HABER49-Kuraklık nedeniyle mağdur olan çiftçilere TARSİM’den 2,5 milyar liralık tazminat ödemesi yapıldı. Devlet destekli tarım sigortalarında prim oranları yüzde 70’e kadar çıkarken, üreticiler başvurularını yetkili acenteler üzerinden kolaylıkla gerçekleştirebiliyor.
Tarım Sigortalarında Dev Adım: Kuraklığa Karşı Üreticinin Yanında Olan Sistem Nasıl İşliyor?
Türkiye’nin dört bir yanında üretim yapan çiftçiler için en büyük tehditlerin başında kuraklık, don ve aşırı sıcaklık gibi doğal riskler geliyor. Bu riskler, sadece verim kaybına neden olmakla kalmıyor; geçimini tamamen tarıma bağlamış üreticilerin ekonomik olarak zor durumda kalmasına da yol açıyor. Tarımsal üretimde sürdürülebilirliği korumak amacıyla devlet destekli tarım sigortaları sistemi yıllar içinde daha da güçlendirildi. 2005 yılında yürürlüğe giren kanunla birlikte kurulan Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM), üreticinin tek merkezden sigorta güvencesi almasını sağlıyor. Bu model sayesinde, hem sigorta süreçleri standart hale getiriliyor hem de risk transferi en uygun koşullarda yapılarak üreticinin zararı hızlı şekilde karşılanıyor. TARSİM'in kapsama aldığı alanlar yalnızca bitkisel üretimle sınırlı değil; sera, küçükbaş-büyükbaş hayvan, su ürünleri, arıcılık, kümes hayvancılığı, ipek böceği ve gelir koruma sigortaları da sistemde yer alıyor. Özellikle son yıllarda iklim değişikliğinin etkilerinin artmasıyla birlikte sigorta yaptıran çiftçilerin sayısı hızla yükseldi. Hem üreticiyi hem tüketiciyi koruyan bu yapı, gıda arz güvenliği için stratejik bir rol üstleniyor. Tarımın geleceğinde sigorta bilincinin artması, devlet destekli teşviklerin etkili şekilde yönetilmesi ve TARSİM’in altyapısının güçlendirilmesi Türkiye’nin tarımsal direncini artıran en kritik faktörlerden biri olarak öne çıkıyor.
Köy Bazlı Verim Sigortasıyla Kuraklık Zararları Karşılandı: Hangi Ürünler Güvence Altında?
TARSİM’in en dikkat çeken uygulamalarından biri olan köy bazlı verim sigortası, özellikle kuraklığa karşı üreticilere güçlü bir koruma sağlıyor. Bu sistemde, belirli ürünler için köy geneline yönelik verim tespiti yapılarak ürün kaybı teminat altına alınıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından belirlenen kuru tarım alanlarında üretimi yapılan buğday, arpa, çavdar, yulaf, tritikale, nohut, kırmızı mercimek, yeşil mercimek ve yağlık ayçiçeği gibi stratejik ürünler bu sigortanın kapsamına giriyor. Sistemde eksperler referans parsellerde inceleme yaparak verim tespitinde bulunuyor ve köyün toplam verim değeri belirleniyor. Böylece bireysel değil, toplu karşılaştırma esas alınıyor. Bu modele göre sadece kuraklık değil, don, sıcak rüzgar, sıcak hava dalgası, aşırı nem ve aşırı yağış gibi hava olaylarının neden olduğu verim kayıpları da güvence altına alınıyor. 2025 yılı itibarıyla artan iklimsel anormallikler nedeniyle binlerce üretici bu sigortadan yararlandı. Yapılan değerlendirmeler sonrasında, kuraklığa bağlı verim düşüşleri nedeniyle yaklaşık 2,5 milyar liralık tazminat ödemesi çiftçilerin hesaplarına yatırıldı. Bu rakam, son yıllarda tarım sigortası sisteminde yapılan en yüksek ödemelerden biri olarak dikkat çekiyor. Üreticiler açısından bakıldığında sadece ekonomik destek sağlamakla kalmayan bu uygulama, aynı zamanda tarımsal planlamanın daha bilimsel şekilde yapılmasına da katkı sunuyor. Verim sigortası sayesinde çiftçiler risk almaktan çekinmeden üretime devam edebiliyor, köy bazında yapılan analizlerle bölgesel tarım politikaları daha doğru şekilde şekilleniyor.
Devlet Destekli Prim Avantajlarıyla TARSİM’e Başvurmak Hiç Bu Kadar Kolay Olmamıştı!
Çiftçiler için tarım sigortası yaptırmanın en büyük avantajlarından biri, devlet tarafından sağlanan yüksek oranlı prim desteği. TARSİM poliçeleri, Tarım Sigortaları Havuzu adına sözleşme yapmaya yetkili sigorta şirketlerinin acenteleri aracılığıyla düzenleniyor. Bu da erişilebilirliği artırırken bürokratik süreci en aza indiriyor. Üreticiler, il ve ilçe merkezlerinde bulunan acentelere giderek ya da dijital platformları kullanarak kolaylıkla poliçe oluşturabiliyor. Devlet desteği bitkisel ürün ve sera sigortalarında yüzde 50 olarak uygulanırken, don teminatı gibi yüksek riskli alanlarda destek oranı yüzde 67’ye çıkıyor. Gelir koruma sigortasında yüzde 60, köy bazlı verim sigortasında ise yüzde 70 gibi oldukça yüksek bir devlet katkısı mevcut. Bu oranlar sayesinde çiftçiler çok daha düşük maliyetlerle sigorta yaptırabiliyor ve büyük kayıplar yaşadıklarında tazminat ödemelerinden faydalanabiliyor. Ayrıca, sigortalama bilincinin artması amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı ile TARSİM her yıl saha çalışmaları, bilgilendirme toplantıları ve eğitim programları düzenliyor. Üreticilere poliçe yenileme hatırlatmaları yapılırken, sigorta kapsamları her sezon güncelleniyor. Modern tarımda risk yönetiminin vazgeçilmez parçası haline gelen sigorta sistemi, aynı zamanda kırsal kalkınmayı destekleyen stratejik bir araç olarak değerlendiriliyor. Bugün gelinen noktada, sigorta yaptıran çiftçi sayısındaki artış, devlet desteğinin gücü ve hasar yönetimindeki şeffaf süreçler sayesinde Türkiye tarımsal sigorta alanında birçok ülkeye örnek gösteriliyor.