Aziz şehitlerimize ithafen…
Bu hafta Türk Polis Teşkilatının 178’inci yıldönümünü, ne yazık ki hem sevinçli hem de üzüntülüyüz. Üzüntülüyüz çünkü Türk Polis Teşkilatı, milli güvenliğimizi temin amacıyla çok sayıda şehit ve gazi vermiş, onlarca badireye göğüs germiş mücadele ile dolu tarih ve şerefi olan güzide bir kurumdur. Türk Polis Teşkilatımız suç ve suçluyla mücadelede cesaret nişanesi, Vatana, Millete, Bayrağa sevgide cevval bir sadakat timsali, masum ve mağdurları korumada asalet numunesi, hakka riayet, halka hürmet, hakikate dikkat gösteren fedakârlık zirvesi olarak 178 yılı geride bırakmıştır.
Türk Polis Teşkilatı çok eski ve müstesna bir geçmişe sahiptir. Eski dönemlerden bu yana Türkler ’de kamu düzenini sağlamak ve korumak önemli olmuştur. Bu güveni günümüzde polis teşkilatı devam ettirmiştir. Devletin geleceği ve güvencesinin kamu düzeninin sağlanmasından geçtiği bilinmiş ve önlemler ona göre hazırlanmıştır. Türk devlet geleneğinde uzunca süre kamu düzeni sağlama işlemi subaşılar tarafından yürütülmüştür. Tarihte ilk subaşı TONYOKUK kitabesinde ismi geçen İNALKAĞAN’dır. Türklerin Anadolu’da kurduğu Selçuklu Devletinin kurucusu olan Selçuk Bey’de uzunca süre Subaşı olarak görev yapmıştır. Böylelikle Subaşılar önemli bir kamu hizmetinin yürütülmesinde görev almıştır. İsimleri ne kadar değişse de polis teşkilatı tarihin değişik dönemlerinden başlamak üzere bu topraklarda düzenin, adaletin ve kanunların uygulamasında önemli görevler üstlenmişlerdir.
Yıllar içerisinde Subaşıların isimleri Sadrazam, Yeniçeri ağası, Falakacı, Cebecibaşı ve Cebeciler, Kaptanpaşa, Topçubaşı ve Topçular, Bostancıbaşılar, Kadı ve Böcekcibaşı, Asakiri Muntazama-i Hassa olarak anılmaya devam etmiştir. Günümüzdeki anlamda ilk Polis kelimesi İstanbul’da 10 Nisan 1845’te zikredilmeye başlanmıştır. Kurulan polis teşkilatının görev tanımları da yine bu dönemde yayınlanmış olan Polis Nizamnamesinde belirtilerek deklere edilmiştir. Kurulduğu dönemde doğrudan saltana bağlı olarak çalışan teşkilat, 1918 yılında Milli Polis Teşkilatı ile daha düzenli ve bütün yurda yayılarak günümüz anlamdaki faaliyetlerine başlamıştır. Millî mücadele yıllarında önemli görevler üstlenmiş olan polis teşkilatımız hali hazırda güven ve huzurun sağlanmasında yurt içi ve yurt dışında önemli görevler icra etmektedir.
Türk Devletinin ilelebet var olmasının teminatı olan Türk polis teşkilatı dilerim ki, mahşeri vicdan türbesinin inanmış türbedarı olarak her daim var olur.
İnsanlığın asıl polisi, asıl hâkim ve savcısı insanın kendi vicdanıdır. Vicdan, ahlak ve adalet insanlığın varlığı ve kanunların aynı zamanda koruyucusudur.
Vicdan ışıldıyorsa, ahlak varsa, adalet sağlanıyorsa velhasıl vicdan işliyorsa; iyiyle kötünün, doğruyla yanlışın mukayesesi mutlaka yapılacaktır. Böylelikle ne suç ne de suçlu aramızda barınmayacağı gibi başlarını kaldıracak dermanı bile bulunmayacaklardır.
Bu vesileyle ülkemizin bölünmez bütünlüğünün sağlanması sırasında şehadete ulaşmış olan aziz şehitlerimizi bir kez daha yad ediyor kıymetli emanetlerini hürmetle selamlıyor ve sevgiyle kucaklıyoruz.