Dünyanın kaygılandığı ve önemle üzerinde durduğu sorunların başında sürekli gıda temini, içilebilir su ve kirletmeyen enerjinin devamlılığı konuları gelmektedir. Hızla artan nüfus, hayatın devamı için önemli olan su, gıda ve enerji kaynaklarının devamlılığını tehdit etmektedir. Birçok ülke kaynakların devamlılığı korumaya ve daha temkinli kullanımı ile ilgili sürdürülebilir eylem planları oluşturmaya çalışmaktadır. Bu açından Tarım, insanlık için hayati öneme sahip ve vazgeçilmez bir üretim sahasıdır. İnsanlığın ateşi bulmasından sonraki en önemli icadı tarımsal üretimdir. Tarlanın işlenmesi yerleşik yaşama geçişi hızlandırmıştır. Sonrasında gelen icatlarla insanlık tarihi farklı çağlara evrilmiştir. İnsanlığın tohumu toprakla buluşturduğu ve ilk toprağı işlediği o günlerden bu güne tarımsal mekanizasyon, ürün çeşitliliği ve ürünlerin yetiştirilme şekilleri adeta uzay çağına yaklaşmıştır. Farklı teknolojik araçların tarımda kullanılması birçok farklı kavramın ortaya çıkmasını sağlamıştır. Tamda burada son yıllarda Tarım 4.0 gibi bir kavram sıkça duyulmaya başlanmıştır. Tarım 4.0, yapay zeka, robot teknolojilerinin, sensörlerin ve simülasyon programlarının yani her türlü teknolojik gelişmenin tarıma uygulandığı bir üretim şeklidir.  Kısaca 2050’li yıllarda tarımın robot ve İHA (İnsansız Hava Araçları) tarafından yapılmasına kadar gidecek bir sürecin kısaltmasıdır. Sakın yanlış anlaşılmasın buradaki amaç tarladan insanı çıkartmak değildir. Aslında burada yapılmak istenilen tarım üretim yöntemlerinde olabildiğince tarladaki karbon izinin azaltılması (Tarlanın daha az kirletilmesi) ve üretim verimlerinin artırılmasıdır. Bu alandan bilgisayar mühendisliğinden makine mühendisliğine kadar bir çok alanı içerisine almaktadır. Hatta bu ortak alanları içerisine alan birçok özel bilim dalı (biyomühendislik) dahi oluşturulmuştur. Dünya’da Amerika’dan sonra en çok gıda ürünü satan ülke Hollanda’dır. Güneş görmeyen ve topraklarının büyük bir kısmı verimli olmayan bu ülkenin toplam üretim için kullandığı alanı 1 milyon hektartır. En büyük tarım üretimi yapan şehirlerinin toplam alanı Muş tarım arazilerinin yarısı kadar bile değildir. Fakat sadece 2018 yılında 57 milyar dolar gibi bir ürün satışını gerçekleştirmiştir. Tam burada Hollanda gelişmesini neye borçlu diye bir soru soracak olursak üretimin ilk başında Tarım 4.0 gelmektedir. Tüm gelişmeleri çiftçisine bölgesel hatta çiftçi bandında aktarıyor olmasıdır. Hatta daha özelde Hollanda üniversiteleri ve AR-GE (Araştırma Geliştirme Faaliyetleri) firmaları teknolojilerini doğrudan çiftçilerin ihtiyaçlarına yönelik olarak üretiyor. Tarımla teknolojiyi birleştirecek her türlü AR-GE faaliyetleri bölgede kurulmuş olan üretici birlikleri, üniversiteler, araştırma enstitüleri ve KOBİ’lerle hep birlikte müthiş bir sinerji ile sağlanmaktadır. Örneğin Dünyada istinasız tarım denildiğinde akla gelen Wageningen Tarım Üniversitesi akıllı tarım ile ilgili öncü olmuş durumdadır. Tarım fakültesi dediğimizdeki bizdeki gibi hemen aklınıza ülkemizdeki klasik tarım fakülteleri gelmesin. İlk biyomühendislik, yapay zeka tarım uygulamaları ve teknolojik tarım bölümleri gibi bölümler buradan çıkmıştır. Örneğin o üniversitede üretilmiş bir teknolojiye örnek vermek isterim. 60 bin m² domates serasında, seralar için geliştirilmiş sodyum buharlı SON-T lambalar 24 saat kullanılır. Bunun için gerekli elektrik, seranın hemen yanı başındaki doğal gazla çalışan jeneratörden elde edilir. Bu işlemden açığa çıkan ısı serayı ısıtmada, CO2 de kontrollü olarak sera içerisine verilerek (CO2 gübrelemesi) bitkilerin daha fazla fotosentez yapması sağlanır [1]. Kaya yününün içerisindeki bitki köklerinin de sıvı gübreyle beslenmesi ve istenilen besinlerin kontrol üniteleriyle verilmesi.  Toplanan domateslerin hem ezilmeden toplayıcı konveyörlere taşınması hem de yıkanmasının sağlanması. Düşününce uzay üssü gibi bir şey akla geliyor. Bu açıdan üniversitelerin bölümleri ve yapılan işlemlerin bölgeye yönelik AR-GE faaliyetleri son derece önemlidir. Bu açıdan hali hazırda bakir olarak kabul edilen Muş Ova’sının arazilerin acilen teknolojik gelişmeler ışığında değerlendirilmesi elzemdir. Muş’ta uzunca süredir faaliyet yürüten TİGEM traktörleri bir dönem insansız olarak hareket etmekteydi. TİGEM’in teknolojik gelişmeler ışığında üretim kapasitesini arttırması ve gelişim göstermesi beklenmekteydi. Özelleşmesinden sonraki durum nedir bilmiyorum. Eğer Tarım 4.0 ile ilişkili örnek uygulamalar varsa Muş üreticilerine de açması önemli bir avantaj olacaktır. Muş için ürün çeşitliliği çalışmaları on yıl önce tamamlanmış ve bu bölgelere uygun tohum çalışmaları gerek TİGEM gerekse Tarım Bakanlığı’nın Tarım Araştırma Enstitüleri tarafından tamamlanmıştır. Artık tamamlanan bu sürecin verimliliğinin artırılmasına yönelik faaliyetlerin yürütülmesi daha da önem arz etmektedir. Bir diğer açıdan Muş’ta tarım üretiminin klasik tarım uygulamalarından ziyade sensörlerle desteklenmiş akıllı tarım uygulamalarına dönüştürülmesi elzemdir. Bunun için başta il tarım müdürlüğü ve üniversite olmak üzere tüm ilgili kurumların stratejilerini değiştirmesi gerekmektedir. Muş çiftçisi gör ve öğren ile hareket etmektedir. İlgili kurumların örnek uygulamaları bu uygulamalarını da üreticilere bire birde ulaşarak anlatması gerekmektedir Özetle Muş Ova’sının tarımsal veriminin artırılması için;
  • Bölgeye uygun belirlenmiş ürünlerin verimliliklerinin artırılmasına yönelik yapay zekayla desteklenmiş tarımsal mekanizasyonun bir an önce faaliyete geçirilmesi gerekmektedir.
  • Akıllı sera uygulamalarına yönelik örnek uygulamaların ivedilikle oluşturulması gerekmektedir.
  • Tarım liselerinin biran önce aktif edilmesi gerekmektedir.
  • Biyomühendislik, yapay zeka tarım uygulamaları, tarımsal mekanizasyon gibi bölümlerin açılması önemlidir.
  • Alternatif enerji uygulamalarının artırılması gerekmektedir.
  • Biyokütle artıklarının değerlendirilmesine yönelik faaliyetlerin hızlanması gerekmektedir.
  • Biyogaz bazlı enerji üretimine değinilmesi gerekmektedir.