‘ADALET!’

Hayatımızda ne kadar adaletli ve adil davranıyorsak, devlet yöneticileri, iktidar sahipleri ve adalet uygulayanlar da o kadar adaletli ve adiller. Kavram olarak adalet: “Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması,  Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme”  Adil, olma: “Adaletle iş gören, adaletten, doğruluktan ayrılmayan, hakkı yerine getiren” olarak tanımlanıyor. Yasalar kâğıt üzerinde kalıyor ve […]

‘ADALET!’
Emrullah Özbey
Yayınlanma

12:57 - 27 Ocak 2020

Güncelleme

14:59 - 24 Ağustos 2020

Okuma Süresi

3 dakika

Hayatımızda ne kadar adaletli ve adil davranıyorsak, devlet yöneticileri, iktidar sahipleri ve adalet uygulayanlar da o kadar adaletli ve adiller.

Kavram olarak adalet: “Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması,  Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme”  Adil, olma: “Adaletle iş gören, adaletten, doğruluktan ayrılmayan, hakkı yerine getiren” olarak tanımlanıyor.

Yasalar kâğıt üzerinde kalıyor ve güçlü olanın istediği gibi işliyorsa şayet, adalet, adil olmayı beklemek, olmayacak duaya âmin demek oluyor.

Adaleti istemek kolaydır ama adil olmak çok zor. Herkes adaleti yüceltir ama adil olmayı düşünmez. Herkes kendi için adalet ister, lakin başkası için adil olmayı denemez. Adalet istediğimiz kadar, adil olmayı denersek adalet kendiliğinden gelir zaten…

Herkes adalet arıyor, adalet için feryat ediyor. Lakin kimse dönüp kendine bakmıyor. Ben gerçekten adil miyim, aleyhime de olsa gerçekten adaletsizlikten yana tavır koyar mıyım? Diye…

İnsanoğlu adil olmadığı bir yerde, toplumdan adalet bekleyemez! Toplumun adil olmadığı bir yerde devletten adalet beklemek de çok yanlış olur bence…

Oysa herkes toplumdan, devletten adalet bekliyor. Sorarım size bugün içinde bulunduğunuz topluluğun, grubun, cemaatin, partinin yanlışlarını yüksek sesle söyleyebiliyor musunuz? Adalet tesis olsun diye, aleyhine de olsa kalkıp şahitlik edebiliyor musunuz?

Bugün kendi yanlışlarımızı, hatalarımızı dürüstlükle itiraf edebiliyor muyuz? Kendimizi olaylara karşı ne kadar sorumlu tutuyoruz?

Üzgünüm, çıkarı olmadığında herkesin sustuğu, adalet için şahitlik yapmaktan korktuğu bir ortamda, kimse adil bir dünya beklemesin.

Çıkarına, kişisel bekasına zarar geleceği için susanlar, sözü eğip bükenler, doğruyu söylemeyenler, yazmayanlar sonra bir gün adalete muhtaç olduğunda, adaletin tecelli etmesini beklemesin.

Zengine, güçlüye, kudretliye karşı adaleti savunamayan, susan, örten, adaletten uzaklaşan kim varsa, bir gün kendisine de adaletin lazım olacağını ve o gün kimsenin adaletten yana şahitlik yapmayacağını bilmeli.

Günümüzde herkes adaletten uzaklaşmışçasına ne doğruyu söyleyebiliyor ne de adaletsizlik olduğunu söyleyebiliyor. Bir korku politikası almış başını gidiyor. Oysaki üç günlük dünya sonuçta gerçeklerden ve adaletten şaşmamak gerek!

Bugün adaletsizlik yapanlar yarın adalet arayışı içerisinde olabiliyor!

Adalet herkese ve her kesime lazım…