Toplumumuzda bir söz vardır eskilerden. “Bir Kahvenin kırk Yıl Hatırı Var” derler. Yani size kahve pişiren ve oturup karşılıklı içtiğiniz kişiyle kırk yıl hatırınız olurmuş birbirinizle.

Peki, toplumumuzda bir kahvenin bile kırk yıl hatırı varken, bizlere bir harf, bir sayı öğretenin hatırı kaç yıl sürer? Biz ki geçmişten günümüze geleneklerimizi, göreneklerimizi son dönemlerde biraz deforme olmuş olsa da yaşatmayı başarabilen bir toplum olarak işin içine hatır girince, emek girince, alın teri ve mücadele girince, kendimize yapılan bir iyiliğin, öğretilen bir harfin karşılığında neler yapmayız ki.

Buna en güzel örneklerden bir tanesi Hz. Ali’nin şu meşhur sözüdür. “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.” Bu sözün üstüne biraz kendimiz düşünelim, kendi çocukluğumuzu hatırlayalım. Daha biz konuşmayı yeni öğrenmişken, bizlere alfabeyi öğreten, okumayı yazmayı öğreten öğretmenlerimizi düşünelim. Her gün sıkılmadan, yorgunlardan yıkılmadan, sabırla ve inatla kendisine geleceğin emanet ettiği küçük sınıfındaki faydalı bir bilgi öğrenmesi için çabalayan, didinen, gönülleri kainattan geniş insanları düşünelim.

Öğretmenler sadece aklı eğitmekle kalmaz. Zihni de eğitir, zihniyeti de değiştirebilir. Akademik olarak üstün bir başarı sağlamasına rağmen zihniyeti bozuk olan insanların ne kendi toplumlarına ne de dünyaya katacakları hiçbir şey yoktur. İşte öğretmen bu zihniyeti değiştirebildiği ölçüde dünyaya dokunabilir. Zihniyeti değiştirmek için önce vicdan ve merhamet duygularını geliştirmek gerekir. Kör bir zihniyetin, eğer vicdanının sesini duymuyorsa yapamayacağı kötülük yoktur. Bu kötülüklerin asla doğmaması için savaşır öğretmenler. Öğrencilerinin kalbine merhamet tohumlarını dikerler, paylaşmayı, elindekinin kıymetini bilmeyi, sevgiyi, saygıyı yerleştirirler. Bir toplumun yarını çocuklarıysa bugünü öğretmenleridir. Öğretmen her zaman okulda olmak zorunda da değildir. En yakınımızda olan anne-babalarımız da birer öğretmendir. Onlar bizim hem ilk hem de en şefkatli öğretmenlerimizdir. Anne ve baba çocukların kalbinde sevgiyi tadacağı ilk yerdir. Doğduğumuz günden kaç yaşına gelirsek gelelim annemize, babamıza soracağımız hep bir sorumuz vardır. Onların hayat tecrübesinden yararlanmamız gereken olaylarla hep karşılaşacağız.

Bu yüzden onların fikirlerini almaktan hiçbir zaman eksik kalmayalım. Yarınımızı inşa eden ve geleceğimizi şekillendiren, dünyamızı güzelleştiren ve daha iyi bir yer olması için çabalayan tüm öğretmenlerimize sevgimizi ve saygımızı derinden gösterelim. Onlara emeklerinin ve mücadelelerinin boşuna olmadığını kanıtlamak için yarınlara umutla bakalım.

Başta anne ve babam olmak üzere tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutluyor, yakın zamanda kaybettiğimiz değerli öğretmenim Kadir Yaşli’yi rahmetle anıyorum.