HABER49- Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği (TDED) Erzurum Şubesi’nin “Cumartesi Buluşmaları” programının bu haftaki konuğu Prof. Dr. Mustafa Ağırman oldu. Şehrin kanaat önderlerinden olan İlahiyatçı Prof. Dr. Ağırman, Erzurum Büyükşehir Belediyesi Dil ve Edebiyat Konağı’nda “Modern Zamanda Din Dili” başlıklı bir konuşma yaptı.

Prof. Dr. Ağırman, konuşmasında din dili konusunda en güzel örneğin Hz. Peygamber (s.a.v.) olduğunu vurguladı. O’nun hayatından örnekler vererek, dijital çağda sosyal medya platformlarının popülist diline teslim olan; inciten, kıran, ötekileştiren, ifşa eden ve küçümseyen dilin toplumu ifsat ettiğini, en büyük zararı ise din olgusuna, toplumsal dayanışmaya ve muhabbete verdiğini söyledi.

“İletişimde Sözün ve Üslubun Güzel Olması Gerek”

Prof. Dr. Ağırman, kendini bir iyiliğin, bir inancın veya ahlâkî bir öğretinin temsilcisi olarak gören kişilerin, iletişimde sözün ve üslubun güzel ve yumuşak olmasını unutmaması gerektiğini belirtti. Kur’an’da Cenab-ı Hakk’ın Hz. Musa’dan (a.s.) Firavun’a giderken güzel söz söylemesini istediğini (Taha, 20/44) hatırlatan Ağırman, Hz. Peygamber’e (s.a.v.) indirilen şu ayeti örnek verdi:

"Allah’ın rahmeti sayesinde sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi." (Âl-i İmran, 3/159)

Ağırman, Halid b. Velid ve İkrime b. Ebu Cehil’in İslam’la şereflenme süreçlerinde Peygamberimizin kullandığı dil ve üslubun örnek alınması gerektiğini söyledi.

“Ayrıştırıcı ve Ötekileştirici Dil En Çok Dine Zarar Vermektedir”

Din dilinde dikkat edilmesi gereken hususlara değinen Prof. Dr. Ağırman, şunları ifade etti:

"Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz." (Buhari, İlim 12) hadisi ışığında, günümüzde Müslümanlar arasında yaşanan ayrılıkçı ve ayrıştırıcı akımların aslında bir dil ve üslup problemi olduğunu vurguladı.

Dinî içerik aktarımında rol model olan kimselere, din adamlarına, akademisyenlere, imamlara ve vaizlere önemli sorumluluklar düştüğünü belirten Ağırman, şöyle devam etti:

İnsanlığın ortak mirası olan dine dair sözler, kuşatıcı, yapıcı, birleştirici ve kucaklayıcı olmalıdır. Aksi takdirde kutsala dayanarak insanları yargılayan, gerilimi tırmandıran ve ayrıştıran din dili, en çok dinin kendisine zarar verir.

"İnsanları Allah’a çağıran, salih amel işleyen ve ‘Kuşkusuz ben Müslümanlardanım!’ diyenden daha güzel sözlü kimdir?" (Fussılet, 41/33) ayetini hatırlatan Ağırman, günahkâra değil günaha kızmanın esas olduğunu söyledi. Hakaret ve aşağılama ise muhatabın düşmanlık duygularını kabartır ve çatışmaya yol açar.

Ağırman, Alvarlı Muhammed Lütfi Efendi’nin gazelini de örnek gösterdi:

Bingöl Halkı Kışı Sağlıklı Geçirmek İçin Bitki Çayına Yöneldi
Bingöl Halkı Kışı Sağlıklı Geçirmek İçin Bitki Çayına Yöneldi
İçeriği Görüntüle

Hazer kıl kırma kalbin, kimsenin cânını incitme,
Esir-i gurbet-i nâlân olan insânı incitme,
Tarîk-i ışkda bi-çâreyi hicrânı incitme,
Sabır kıl her belâya hâne-yi Rahmân’ı incitme,
Felekde hâsılı insan isen bir cânı incitme,
Günahkâr olma Fahr-i Âlem-i zî-şânı incitme.

“Peygamberimiz Güzel Ahlâk, Şefkat ve Muhabbet Peygamberidir”

Peygamberimizin ahlakını örnekleyen Prof. Dr. Ağırman, şöyle konuştu:

"Unutmayalım, inancımıza göre ‘Güzel söz sadakadır.’ En yüce ahlak üzere olan Hz. Peygamber, Rabb’inin çizdiği istikametle insanlara şefkatle yaklaşmış, onların derdini dert, sevincini kazanç bilmiş ve kısa sürede pek çok insanın gönlünü fethetmiştir. İnsanları hayra davet ederken kaba ve sert davranmak yerine yumuşak ve rikkatle muamele etmiş, nefret ve korku yerine muhabbet ve ümit aşılamıştır. Şahsına kaba davrananları affetmeyi erdem saymış, kötülük edenlere iyilikle karşılık vermiştir. Kimseyi başkalarının yanında kınamamış, rencide etmemiş, hatasını düzeltmek için azarlamamıştır. Konuşmaya başlarken karşısındakinin güzel ve hayırlı taraflarını öne çıkarmıştır."

Son olarak, din dili konusunda Turan Koç’un İz Yayınlarından çıkan “Din Dili” kitabını tavsiye etti.

Kaynak: İHA