Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Beni Türk hekimlerine emanet ediniz’ sözünü hatırlatarak bu haftaki yazımı kaleme almak istedim. Ben de buradan esinlenerek beni Muş’taki doktorlara emanet ediniz diyorum.
Evet, beni Muş’taki doktorlara emanet ediniz… Sürekli duyar, görür veya şahit oluruz. Muş’ta hastalar hastaneye giderken, beni falanca yere sevk edin. Filanca yere gönderin. Henüz doktoru görmeden, bilmeden ve hastalığını anlatmadan… önyargılı oluyororuz…
Oysaki Muş’ta şuanda hemen hemen her branşta doktorlarımız var. Doktorların çoğu da branşlarında oldukçada iyi. Fakat bizlerde bir alışkanlık var Araştırma hastanesi veya üniversite hastanelerine gitmek bizleri psikolojikte olsa rahatlatıyor…
Kendimden örnek vermek istiyorum; eşim geçtiğimiz yıl Muş Devlet Hastanesinde ameliyat oldu. Ameliyat olmadan öncede birçok üniversite hastanesini gezdi. Eşimin elinde damar tıkanıklığı vardı. Fakat yıllarca üniversite hastanelerinde hep varis deyip göndermişler. Muş devlet hastanesine götürdük. Muş Devlet Hastanesinde Kalp Damar Cerrahı Uzman Doktor Metin Yılmaz eline baktığında teşhisi koydu ve elinde damar tıkanıklığı var diyerek ameliyata aldı. Ameliyat yapıldı ve gayet başarılı geçti. Fakat ameliyattan sonra eşim il dışında bir üniversite hastanesine gitmekte ısrar etti.
Antalya Akdeniz üniversitesinden bir prof. doktor bulduk. Bu profesör de kendi branşında çok iyi dediler. Eşimin ameliyatı için para istedi. Anlaştık ve parayı verdik. Daha sonra üç defa ameliyat olması gerekiyor denildi. Ameliyatları üniversite hastanesinde değil de, özel hastanede yapıyoruz denildi bize biz de bir sefer düşmüştük ve kabul ettik. Her ameliyat içinde özel hastaneye ekstradan para vermeye başladık.
Ameliyatlar sırasıyla yapıldı. Bizlerde her ameliyat için hastaneye ödememizi yaptık. Fakat belirli bir süre geçtikten sonra eşimin elinde hiçbir düzelme olmadı. Aksine şiddetli ağrıları başladı. Tekrar Antalya’ya gittik. Doktorumuzun özel muayenehanesi girdik. Eşimin eline baktı. Şikayetleri söyledik bizi başka bir doktora sevk etti. Çıkışta çalışanı bizden muayene ücreti aldı. başka bir doktora gittik önce muayene ücretini aldı sonra şikayetlerimizi dinledi ve ameliyat olması gerektiğini ifade ederek bizimle pazarlık yaptı. Eşimin o kadar çok ağrıları vardı ki, ne istese kabul ettik. Anlaştık ve ameliyat için istediği ücreti de verdik. İki gün sonra eşim tekrar ameliyat oldu.
Antalya’dan Muş’a döndük eşimin parmağında morluklar oluştu. Ağrılarda git gide çoğaldı. Doktorları aradık telefonda olmaz dediler buraya gelmeniz lazım. Eşimin ağrıları çoğalınca tekrar Antalya’ya gitmek zorunda kaldık ve bize parmağının hemen kesilmesi lazım denilerek, başka bir doktora daha gönderildik. Yapılan kontrollerden hemen sonra eşim ameliyata alındı ve parmağı kesildi.
Oysaki teşhisi koyan Muş Devlet Hastanesi doktoru yaptığı ilk ameliyat gayet başarılı olmuştu. Fakat bizler nedense hep il dışını tercih ediyoruz. Ama ilimizde oldukça başarılı hekimler var. Hastaneye gidip geliyoruz genel de Muş Devlet Hastanesinde oldukça başarılı ameliyatlar gerçekleşiyor. Yapılan ameliyatlardan üstelik ekstradan ücrette alınmıyor. Tamamen ücretsiz. Fakat bizler elimizdekinin kıymetini bilmiyoruz…
Bence Muş Devlet hastanesindeki doktorlara güvenin ve onların kıymetini çok iyi bilin. Buradaki doktorlara güvenin. Öncelikle buradaki doktorlara görünün yapamayacakları veya tedavi edemeyecekleri hastalıklar varsa onlar sizleri zaten sevk edecektir…
Atatürk’ün ‘Beni Türk Hekimlerine Emanet Edin’ sözünden anladığımız, Türkiye’deki hekimlerin ne kadar işlerinde iyi oldukları ve iyi çalıştıklarıdır. Bizim de Muş olarak Muş’taki hekimlere güven verip güven duymamız gerekir. Bizdeki hekimlerin kıymetini bilip onların Muş’ta çalışmaya devam etmesi için elimizden gelen her türlü imkanı sağlamamız lazım.