HABER49-Elazığ'ın Keban ilçesinde 180 yıl önce inşa edilen Kırk Kapılı Konak, hem Yukarı Fırat mimarisinin son örneklerinden biri olarak hem de Elazığ’ın ilk milletvekili Hacı Feyzi Celayir’in mirası olarak geçmişe ışık tutmayı sürdürüyor.

Hacı Feyzi Celayir’in Mirası: Tarihin Sessiz Tanığı “Kırk Kapılı Konak”

Elazığ’ın Keban ilçesine bağlı Denizli köyünde bulunan ve halk arasında “Kırk Kapılı Konak” olarak bilinen tarihi yapı, yalnızca taş duvarlarıyla değil, barındırdığı tarihî izlerle de dikkat çekiyor. Yaklaşık 180 yıl önce Elazığ’ın ilk milletvekili olan ve Milli Mücadele döneminde Mustafa Kemal Atatürk’ün yanında yer alan Hacı Feyzi Celayir tarafından inşa ettirilen konak, bölgenin kültürel mirası açısından eşsiz bir örnek olarak günümüze ulaşmış durumda. Dönemin mimari anlayışını yansıtan bu yapı, Yukarı Fırat havzasına özgü taş ve ahşap işçiliği ile dikkat çekiyor. Eğin’den (bugünkü Kemaliye) getirilen yapı malzemeleriyle inşa edilen konak, o yıllarda bölgedeki zenginliğin ve zanaatkar becerilerin somut bir örneğini sunuyor. Elazığ’ın siyasi tarihinde önemli bir yere sahip olan Hacı Feyzi Celayir’in yaşamına da tanıklık etmiş bu yapı, bugün hâlâ ayakta durarak geçmişin izlerini bugünün insanına taşıyor. Yapının zamana direnmesinde büyük emek harcayan Yıldırım ailesi, konağın hem korunması hem de yaşatılması için yıllardır mücadele veriyor.

Iğdır’da Kerbela Şehitleri 1345. Yılında Dualarla Anıldı
Iğdır’da Kerbela Şehitleri 1345. Yılında Dualarla Anıldı
İçeriği Görüntüle

“Yıkılmaya Yüz Tuttu ama Tarih Hâlâ Soluyor Bu Duvarlarda”

1950 yılında Yıldırım ailesi tarafından satın alınan konak, yıllardır bu ailenin koruması altında yaşamını sürdürüyor. Ancak zaman ve doğa şartları, yapının bazı bölümlerine ciddi zararlar vermiş durumda. Konağın şu an yalnızca bir bölümü ayakta kalabilmiş; diğer iki bölümü ise yıkılmış halde. Konakta annesiyle birlikte yaşamını sürdüren Rühiser Yıldırım, yapının korunması için ciddi çaba harcadıklarını ancak maddi imkânsızlıkların restorasyonu zorlaştırdığını ifade ediyor. “Babam bu konağı aldığında buranın tarihi önemini de biliyordu. Biz de o günden beri sahip çıkıyoruz ama artık bazı yerleri dayanamıyor. Kırk kapısı vardı, çoğu zamanla kapandı” diyen Yıldırım, Elazığ’ın kültürel geçmişine sahip çıkmak için herkesi duyarlılığa davet ediyor. Ziyaretçilerin yoğun ilgisini çeken konak, buna rağmen hâlâ koruma kapsamına alınmamış durumda. Bu nedenle hem yerel halk hem de tarih araştırmacıları, konağın Kültürel Varlıkları Koruma Genel Müdürlüğü tarafından bir an önce tescillenmesini ve aslına uygun biçimde restore edilmesini talep ediyor.

Yukarı Fırat Mimarisi'nin Ayakta Kalan Son Temsilcilerinden

Konak, mimari olarak yalnızca Elazığ’a değil, Yukarı Fırat havzasının bütününe ait geleneksel yapım tekniklerini barındıran ender örneklerden biri olarak öne çıkıyor. Araştırmacı yazar Aygün Çam’ın aktardığı bilgilere göre, 180 yaşındaki bu yapı, Yukarı Fırat mimarisinin özgün ve son temsilcilerinden biri olarak kabul ediliyor. Konağın duvarlarındaki taş işçiliği, tavan süslemeleri ve iç mekân planlaması, dönemin zanaatkârlık düzeyini ve estetik anlayışını günümüze taşıyor. Hacı Feyzi Celayir’in bu konağı yalnızca bir yaşam alanı değil, aynı zamanda bir görüşme ve karar alma mekanı olarak da kullandığı, bölge halkının hafızasında hâlâ canlılığını koruyor. Celayir’in Erzurum Kongresi’ne Elaziz (Ma’mûretü’l-Azîz) delegesi olarak katıldığı, TBMM’de Elazığ’ın ilk milletvekili olarak görev aldığı ve bu konakta ülke meselelerine dair birçok toplantıya ev sahipliği yaptığı biliniyor. Bu nedenle konak, yalnızca mimari değil; siyasi ve sosyal tarihin de canlı bir arşivi niteliğinde. Tarihe ve kültüre ilgi duyan herkes için bu konak, mutlaka görülmesi gereken yaşayan bir miras niteliği taşıyor.


Kaynak: İHA