Güzel bir bahar yaşıyoruz. Çiftçinin yüzünü güldüren yağışlar bütün ülkemiz insanına can suyu oldu. Şükürler olsun haberlerden de gördüğümüz kadarıyla barajlarımızın doluluk oranı yüksek. Ardından Karadeniz gazının çıkması. Petrol rezervlerinin tespiti. Bunlar biz Türkiye insanını oldukça sevindirmektedir. Hangi görüş ve partiden olursa olsun. Ancak seçime günler kaldı. Elbette ki her yurttaşımızın istediği bir parti veya şahıs vardır. Bunlar seçilip meclise gidecekler. Çok çok hizmetler bekleyeceğiz. Buda bizim doğal hakkımız. Yani bir hizmet yarışı var diyelim! Bu hizmet yarışında seçilecek insanımızı güle oynaya meclise gönderelim. Kimsenin burnu bile kanamasın. İnsanımızın kalbi kırılmasın.
Seçimlerde hep şahit olmuşuzdur, bazı yerlerde maalesef ölümlere bile varan olaylar cereyan ediyor. Hâlbuki o kendisi için insanları üzdüğümüz kırdığımız incittiğimiz parlamenterimiz, mecliste rakip parti mensubu milletvekili ile kol kola, güle oynaya beraberler. Aynı masada yemek, aynı düğünde beraberce halay çekmeler. Elbette ki arzuladığımız olay. Ancak onlar sonradan bu kadar iç içe oluyorken biz neden seçim ortamında veya o insanların seçiminde bir birimizi kırıp üzelim ki!
Kaldı ki, o ayrı parti mensubu rakip vekiller bile kavga gürültüye kırgınlıklara taraf değiller. Hatta bakıyorsun rakip adaylar, insanımız arasında meydana gelen bir kan davası veya kırgınlığı gidermek için aynı yerdeler. İnsanlığı, sevgi ve saygıyı anlatıyorlar
O halde madem o seçilecek insanlar kırgınlıktan taraf değiller, seçmen, niçin yanı başındaki adamı üzsün ki. Hem adı üzerinde ‘’hizmet yarışı’’ Hizmet yarışı, çiçeklerle gülücüklerle kutlanır. Şimdiye kadar kimse bir şampiyonun şampiyonluğunu, matemle, kavgayla kutlamamış. O halde bizde bir birey olarak herhangi bir kırgınlığa meydan vermeyelim. Hislerimize hakim olalım. Aklımız hissiyatımızın önünde olsun.
Kardeşliğe, birliğe, beraberliğe her zaman muhtacız. ükümetytlerin fıtratıdır değişgebnlik. Onlar değişecek elbettekiç. Biri fgider diğeri gelşir. ama bizim vatandaş olarak bir liğimiz beraberşliğimiz kardeşliğimiz zedenlendimi tamitiri çok çok zor. Nitekim ucuı kan davalarına kadar gidip uzadıkça uzuyor .
Kutsalımız bizse iananalar kardeştir diyor. Falan partiyi tutan veya falan ırktan olanlar kardeştir demiyor. Eğer biz müslüğman isek ki hepimiz müslümana olduğumuzu iddia ediyoruz, o halde kutsalımızın olmazsa olmazı olan kralına uyaluıım. Mümin kardeşimizi imncitmeyelim . Biz Kaldı ki kutsalımız Müslüman için, “kardeşsiniz’’ diyor. “İnananlar kardeştir’’ diyor. Falan partiden olan veya falan ırktan olanlar kardeştir demiyor. Mademki Müslümanız. O halde kutsala da uymak zorundayız.
Birliğimiz, beraberliğimiz bozulursa hepimiz zarar ederiz. Tıpkı son yaşadığımız deprem gibi. Her kesimi zedeledi. Ayırt etmeden, büyük küçük, kadın erkek, şu partili bu partili, zengin fakir ayırmadan aldı götürdü.
Birliğimizin bozulması da bunun gibidir. Bozulmaya görsün. Hepimiz zarar ederiz. Irak, Suriye burnumuzun dibinde. Birlikleri bozulduğu için maalesef bütün her kes yıkıntının altında kaldı.
Birliğimizin bozulmasının depremden pek farkı yok. Hatta depremden daha da kötü! Hiç olmazsa depremde AFAD vardı. Ahbap vardı… Kardeşliğimizin depreminde ne AFAD nede ahbap bişi yapamaz. Israrla diyorum ki; lütfen yapıcı olalım. Hissiyatımız aklımızın önüne geçmesin. İnsanımız kazansın. Ülkemiz kazansın, beraberliğimiz kazansın… Bayrağımız kazansın. Zarar etmeyiz…
Belki diyeceksiniz ki; karşımdaki konuşan adam çok kırıcı! Dayanamadım cevabını verdim, kırıldık. Haklısınız. Bende de oluyor bazen. Çaresi zor değil. Karşıdaki adam, seni anlamıyorsa demek ki senin anlattığın konunun cahili. İyi de cahille neden muhatap oluyorsun ki kardeşim! Ya o mekânı terk edeceksin veya o insanla, cahili olduğu konuları konuşmayacaksın! Biraz çözüm odaklı olalım. Problemin bir parçası olmak büyük eksikliktir. Neden kendine problem olmayı yakıştırıyorsun ki. Bak işte küçük bir hareketle kırgınlığın önüne geçmiş oluyorsun.
Her ne ise… İnsanımız kavga istemiyor. Hakaret istemiyor. Dargınlık istemiyor. Yapıcı olalım. Fedakâr olalım. Birleştirici olalım. Sizlere, tebessüm ve cahile karşı susmayı tavsiye ediyorum…
Kıymetli zamanımızı kıymetsiz geçici şeylerle zayi etmeyelim. Unutmayınız ki AĞIZDAN ÇIKAN SÖZ ve ZAMAN bir daha kesinlikle geri gelmez. Başlıktaki soruma ben cevap vereyim.
- OYUMUZ,
- SEVGİYE,
- KARDEŞLİĞE,
- ŞEFKATLİ OLMAYA,
HANGİ GÖRÜŞTEN OLURSA OLSUN KUCAKLAŞMAYA ve BİRİBİRİMİZE TEBESSÜM ETMEYE olsun. Selam ve dua ile…