İlimizin gelişmişlik sıralamasında son sıralarda yer alması bizleri oldukça üzüyor. Peki, bunun sorumlusu kim? Neden hep gelişmişlik sıralamasında sonlardayız? Kendi kendimizi hiç sorguluyor muyuz? Geri kalmışlık bizim kaderimiz mi?
Hayır, geri kalmışlık bizim kaderimiz değil! Bu kentte güya hizmete soyunan kentin siyasetçilerinin asıl işlerinin hizmet olduğunu unutup sadece kasaları doldurmak için uğraş verdikleri ve şimdiye kadar kimsenin onlara ses çıkarmadığı için bu haldeyiz.
Bu kenttin geri kalmışlığı kamu kurumlarına atanan ve işin ehli liyakat sahibi olmayanların yüzündendir. Kamu kurumlarına atanan ve sadece koltuklarda oturup hiçbir proje üretmeyen, belki de birçoğunun başında bulunduğu kurumun görev ve sorumluluğunun bilincinde bile olmadığı ortada.
Bu kentin geri kalmışlığı kamu mallarını kendi babasının parası gibi kullanan ona buna peşkeş çekenlerin yüzündendir.
İlimizin kronikleşmiş hastalıklarından birisi de kişiler arası kavga, rekabet ve birbirlerini çekememe kavgasıdır. Bırakalım artık menfaatimiz için çatışmayı. Biraz ilimiz için toplumsal hizmetler doğrultusunda çalışalım. İlimizin geri kalmışlığından kurtulalım. Kurumlara benim, senin adamın değil, işin ehli ve liyakatli kişilerin gelmesi için mücadele edelim. Hiçbir şey ilimizin kalkınması ve büyümesinden daha önemli değildir. Kişisel menfaatlerimizi düşünürken ilimize zarar verecek olaylardan ve işlerden uzak duralım. Birbirimizi karalamayı bırakalım.
Devletin parası demişken son günlerde Muş Belediyesi tarafından ihalesi yapılan ve yaklaşık maliyeti 101.996.823,97 TL olan “Muhtelif Cadde ve Sokakların Üstyapı, Aydınlatma ve Çevre Düzenleme Yapım İşi” ihaleyi alan (peşkeş çekilen) firmaya 7.5.4. Maddesi gerekçe gösterilerek 116.763.113,35 TL ile yaklaşık maliyetinin üstünde verildi. İhaleye katılan diğer iki firmanın verdiği teklifler 93.277.954,00 TL ve 98.981.480,22 TL’lik kamu menfaatineyken neden kişiye özel şartname hazırlanıyor? Rekabet ortamı neden engelleniyor? İhaleyi yaklaşık maliyetinin üstünde ihaleyi alan firmanın 7.5.4 maddelerine göre istenilen belgeler mevcut mu? İhaleyi alan firmanın, 7.5.4 maddelerine göre Asfalt plentinin Muş Belediyesi karayolları kavşağına 25 km mesafesi içerisinde kaldığını gösteren belgenin geçerliliği var mı? Burada Muş Belediyesinin kamuyu uğrattığı zarar 23.485.159,00 TL’dir. KDV ve kur farkı da göz önüne alındığında Muş Belediyesine yaklaşık olarak 70-80 milyon TL zarar verileceği görülüyor.
İhalenin daha düşük kırım atan firmaya girmesi kamu yararına iken neden en yüksek fiyatı veren firmaya veriliyor? Önümüzdeki sayıda daha detaylı yazmayı umut ediyorum. Firma ve yetkililer arasında ne tür bir ilişki var? Umarım bununla ilgili detaylı açıklama yapan olur…
İşin kime ve niye verildiği kısmını bir kenara bırakarak en düşük teklif veren firma ile ihaleyi alan firmanın teklifi arasında net 23.485.159,00 TL var. KDV hesaplanırsa 23.485.159,00 yüzdesi 4.227.328,62 TL buda toplamda 27.712.487,62 TL yapar. Yani, bu işin maliyeti çoğaldıkça çoğalır.
Muş Belediyesi bu paralarla kaç iş makinesi veya kaç tane kar küreme aracı alacakken veya belediyenin daha farklı çalışmalarında kullana bilinirdi. Belediyenin kamu yararına değil de firmaya yönelik düşünmesi kafalarda oldukça soru işaretleri oluşturuyor. Kamuoyu ve basın konu hakkında ivedilikle açıklama beklemektedir. Daha kentte istasyon caddesini yapan ve işi yarıda bırakan firmaya tekrar yüksek fiyatla iş vermenin elbet bir açıklaması vardır değil mi?
Bu paralar devletin parası yani bizim paramız. Elbette ki bunun hesabını soracağız.
İlimiz için hizmet edenlere destek olup hep birlikte ilimizi kalkındıralım. Yıllardan gelen çekememezlik hastalığımızdan kurtulalım. İlimiz için projeler üretip hayata geçirelim. İlimiz için çalışanları destekleyelim ve onlara elimizden gelen yardımı yapalım.
İlimize zarar verecek kim olursa olsun karşı duralım. Kamu kurum ve kuruluşlarına atanan idarecilerin işin ehli ve liyakatli olması için baskı kuralım.
İlimizde suçlu veya suçsuz aramıyoruz. Sadece görünen köy kılavuz istemez diyerek bazı olaylara değinmeden yapamıyoruz. İlimizi temsil eden iktidar ve muhalefet partilerinin milletvekilleri, Valilik, Belediye, Üniversite, sivil toplum örgütü temsilcileri, meslek odalarının temsilcilerini, kamu kurumları ve siyasi parti temsilcilerinin birlikte hareket etmedikleri ortadadır. Yıllardır bu birlik ruhunu yakalayamadığımız için bu haldeyiz. Başka illerde projeler, yatırımlar, kültürel gelişmeler, başarılar konuşulurken biz, hangi aşiret nereye daha çok adam yerleştirmiş, hangi ihaleler kime peşkeş çekilmiş, adalet, hak, hukuk naraları atanlar nerelere torpille girmiş, kimlerin hakkı gasbedilmiş, bugün hangi listelerde geriledik, bunları konuşuyoruz.
Muş Halkı olarak görmek istediğimiz manzara; herkesin birbiriyle barışık olması ve Muş’un sorunları için ortak hareket etmeleridir.
Siyasetteki yarışımız hizmet yarışı olsun. Kurumlardaki yarışımız hizmet olsun. Hangi kurum daha iyi çalışıp hizmet üretiyorsa ödüllendirme yarışı olsun.
Herkes ayrı bir havada olmasın. Vatandaşları dinleyen ortak fikirler olsun.
Uyanın beyler uyanın kendinize gelip biraz silkinin, kapris havasından uzaklaşın. Bu memleket kimsenin çiftliği değil.
İlimize gelen siyasi büyüklerden taleplerde bulunalım. İlimizin eksikliklerini ve ihtiyaçlarını her platformda, her ortamda dile getirelim.
Proje üretemeyen hizmet yapmayan idarecilerin değişmesi için çalışalım. Devletin birlik ve bütünlüğü sağlayan ve aynı zamanda memlekete hizmet getiren proje üreten idarecilere imkân sağlayalım. Siyasetçileri kişisel çıkarlarımız için değil toplumsal hizmetler için yoralım ve çalıştıralım.
Biz Muş halkı olarak kurumlar kişiler arasındaki kavgalardan, çekememezlikten bıktık artık. Herkesin ve her kesimin birbiriyle anlaşarak, sorunların çözümünde ortak hareket ederek, birbirleriyle barışık ve bu ilin kalkınmada üst seviyelere çıkması için herkesin ortak hareket etmesini bekliyoruz. İlimizde yaşanan bu kopukluğa son verilmesini diliyoruz. El ele verip kenetlenmeden, sağlam bir kale olmadan her rüzgârda savruluruz. Çok dağıldık, toparlanalım.