Eskiden siyasetçiler, seçmenle yüz yüze temasa geçer, onların gönüllerini almak için mahalle mahalle, belde belde, ilçe ilçe, köy köy dolaşır deyim yerinde ise pabuç eskitirlerdi.
O dönemlerde de adam kayırmacılık, liyakatsizlik, devletin hazinesine el uzatma alışılmış davranışlardandı. Fakat siyaset her zaman vatandaşın hizmetindeydi. Siyasetçi hep halkın ayağına kadar giderdi. Bu hal zamanla değişti ve farklı hallerle ilerledi.
Bazen düşünüyorum; siyaset gerçekten, hizmet aracı olsaydı yani milletin hizmetinde hizmetkâr olunsaydı, yorucu ve fedakârlık isteyen bu iş ucunda sadece Allah’ın rızasını kazanmak amacı ile yapılsaydı insanlar yine parti merkezlerine hücum ederler miydi? Aday olmak için onu bunu aracı kılarlar mıydı? Veya aday olmak için milyonlarca para harcarlar mıydı? Çok merak ediyorum…
Günümüzde siyaset, halka yakın olmak yerine, halka yaranmak yerine, genel başkana, güce dayanmayı, onun gözüne girmeyi benimsemiş bir durumda.
Yarın bir gün, kâğıt üzerinde siyasetçiye notu verecek, kapıyı açacak halk görünse de gerçekte ruhsat sahibi genel başkan olduğundan vatandaş sadece seçimden seçime hatırlanıyor.
Siyasi partiler yasası, seçim yasası da fiili duruma hizmet ediyor… Hâl böyle olunca da sanal bir oyun oynanıyor orta yerde.
Hiçbir özelliği olmayan, tek öne çıkan yanı, belirleyici güce yağcılık yapmak olanlar, bu arenada kendilerine rahatlıkla yer bulabiliyorlar. Hakkı seslendirenler, yanlışa işaret edenler, genellikle ya düzen bozanlar ya da uyumsuz diye nitelendirilip dışarı atılabilmektedirler. Bunlar olunca siyaset alanı da ehliyetsiz, liyakatsiz, tabanı, arkası olmayan, meziyetsiz insanların cirit attığı arenaya dönüşüyor.
İnsanlara, yaratıcının sıfatlarını paylaştıranlar, aslında bütün insanlığa kötülük etmekteler. Siyasette, bu alışkanlık hep devam ederek gelmiştir. Sırf önde duranı boyamak, farklı göstermek, yukarıya çıkarmak için onu insanüstü güçlerle donatanlar, ülkeye de insanlığa da fenalık etmektedirler.
Yönetenlerin de yönetilenlerin de insan olduğu gerçeğini akılda tutarak, olup biteni değerlendirirsek, siyaseti rant kapısı, para kapısı, sağı solu zengin etme kapısı olmaktan çıkarırız.
Birçok konu bu sayede normalleşir. Siyasete bu denli heveskâr çıkmaz. Siyaset, gerçekten yapılır hale gelir.