Öncelikle 2024-2025 Eğitim-Öğretim yılının ilimiz öğrenci, öğretmen ve velilerine hayırlı olması temennisiyle sözlerime başlamak isterim.
Okullar, formel eğitimin verildiği sadece bilgi aktarmakla kalmayıp, insanın toplumsallaşmasına da etki eden önemli kurumlardır. Okulların etkililiğinin ve kalitesinin artırılması toplumsal gelişme ve kalkınma açısından da önemlidir.
İlimizin fiziki, ekonomik, demografik ve sosyal yapısı göz önüne alındığında eğitim öğretime olan ihtiyacın oldukça fazla olduğu aşikârdır. Her ne kadar bizlerin gönlünde yüce bir tahta sahip olsa da inkâr edilemeyecek kadar çok dezavantaja sahip olan bu güzide memleketimizin; gelişebilmek, büyüyebilmek ve güçlü bir konuma gelebilmek için okuyan, araştıran, öğrenen, gelecek nesillere ışık olabilecek yeterliliğe sahip gençlere ve onları destekleyecek ailelere ihtiyacı vardır.
Eğitim-öğretim ne tek başına öğrencinin ne tek başına eğitim kurumu ve öğretmenlerin ne de tek başına ailelerin koordine edip istenilen seviyeye getirebileceği bir platformdur. Aksine tek başınalığın ilerlemeye katkı sunamadığı üç ayaklı bir sistemdir. Biz eğitimciler olarak bu hususta hem ailelerden hem de öğrencilerden görevimizi hakkıyla yapabilmek adına ilgi ve destek istiyoruz. Kabul edilmelidir ki öğrenci ve veli layıkıyla sürece katılmadığı takdirde tek başımıza bizler başarı sağlayamayız.
Enteresan bir şekilde ilimizde ailelerin eğitim-öğretime olan ilgisi her geçen yıl istenilen kadar olmasa da artmakta fakat gençlerimizin büyük çoğunluğunun da bir o kadar azalmaktadır. Bunun altında yatan sebepler düşünüldüğünde, ailelerin daha çok çocuğun kendi ayakları üzerinde durmasına olan arzusunun artması, değişen dünyadaki gençlik profillerinin endişe yaratması ve okulların bu noktada önleyici olabileceğine dair duyulan inanç, evlatlarına ileride kendilerinin sunabilecekleri imkânlara dair duydukları kaygı gibi durumlar söz konusudur. Öğrenciler ise ne yazık ki ya hayatımızı çepeçevre saran sosyal medyanın ve teknolojik cihazların yanlış kullanılması sebebiyle ya kendi iç dünyalarına hapsolmuş ya da günümüz Türkiye’sinde okuyup meslek sahibi olmanın kişinin kolayca hayatını idame ettirmesine yetmediğini gözlemlemiş ve inancını yitirmiş bir haldedir.
Bizler belki günümüz dünyasını, ülkemizin koşullarını bir çırpıda değiştiremeyiz ama çekirdekten yani kendimizden sonrasında kendi ailelerimizden başlayarak kelebek etkisi misali ilk önce kendi memleketimizde olmak üzere büyük bir değişiklikte birer tuğla taşı olabiliriz. Sevgili aileler ve sevgili öğrenciler her şeyden önce başarıya inanmalısınız ve bu hususta geleceğe aydınlanmış nesiller bırakmayı arzulayan biz eğitimcilerle iş birliği içinde olmalısınız. Hep beraber el ele verip güzel yarınların temelini atabiliriz, bizler inanıyoruz sizler de inanın.
Sevgili gençler; başarıya ulaşmak için önce inanmak, hedef belirlemek, düzenli çalışma disiplini oluşturmak, sık sık konu tekrarı yapmak, farklı soru tarzlarını görebilmek adına olabildiğince çok soru çözmek, çözülemeyen soruları birebir branş öğretmenlerine çözdürmek, ihtiyaç anında rehberlik servisinden destek almak, uyku ve beslenme düzenine dikkat etmek, iç huzur için olabildiğince aile içi ilişkilerde ılımlı olmak gerekir. Tüm bunları hayatımızda rutin haline getirirsek inanın başarı imkansız değil…
Sevgi ve başarı ile kalın
Birey Eğitim Kurumları Psikolojik Danışmanlık ve Rehber öğretmen Ebru Uslu Yeşilbaş