HABER49- Muş Devlet Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Furkan Yetmiş, kalp krizi ve risk faktörleri hakkında önemli açıklamalarda bulundu. www.haber49.net’e konuşan Dr. Yetmiş, kalp krizinin artık sadece ileri yaşlarda görülmediğini, 'sedanter yaşam' ve yanlış beslenme alışkanlıklarının gençlerde de risk oluşturduğunu söyledi.
Uzman Dr. Furkan Yetmiş, gençlerde giderek artan kalp krizi riskine dikkat çekerek, sağlıklı yaşam ve beslenmenin kalp krizini önlemede kritik rol oynadığını vurguladı. Dr. Yetmiş, "Genç yaşlarda kalp krizi meydana geldiğinde sonuçlar daha dramatik olabiliyor. Düzenli egzersiz ve doğru beslenme kalp krizini önlemede hayati öneme sahip" dedi.
Dr. Yetmiş, kalp krizini şöyle tanımladı:
"Kalp krizi dediğimiz şey kalp damar, kalp damarın aniden yırtılmasına bağlı olarak damar tıkanıklığı ve buna bağlı da ölümcül ritim bozukluklarıdır. Diğer semptomların gelişmesi durumudur. Bunun belli başlı nedenleri olmakla birlikte, bu nedenler olduğu zaman hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, şeker hastalığı, sedanter bir yaşam, obezite gibi durumlardan kaynaklı olarak kalp krizi riski gelişme olasılığı çok daha yüksek olmakta."
Genç yaşlarda kalp krizinin giderek arttığına dikkat çeken Dr. Yetmiş, "Günümüzde de özellikle sedanter yaşam ve hareketsizlik çok fazla sayıda olduğu için kalp krizi yaşı giderek daha da düşük yaşlara kadar gerilemekte. Bu düşük yaşlarda kalp krizi meydana geldiği zaman hastalar açısından dramatik sonuçlarla karşılaşabilmekteyiz. Bunun için özellikle sedanter yaşam, obezite, yoğun iş yükü, egzersiz yapmadan geçirilen hayat bundan kaynaklı olarak da kalp krizi riski çok artmakta ve özellikle genç yaş grubunda da dramatik sonuçlarla karşılaşabilmekteyiz" dedi.
RİSK FAKTÖRLERİ NELER?
Dr. Yetmiş, risk faktörlerini şöyle sıraladı:
"Daha çok risk faktörlerine baktığımız zaman özellikle hipertansiyon, diyabet dediğimiz şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği, sigara içimi özellikle, gençlerde madde bağımlılığı, alkol tüketimi ve daha çok bizim bu bölgede kırmızı et tüketimi çok fazla, işlenmiş gıda tüketimi çok fazla, margarin yağlarının tüketimi çok fazla. Bunlar başlı başına kalp krizini çok arttıran risk faktörleridir."
Kalp krizinin belirtilerini açıklayan Dr. Yetmiş, "Kalp krizi daha çok göğüste baskı, sol kola, alt çeneye yayılacak şekilde göğüste ağrı, baskı şeklinde olur. Hastalar bunu genelde 'Hayatımda hiç bu şekilde ağrı yaşamadım' diye tarifler. Bu durumlarda kalp krizinden şüphelenmemiz gerekir. Yine bazı yaşlı hastalarda, kadınlarda, şekeri olan hastalarda nöropatik ağrı hassasiyeti farklı olduğu için bunlarda sessiz kalp krizi meydana gelebilmekte, ağrı hissedememekte ya da atipik şikayetlerle başvurabilmekte" diye konuştu.
Acil müdahale gerekliliğine de dikkat çeken Dr. Yetmiş, şunları söyledi:
"Kalp krizinden şüphelenildiği durumlarda hasta dışarıdaysa mutlaka 112'ye haber edilmesi gerekir ve hastanın bilinci varsa stabilize edilip hareket ettirilmemesi, 112 gelene kadar bekletilmesi lazım. Bilinç olmayan hastalarda da mutlaka kardiyopulmoner resusitasyon yani kalp masajı işlemine başlanması gerekir. Alerjisi olmayan hastalarda aspirin çiğnetilebilir."
SAĞLIKLI YAŞAM ÖNERİLERİ
Sağlıklı yaşam önerilerini paylaşan Dr. Yetmiş, özellikle gençler için şunları söyledi:
"Bunun için önerdiğimiz daha çok Akdeniz diyeti, yeşillik ve sebze tüketiminin arttırılması, normal ayçiçek yağı yerine zeytinyağı tüketimi, kırmızı etin haşlama şeklinde ve haftada 300-400 gramı geçmeyecek şekilde tüketimi, balık tüketimi önerilmekte. Sedanter yaşam süren gençlerde de haftada minimum 150 dakika, günlere bölerek en az 5 gün orta tempoda yürüyüş ya da egzersiz yapılması gerekiyor."
Kalp krizinin genetik faktörlerine de değinen Dr. Yetmiş, şöyle konuştu:
"Kalp krizi genetik geçişli olma olasılığı yüksek. Özellikle 55 yaş altı erkeklerde ya da 65 yaş altı kadınlarda ailede kalp krizi öyküsü varsa çocuklara geçme ihtimali yüksek oluyor. Bu hastalarda ritim bozukluğu ve kalp kası etkilenmesine bağlı kalp yetmezliği daha çok görülebilir."
Dr. Yetmiş, toplumda farkındalığın yeterli düzeyde olmadığını vurgulayarak sözlerini şöyle tamamladı:
"Bunları arttırmak için seminerler düzenlenebilir, özellikle lise çağındaki gençlere ya da ilkokuldan başlayarak broşürler dağıtılabilir. Kalp krizini erken teşhis etmek için risk faktörlerini yönetmek gerekir. Sedanter yaşam tarzı, beslenme tarzı ve kronik hastalıklar önlenebilir ve tedavi edilebilir. Erken yaşta farkındalık oluşturarak kalp krizi riskini azaltabiliriz."