İnsanoğlu giderek artan teknolojik cihazlara daha fazla bağımlı hale gelirken, farkında olmadan aslında enerjiye de bağımlı olmuş durumdadır. Öyle ki, ulaşımdan aydınlatmaya, ısınmadan gıda üretimine kadar enerji hayatımızın her alanındadır. Günlük alışkanlıklarımız içerisinde telefonlarımızı bir gün şarj edemeyerek kullanamadığımızı düşünelim galiba büyük bir engel teşkil ederdi. Hal böyle olunca enerjinin üretimi ve devamlılığı hayati öneme sahip oluyor.
Peki, tarımsal enerji, yada enerji tarımı nedir? İnsanların aklına tarımdan enerji mi olur diye gelebilir. Enerji tarımını kısaca şöyle özetleyebiliriz. Tarımsal ürünlerden enerji üretiminin gerçekleştirilmesi işlemidir. Sadece bu amaçla dikilen tarım ürünleri mevcuttur. Bu tarım ürünleri arasında en bilinenin ise soya fasulyesi, aspir ve kanoladır. Bu ürünleri ayçiçeği, mısır, sorgum ve şeker kamışı takip eder. Bu ürünlerden ayçiçeği ve mısır gıdasal ürün olarak da kullanılmakta ise aspir ve kanola gibi ürünler zamanla sadece enerji tarımı amaçlı üretilmeye başlanmıştır. Bu ürünler yüksek yağ kapasitesine sahip ve kısa sürede yetişen tarım ürünleridir. Örneğin Çin’deki ekilir arazilerin %5’ine yakınında aspir ve kanola yetiştirilir. Yetişen tarım ürünlerinin de %80’den fazlası motorlu taşıtlarda yakıt olarak kullanılır. Elde edilen yağlar taşıtlarda doğrudan kullanılabildiği gibi işlenerek biyodizele’de dönüştürülebilmektedir. Ülkemizde 2018 yılında yayınlanan bir yönergeye göre petrol ofislerinde satılan dizel yakıtına binde beş (% 0,5) oranında biyodizel katılması zorunlu hale getirilmiştir. Ayrıca 2010 yılından bu yana benzin içerisine %5 oranında alkol yakıtlar (metanol, etanol vb.) ilave edilmektedir. Biyodizel ve alkol ilavesinden yıllık kazancın 50 milyar dolar civarında olduğu hesaplanmaktadır. Ülkemizde yerli ve milli kaynaklarla elde edilecek yakıtların ülke ekonomisine ciddi katkı sağlayacağı ve çiftçiler için önemli bir kazanç kapısı olduğu ortadır.
Soya fasulyesi, aspir, kanola ve ayçiçeği çiçekli bitkilerdir. Bu bitkilerin çiçeklerinden iyi derecede bal çıktığı birçok kaynakta belirtilmektedir. Bunun yanında tohumlarından yağ edesinden sonra kalan küspeleri yüksek protein ve yağ içeren hayvan yemidir.
Muş ilinde tarım ve hayvancılık ilin en önemli gelir kaynağıdır. Özellikle tarım ürünü olarak yetiştirilen şeker pancarı bölge insanın ekimine bel bağladığı tek ürün gibi gözükmektedir. Fakat zaman zaman deneme mahiyetinde de olsa bölgede sertifikalı kanola, aspir ve soya fasulyesi üretimi yapılmıştır. Daha önceden yapılmış çalışmalarda dikimi yapılan yağlık bitkilerle ilgili bilgiler TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) verilerinde yer almaktadır. Veriler yağlık bitkilerin bölgenin iklim ve toprak yapısı ile uyuştuğu göstermektedir.
Tüm bunların ışığında Muş İli, İlçeleri ve Ovası ile birlikte önemli bir tarım alanı olarak görülmesine rağmen henüz hak ettiği yerde değildir. Bu nedenle Türkiye’nin bu önemli Ovasının enerji tarımı yapılabilirliği açısından desteklenmesi, ürün çeşitliliğinin arttırılması ve ülkemize döviz girdisinin sağlanması için aşağıdaki hususlar göz önünde bulundurulabilir.
- Bölgede alternatif ürün olarak yukarıda saydığımız yağlık bitkilerin ekilmesi desteklenmelidir. Öncül projeler ve demonstrasyon çalışmaları yapılmalıdır.
- Bölgeye biyodizel üretim tesisleri kurularak, üretilecek bitkilerin yağından biyodizel üretimi yapılmalı ve bunlar teşvik kapsamına alınmalıdır.
- Bu ürünleri işleyen fabrikalar Muş İlinde kurulmalı ve yağlık bitkilerin küspelerini hayvan yemi olarak işleyecek tesisler açılmalıdır.
- Yağlık bitkilerin küspelerinin hayvancılık ile uğraşan bölge halkı tarafından kullanımının artırılmasına yönelik pazarlama faaliyetleri ve bilgilendirme çalışmaları yapılmalıdır.
- Muş İli arıcılık ve bal üretimi konusunda da ileri bir konumdadır. Yağ bitkilerinin bal arılarının bal yapma dönemine denk gelen süreçte çiçek açması, balcılığın gelişmesine de katkı sağlayabileceği için bu konuda da çalışmalar yapılmalıdır.