Kadim aşiretler isimli federasyon, aşiret reislerimiz (ağalarımız), olmazsa olmaz ‘akademisyenlerimiz’ bir de tâbi sivil toplum kuruluşlarımız ve şehrimizin ileri gelenlerinin katılımıyla Muş’ta birkaç gün önce toplantı düzenlemiş, demin gördüm ki görmeseydim de bir şey kaybetmezdim!
Batı Avrupa’sının orta çağında hüküm sürmüş ve orada 15.yy da “bitmiş” ‘feodal’ yapının Muş misafirperverliğinde sürdürülmesi bir Muşlu olarak beni ziyadesiyle memnun etti. ‘Geleneklerimize’ ve kendimizi dünyanın geri kalanından koruma içgüdümüze bu denli bağlı oluşumuz gözlerimi yaşarttı, inanın sol gözümden yaş akması an meselesi oldu. Zira global olarak bu denli ‘ilkelleşen’ dünyaya ‘medenileşmemizin’ göstergesi olarak bu tarzda toplantılar düzenlemeyi göstermemizi umut verici buldum. Ya mazallah kadim ve köklü aşiretlerimizi dünyanın geri kalanından koruyamaz isek sonra da aşiretlerimiz unutulsa halimiz nice olurdu? Ancak tâbi konuya ilişkin burada birkaç dipnot düşmek ve soru sormak istiyorum.
Zira kendimi konumlandırmaya çalışıyorum ancak tam olarak konumlandıramıyorum.
Aşiret beylerinin karşısında konumum nedir benim?
Burjuva, köylü, din adamı veya vassal mı? Tüm samimiyetimle söylüyorum kendimi bu noktada konumlandıramıyorum ve bu bende kafa karışıklığı oluşturuyor.
NEREDEYİM, NERESİNDEYİM BEN‽
Bir diğer önemli husus:
Aşiret beyi nasıl olunur? Gerçi yüksek meblağda mal varlığı bir de soy ve sopla tabi ki (sefil bir yoksuldan yahut avam bir soydan gelenden aşiret reisi olur mu hiç) ancak ‘soylularımızın’ arasında neden seçimle olmuyor bu reislik mesela? Niçin bu kadar anti demokratız? Niçin diğer ‘soylularımızın’ ellerinden reis olma hayalini alıyoruz?
Eğer seçimle olsaydı belki benim de bir aşiret reisi olma ihtimalim olurdu. Ki çocukluğumdan beri en büyük hayalim bizim aşiretin reisi olmak -neden olmayayım, ben de soyluyum!!- yahut aşiret içinde önemli bir yere gelmek, bireysel olarak herhangi bir başarım olmayınca mecburen kendimi aşiretime adayıp aşiretimle övüneceğim. Gerçi kadından aşiret reisi olmazdı doğru ya zaten elimizin hamuruna bakmadan erkek işine karışma hadsizliği yapmamız kabul edilemez! Her neyse aşiret reisi olma ihtimalim yok madem bu durumda ben de oyumu ‘aydın’ ve ‘entelektüel’ olan bir aşiret beyine vermek isterdim mesela.
Buradan aşiretlerimizle ilgili ‘önemli’ çalışmalar yürüten tüm sivil toplum kuruluşlarının başkanlarına çağrıda bulunmak istiyorum: Lütfen aşiret reislerimizi seçimle belirleyelim, lütfen!
Bu anti demokrat, seçimle olmadığından dolayı -yoksa başka bir nedenden değil! -anti medeni bulduğum haksızlığa çözüm bulun! Lütfen kadınlara da aşiret reisi seçme ve seçilme hakkı verin!
Gerçi belki haberiniz yoktur kadınlar, milletvekili, başbakan filan olabiliyorlar günümüzde ancak aşiret reisi olmak haşa!
Beyler:
Yukarıda “ben neden aşiret reisi olamıyorum” şeklindeki sorum mizah katma maksadıyla sorduğum sarkastik bir soruydu yoksa koltuğunuzda gözümüz yok!
Hele de sizin koltuğunuzda asla!
Yanlış anlamayın!
Sorun şurada:
o koltuk neden hala var‽
16.yy, 17.yy, 18.yy. Hadi 19.yy da benden olsun, bu yüzyıllarda kalması gereken koltuğunuz neden yıkılmadı, hâlâ ayakta?
Koltuğunuzun bizleri bağlayacağına ihtimal veriyor musunuz gerçekten‽
(Yazının tamamı ironi içerir)