DOSTA MEKTUPLAR

Kafka, yakın arkadaşı Max Brod ’a tüm eserlerini vererek öldükten sonra yakmasını istemişti. O ise aksini yaptı ve eserleri yayımlamaya başladı. İlk bakışta “Kafka büyük ‘şöhretini’ bu dosta borçludur” diye düşünebilirsiniz. Eserlerini okuyan her okur gibi saygıdeğer «dosta» elbette bizler de minnettarız. Ama bahsi geçen vaziyete okurların gözünden değil Kafka’nın karamsarlığından bakıldığında muhtemeldir ki Kafka’nın […]

DOSTA MEKTUPLAR
Av. Bilal Aydoğdu
Yayınlanma

09:18 - 24 Haziran 2021

Güncelleme

09:18 - 24 Haziran 2021

Okuma Süresi

3 dakika

Kafka, yakın arkadaşı Max Brod ’a tüm eserlerini vererek öldükten sonra yakmasını istemişti. O ise aksini yaptı ve eserleri yayımlamaya başladı.

İlk bakışta “Kafka büyük ‘şöhretini’ bu dosta borçludur” diye düşünebilirsiniz. Eserlerini okuyan her okur gibi saygıdeğer «dosta» elbette bizler de minnettarız. Ama bahsi geçen vaziyete okurların gözünden değil Kafka’nın karamsarlığından bakıldığında muhtemeldir ki Kafka’nın dost tarifi, dostları ve dolayısıyla yazınları maalesef bir yanılgıdan ibarettir.

Yakılması amacıyla teslim aldığınız bir tutam varoluşsal sancının yayımlanması sıra dışı bir iyilik olarak görülmemelidir. Dostluk olgusu, “dostun kendisinden bağımsız” ya da “dosta rağmen” değer atfedebileceğiniz bir mecra değildir. Konuyu muhatabına, Kafka’ya, sorabilsek belki de dostunu değil beni haklı bulabilirdi lakin bu imkandan ne yazık ki yoksunuz. Her pragmatist davranış iyi niyet ve başarılı bir sonuçla dostane bir anlam kazanmaz. Yalnızca sadakat dostlukla tarif edilir. Yapılması gereken, yapılan, yapılmaması gereken, yapılamayan her eylemin ve tutumun dostun menfaati ile ölçülmemesi gerekir. Dostun beklentisine ve dostun isteklerine göre şekillenmesi beklenir. Empati, beklenmeyen her olay karşısında çıkış noktasına kolay varmanızı sağlayacak en iyi pusuladır. Bu pusulanın kullanılmadığı her durum saatli bir bombaya dönüşebilir. Öyle ya; saati duran bir bomba, saatli bir bombadan daha tehlikelidir.

Yazarımızın al(a)madığı bir kararın, dostu tarafından alınmış olması,

Tüm zamanların en çok okunan yazarı olması,

Dostunun ve dostluğunun bir başarısı değil bilakis başarısızlığıdır.

Dostluk, sizden istenen ve beklenen davranışın amasız, fakatsız yerine getirilmesidir.

Sonucun yanlışlığı ve etkisizliği sizin değil dostun hanesine bir kayıp ya da kazanım olarak düşülür.

Aslında dostluk zannedildiği kadar canlı renkler barındırmaz bünyesinde. Soluk renklerin gök kuşağıdır. Efsunlu bir yanlış anlaşılma kadar tutarlıdır. Tartışması su götüren bir gerçek olarak; dostluğun eskisi veya yenisi diye bir seçilim doğru değildir. Eskimeyen ve eksilmeyen diye tasnif etmek mümkündür ama. En büyük yanılgımız, “iyi zaman geçirdiğimiz” insanları dostun ‘iyisi’ olarak görmemizdir. Size sizden daha yakın olmayı kendi meziyetiyle başarabilmiş insanlar dostun eş değeridir.

Naçizane bir tavsiyedir ki bence olmamalıdır ve fakat söylemiş bulunayım. Dostluğun ve dostun kalitesi şu şekilde ölçülebilir. Yaşadığınız benzer olaylarda sizin takındığınız tutum ile dostun göstermiş olduğu hassasiyet arasında bir uçurum bulunuyorsa dostluk sandığınız şey gönüllü bir intihardır.

Ezcümle; Çok “önemsenen” insan olmak gibi bir gayeniz varsa sizin yerinize karar alan dostlarınız olsun.

Lakin “Anlaşılmak” gibi bir kaygınız varsa dostlarınız size dair karar alırken “sizi” göz ardı etmemelidir.

“Bir dosta yaranızı gösterirken” dikkat edin. Zira her pişmanlığınız şöhretle son bulmuyor. Kendi adıma dostlarımız yaşadığımız utanca, sevgi ve başarı kılıfı giydiriyorlar.