HABER49-Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ hakkında açılan davada, savcılık makamı Özdağ’ın “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçundan 1,5 yıldan 4,5 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanmasını talep etti.
İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından görülen duruşma, Silivri’deki Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu karşısındaki salonda yapıldı. Duruşma, siyaset ve hukuk dünyasından birçok ismin katılımıyla gerçekleşti. Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş, Zafer Partisi'nin üst düzey yöneticileri, CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez, İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ve Sinan Ateş’in annesi Saniye Ateş de duruşmayı izleyenler arasında yer aldı. Siyasi atmosferin oldukça yoğun olduğu duruşmada, Özdağ’ın tutukluluğunun devamına karar verilirken, davaya ilişkin kamuoyunun ilgisi artarak sürüyor.
SAVCIDAN 4,5 YILA KADAR HAPİS TALEBİ: HAKLARIN KISITLANMASI DA GÜNDEMDE
Duruşmada söz alan cumhuriyet savcısı, davanın esasına ilişkin mütalaasını açıkladı. Mütalaada, Ümit Özdağ’ın Türk Ceza Kanunu'nun 216. maddesi kapsamında “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçunu işlediği gerekçesiyle 1 yıl 6 aydan 4 yıl 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılması istendi. Ayrıca, Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi kapsamında bazı haklardan yoksun bırakılması yönünde hüküm verilmesi talep edildi. Bu talep, Özdağ’ın siyasi faaliyetlerinin sınırlandırılması anlamına da gelebilecek nitelikte. Savcılık, sanığın tutukluluk halinin devam etmesinin ise delil karartma ve kaçma şüphesi nedeniyle gerekli olduğunu vurguladı. Mütalaanın ardından mahkeme heyeti, Özdağ ve avukatlarının savunmalarını alarak duruşmaya ara verdi. Duruşma, 17 Haziran tarihine ertelendi.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI DAVANIN İHBARCISI OLDU: SİYASİ GERİLİM YÜKSELİYOR
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı ve İçişleri Bakanlığı Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün “ihbar eden” sıfatıyla yer alması, davaya olan devlet ilgisini de ortaya koyuyor. Özdağ’ın özellikle göçmen politikaları ve mültecilere yönelik açıklamaları nedeniyle sıklıkla kamuoyunun gündeminde olduğu biliniyor. Açılan bu dava, siyasal söylemlerin hukuki zemine taşınması açısından dikkat çekici bir örnek oluşturuyor. Kamuoyunda geniş yankı uyandıran dava, siyaset ve hukuk çevrelerinde önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Mahkemenin vereceği kararın, sadece Ümit Özdağ’ın siyasi kariyerini değil, aynı zamanda Türkiye’de ifade özgürlüğü, siyasal söylem sınırları ve kamu düzeni tartışmalarını da etkileyebileceği belirtiliyor.
