HABER49-Van Gölü havzası, 215 farklı kuş türüne ev sahipliği yaparak yaban hayatında benzersiz bir canlanma yaşarken, uzmanlar doğa gezginlerini bilinçli davranmaya çağırıyor.
Türkiye’nin en önemli sulak alanlarından biri olan Van Gölü havzası, bu yıl ilkbahar yağışlarının etkisiyle adeta yaban hayatına can verdi. 215 farklı kuş türünün gözlemlenebildiği bu eşsiz ekosistem, hem bilim insanlarının hem de doğaseverlerin ilgi odağı olmayı sürdürüyor. Van Gölü çevresinde gözlenen flamingo, kuğu, dikkuyruk, uzun bacak, kılıçgaga, balıkçıl, sakar meke ve halkalı cılıbıt gibi nadir türler, üreme ve beslenme açısından son yılların en elverişli dönemini yaşıyor. Özellikle göç rotası üzerinde bulunması nedeniyle farklı dönemlerde farklı kuş türlerine ev sahipliği yapan bölge, bu yıl biyolojik çeşitliliğiyle dikkat çekiyor. Kuşların rahatça barınabilmesi için Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü tarafından birçok önlem alınırken, bölge aynı zamanda her yıl düzenlenen doğa festivalleriyle de tanıtılıyor. Sulak alanların korunması amacıyla yürütülen çalışmalar, kuşların doğal yaşam döngüsünü kesintisiz sürdürmesine olanak tanıyor.
"Van Gölü Havzası, Türkiye Sulak Alanlarının Kalbi"
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yaban Hayvanlarını Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, Van Gölü havzasının sadece kuşlar açısından değil, genel yaban hayatı açısından da olağanüstü bir çeşitliliğe sahip olduğunu belirtti. Türkiye’deki sulak alanların yüzde 20’sine ev sahipliği yapan Van Gölü bölgesi, hem sucul hem de karasal canlılar açısından zenginlik barındırıyor. Prof. Dr. Aslan’a göre, son iki yılın yağışlı geçmesi kuşların göç ve üreme davranışlarını olumlu yönde etkiledi. Ancak bu dengeyi tehdit eden unsurlar da yok değil. Özellikle bilinçsizce yakılan sazlıklar, doğada bırakılan çöpler, sigara izmaritleri ve kontrolsüz mangal yakma gibi insan kaynaklı tehditler kuşların yaşam alanlarını tehdit ediyor. Aslan, doğa yürüyüşlerine çıkan vatandaşların yavru yaban hayvanlarını rahatsız etmemeleri konusunda uyararak, ekolojik dengenin bozulmaması adına toplum bilincinin artırılması gerektiğini vurguladı. Kuşlar, tehdit algıladıkları alanlara yıllarca bir daha dönmeyebiliyor. Bu durum, nesiller boyu sürecek bir doğal kaybı beraberinde getirebilir. Bu nedenle, halkın dikkatli olması, bilinçli hareket etmesi ve doğanın dengesine zarar vermemesi büyük önem taşıyor.