevk ediliyorlar. Hatırlatma dozunun, vücudumuzdan ziyade, zihnimize nasıl tepki vereceği artık bir muamma değil. Sağlığımız üzerinde oynanan oyunlar, bizi yönetmek isteyen dış güçlerin ekonomisini daha da güçlendirecek, boynumuza takmak istedikleri ipi hangi yöne çevirirlerse o yöne gitmemizi sağlayacaklar, ama bu onların düşüncesi. İnsan tuzağa bir kez bilmeyerek düşebilir, bir kez inanabilir ve bir kez affedebilir. İkinci bir hatayı affetmek üçüncü hatayı beraberinde getirecektir. İnsan bir kez aldatıldığını anladığı zaman, inanmamayı, güvenmemeyi ve daha da önemlisi, kronik şüpheci olmayı öğreniyor. İnsanların tecrübe dedikleri şey tam olarak budur. Her ne kadar medyaya yansıtılmamış olsa bile sürekli araştırma halinde olduğumdan ve yerinde görüp değerlendirme yaptığımdan son dalgayla gelen ölüm sayısının oldukça yüksek rakamlarda olduğu bir gerçek. Covid ölümleri artık bize o kadar sıradan ve basit geliyor ki, sanki sırf covidden öldüğü için içimizde bir burkulma, eksiklik ve eksilme duygusu bile yaşatmıyor, bunlar da yine vücudumuza enjekte edilen aşıların verdiği hissiyatla alakalı. Yaklaşık üç yıl önce dünyayı saran yapay virüsün zararları bir yana, ikinci dalganın oyununa gelmemek için ve bile isteye dış güçlerin ekmeğine yağ sürmemek için, olası bir izole ve yasak ihtimali bile olsa, beden sağlığımızdan ziyade zihin sağlığımız ile oynanan bu oyunun karşısında kararlı duruşumuzla tezlerini çürütebiliriz. Dünya genelinde mevsim normallerinin üzerinde seyreden aşırı sıcaklığın da corona virüsü yeniden hareketlendirdiği ve özellikle savunması düşük yaşlı ve çocuklarda çoğunlukla görüldüğü gözlemlenirken, ingiltere’de bir hatfa içinde aşırı sıcağa bağlı covid ölümleri rakamı 800’ü aşmış durumda. Ülkemizde tam rakam verilemiyor. Herkes sessiz bir taş oyununa devam ederse, başkaları bizi çoktan sobelemiş olacak. Kaldı ki, ülkemizin sırf bir ilaç rantı yüzünden birilerini kalkındırmaktan daha önemli meşguliyeti var. Başını alıp giden durdurulamaz zamları unutturmak için nüksettirilen hastalığın yaygınlaşmasını hızlandıranlara inanıp inanmamak bundan böyle tamamen kendi içgüdülerimizin bizi yönlendirmesi ile olacak. Bir hatırlatma notu ekleyerek yazımı sonlandırmak istiyorum. Satılmış kölelik devri 800’lü yıllarda kaldı ve biz artık teknoloji çağındayız. İnsanın alınıp satılan bir varlık olmadığını, kimsenin ilacına zorunlu denek olmamamız gerektiğinin bilincindeyiz.