HABER49- Muş Alparslan Üniversitesi ile Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nin ortaklaşa düzenlediği 5. Türkoloji Araştırmaları Sempozyumu, ilk gününde alanında uzman akademisyenlerin sunumlarıyla bilimsel ve kültürel bir hava yaşattı.
Sempozyumun açılış oturumları Muş Alparslan Üniversitesi Sultan Alparslan Salonu’nda başladı. Prof. Dr. İlhan Erdem’in başkanlığını yaptığı oturumda, Türkçe öğretmenlerinin 21. yüzyıl becerilerine yönelik algıları ve bu becerilerin uygulamadaki yansımaları tartışıldı. Bu sunumu, yazının tarihi gelişimi ve alfabe harflerinin kökenine dair derin bir analiz izledi. Tarihî romanların genç kuşaklara kültürel miras ve medeniyet bilinci kazandırmadaki etkisi, akademik çevrelerde yankı uyandıran diğer bir başlık oldu. Ayrıca Türk eğitim tarihinde izciliğin rolüne dair sunulan ortak bildiri de katılımcılar arasında geniş yankı buldu.
MALAZGİRT’İN TARİHİ PERSPEKTİFİ SEMPOZYUMDA YENİDEN YAZILDI
Malazgirt 1071 Salonu’nda gerçekleşen “Malazgirt Özel Oturumu”, Prof. Dr. Murat Yılmaz’ın başkanlığında toplandı. Savaş turizminin Malazgirt özelindeki yansımaları üzerinden Türk kültürüne dair önemli çıkarımlar yapıldı. Oturumda, Malazgirt Günlükleri adlı eserin akademik değerlendirmesiyle Türk kültürel mirasının günümüz anlatılarındaki yeri irdelendi. Özellikle Birinci Dünya Savaşı’nda Malazgirt’in Rus kaynaklarındaki yeri ve Ahlat’tan Malazgirt’e uzanan Ultra Sky Trail projesi, tarihi olayların günümüzle bağlantısını kuran bir yaklaşımla ele alındı. Bu sunumlar, tarih ile kültür arasında kurulan köprüleri pekiştirirken, Malazgirt’in stratejik ve sembolik önemine vurgu yaptı.
KLASİK TÜRK EDEBİYATI VE KAMU YÖNETİMİ TARİHİNE AKADEMİK BAKIŞ
Yakup Ömeroğlu Salonu’nda gerçekleşen oturum, edebiyat ile kamu yönetimi tarihi arasındaki kesişim noktalarına ışık tuttu. Prof. Dr. Murat Öztürk’ün başkanlık ettiği oturumda, klasik Türk şiirinde 18. ve 19. yüzyıllarda yaşanan yenilik arayışları, özellikle kafiye ve redif örnekleri üzerinden ele alındı. Kamu hizmetlerinin Osmanlı taşrasında nasıl geliştiği ise Ürdün örneği üzerinden kapsamlı biçimde analiz edildi. Ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı’nda yer alan nadir bir şiir mecmuası üzerine yapılan çalışma, edebi metinlerin kataloglamasında yeni yöntemlerin gerekliliğini ortaya koydu. Bu oturumda klasik şiirin yanı sıra, Osmanlı dönemine ait siyasal ve sosyal işleyişin de ele alınması, sempozyumun disiplinler arası niteliğini güçlendirdi. Katılımcılar, edebi ürünlerin tarihsel bağlamda nasıl şekillendiğini, devlet yapısıyla olan ilişkilerini gözlemleme fırsatı buldu.
TARİH, KÜLTÜR VE DİL ARAŞTIRMALARI AYNI ÇATIDA BİRLEŞTİ
Dr. Öğr. Üyesi Esra Çıplak’ın başkanlığında düzenlenen oturum, tarih ve kültür odaklı bildirileriyle dikkat çekti. Furûsiyye kaynaklarına dair yapılan genel değerlendirme, İslam öncesi savaş tekniklerinin kaynakları hakkında yeni bilgiler sundu. Ardından XIV. yüzyılda Amid vergi gelirleri üzerinden yapılan iktisadi analizler, Orta Çağ'ın sosyoekonomik yapısına dair yeni bakış açıları kazandırdı. Moğol etkisinin Doğu Anadolu’daki yer adlarına olan yansımaları, kültürel belleğin nasıl dönüştüğüne dair önemli veriler sundu. Bu oturumda genç araştırmacıların da yer alması, akademik geleceğin şekillendiği bir platform olarak sempozyumun önemini artırdı. Memlûk dönemine dair sunulan yerel idare analizleri ise tarihsel süreklilik ve bölgesel yönetim yapıları üzerine düşündürücü veriler sağladı.
TÜRK DİLİ VE TARİHİNE GENİŞ PERSPEKTİF
Doç. Dr. Engin Gökçür’ün yönettiği oturumda, dilin farklı alanlardaki yansımaları incelendi. Van ili ağızlarındaki geçmiş zaman çekimleri ve Farsça kökenli eklerin kullanımı, bölgesel dil özelliklerini ortaya koydu. Karamanlıca ilk resimli kitapçığın transkripsiyonu ise nadir dil örneklerinin gün yüzüne çıkmasına olanak tanıdı. Diğer yandan, üniversitelerde Türk dili eğitiminin Sabancı Üniversitesi örneğiyle ele alınması, uygulamadaki farklılıkları ortaya koydu. Bu bölümde sunulan bildiriler, Türk dilinin hem tarihsel hem de güncel yönlerini irdeleyen çalışmalarıyla öne çıktı. Cumhuriyet dönemi Türkolojisi, Güney Azerbaycan’daki asimilasyon politikaları ve İstanbul Üniversitesi Türkoloji Enstitüsü’nün kuruluş süreci ise tarihsel bağlamda eğitimin ideolojik boyutlarını gündeme taşıdı. Özellikle tehcir konusu üzerine yapılan sunumlar, belgesel niteliğiyle dikkat çekti.
TÜRK DİLİ, EDEBİYATI VE TOPLUMSAL DEĞİŞİMİN İZLERİ
Doç. Dr. Veysi Sevinçli’nin yönettiği oturumda dilin toplumsal dönüşümdeki rolü ön plandaydı. Fiillerdeki anlam değişimleri, gençlerin dil kullanımındaki yenilikler ve arkaik sözcüklerin modern metinlerdeki karşılığı, Türk dilinin evrimine dair dikkat çekici çıkarımlar sundu. Soyot Türkçesi gibi az bilinen lehçeler üzerine yapılan çalışmalar, dil çeşitliliğinin korunması açısından önemliydi. Edebiyat metinlerinin analizinde ayet ve hadis iktibasları, halk anlatılarındaki mitik yapıların yorumlanması ve klasik eserlerin arketipsel yönleriyle değerlendirilmesi, akademik zeminde edebiyata farklı bir bakış açısı kazandırdı. Ayrıca çevrimiçi Kur’an mealleri üzerine yapılan imla ve noktalama incelemesi, dijital yayıncılığın akademik anlamda da denetlenmesi gerektiğini ortaya koydu.
KÜLTÜREL MİRAS VE SAVAŞ TARİHİ YENİDEN YORUMLANIYOR
Sempozyumda kültürel mirasın korunması ve savaş tarihinin yeniden yazımı da gündeme geldi. Prof. Dr. Abdullah Duman’ın yönettiği oturumda Türklerde savaş gelenekleri, Gazne’deki kültürel kayıplar ve Bengal’de Türk hâkimiyetinin sonu detaylı biçimde analiz edildi. Ayrıca İslamiyet öncesi yönetim anlayışı da destanlar ve tarihi kaynaklar üzerinden yorumlandı. Arap dünyasında Türkoloji algısı, Mâtürîdî düşüncesinde bela kavramı ve Balkanlar’da Türk nüfusunun tarihsel gelişimi gibi konular, sempozyumun uluslararası ve disiplinler arası niteliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Her biri alanında derinlikli araştırmalara dayanan bu bildiriler, geçmişin ışığında bugünü anlamaya çalışan bir akademik bakışın ürünüydü.
SEMPOZYUMDA AKADEMİK YOĞUNLUK SON OTURUMLARA KADAR DEVAM ETTİ
Günün son oturumlarında Malazgirt, Van ve İstanbul gibi tarihî şehirlerin çeşitli yönleriyle ele alınması dikkat çekti. Van Kalesi'nin tahkim çalışmaları, Malazgirt’in nüfus gelişimi ve Osmanlı hamam mimarisi gibi konular; kent tarihinin akademik perspektiften analizini sağladı. Ayrıca Malazgirt kazılarında zaferin izlerini süren sunumlar, arkeoloji ile tarihin iç içe geçtiği bir yaklaşım sundu. Bu çalışmalar, kültürel varlıkların belgelenmesi ve korunmasına dair yeni farkındalıklar yarattı. Sempozyumun ilk günü boyunca yapılan sunumlar, Türk dili, tarihi ve kültürü üzerine kapsamlı bir bilgi şöleni sundu. Bilimsel etkileşimin üst düzeyde gerçekleştiği oturumlar, katılımcıların ilgi ve takdirini kazandı.