Hızla değişen bir Dünya’nın içinde dijital çağı yaşıyoruz. Bunun avantajları olduğu gibi dezavantajları da var ne yazık ki. Oturduğumuz yerden sipariş vererek en kolay şekilde alışverişlerimizi yapıyoruz, kapımıza kadar geliyor. Zamanı kısıtlı olan, evden çıkamayan insanlar için büyük kolaylık şüphesiz. Bir şeyler satmak istiyorsak da dükkan açmadan çeşitli sosyal mecralardan, web sitesi kurarak yada satış sitelerinden mağaza açarak çok iyi kazanç elde edebiliyoruz. Pandemi dolayısıyla hızla artan internet alışverişleri hayatımıza çok çabuk adapte oldu. Köylüsünden kentlisine sosyal mecralara üye olmaya başlanıldı. Neredeyse üye olmayan kalmadı. İnsanlar okul arkadaşlarını, eski dostlarını bir bir bulmaya başladı. Yazarlar, çizerler, şairler, sanatçılar, zanaatkarlar yaptıkları eserleri tanıtmak için sosyal medyayı kullanıyorlar. Ben de sosyal medyayı kendi yazılarımı tanıtım için kullanıyorum ve çok faydasını gördüm. Yazdıklarınızın büyük kitlelere ulaşması tabii ki sevinç verici… Haberlere daha çabuk ulaşılabiliyor artık. Önemli bir haber olduğunda televizyondan önce internetten öğreniyoruz. Haber gerçekten inanılmaz bir hızla çok çabuk yayılıyor. Bunun yanında yalan haberler de çok fazla internette önümüze düşebiliyor. İnsanlar hangi haber yalan hangi haber doğru karar vermek için yine interneti kullanıyorlar. Hangi konuda neyi merak ediyorsak interneti açıp öğrenebiliyoruz. Yemek yapmak istersek internetten girip istediğimiz yemeği yapabiliyoruz. Videolardan yemek yapmak Çok keyifli bir o kadar da leziz yemekler yaparak adeta yemek yapma konusunda neredeyse ustalaştık. Arkadaş, evlilik siteleri kuruldu. Buralardan eş bulma arayışına girildi. Benim tanıdığım 2 aile internet ortamında tanışıp evlendi. Görücü usulu evlilik yerine daha çok dijital evlilikler duyar olduk. Oyun siteleri kuruldu buralara girerek çok fazla kendini kaptıranları gördük. Oyun hastalığından boşanmaya giden çiftler oldu... Gençlerin çok değişik oyunlar oynadığını biliyoruz. Birkaç sene önce Eskişehir’e giderken trende yanıma bir üniversite öğrencisi oturdu. Kızla baya bir sohbet etmiştik. O da benim gibi sohbeti seviyordu sanırım. Yoksa bazısı sohbet etmemek için ya uyuyor ya da kitap okuyor. Her neyse kız Eskişehir’e dijital oyun arkadaşıyla tanışmaya gittiğini söylemişti. O zaman çok ilginç gelmişti bu durum. Ama artık dijital bir dünyada bu gibi durumlar normal geliyor. İnsanlar çektikleri videoları, fotoğrafları internette yayınlıyorlar… Ne yedikleri, ne içtikleri kiminle nerede oldukları her şey ortada... Bu iyi bir şey mi tartışılır. Ne kadar gerçekçi bu da tartışma konusu. Mutsuz bir karı koca mutluluk pozları vererek fotoğraf yayınlayarak biz iyiyiz mesajı verebilir. Sosyal medya birilerine laf sokmak,, hınç almak bazen de günah çıkartma yeri olabiliyor… Sanal bir ortamda fazla vakit ayrılıyorsa artık tehlike çanları çalmaya başlamıştır… Dijital bir ortamda yaşamımızı sürerken sanallıktan bir parça uzaklaşıp, gerçeğimize dönmeye gayret etmeliyiz.. Hepsinden önemlisi ve en tehlikelisi insanların fenomen olmak, dikkat çekmek ya da para kazanmak amaçlı yaptıkları saçmalıkların fazlaca artması. Bazen öyle zarar verici videolar çekiliyor ki yani insan pes diyor. İnsanlığa hiçbir faydası olmayan, hiçbir mesaj içermeyen gelenek göreneklerimize ve daha da önemlisi ahlaka aykırı bu tür videoların önüne geçilemiyor. Özellikle anne babalar bu tür uğraşı içinde olan çocuklarına engel olmalılar. Yazık oluyor çocuklarımıza. Maalesef dijital virüs aramıza girmiş dolaşıyor, kendine yeni kurbanlar arıyor... Gelecekte daha bir önem kazanacak olan dijitalleşme hayatın bir parçası olmaya devam edecek. Önemli olan bizim bunu iyi yönde değerlendirip, nimetlerinden faydalanmak, avantaja çevirmek… Dijitali verimli kullananlardan olun... Sevgiyle kalın…