Uzm. Dr. Gültekin, projenin önemine dikkat çekerek, Muş'un kalkınması için tarım ve sulama yatırımlarının büyük bir fırsat olduğunu vurguladı. Muş Vakfı’nın eğitim alanındaki desteklerine kadar birçok konuya değinen Gültekin, memleketi için çalışmaya devam ettiklerini belirtti. Gültekin, Muş’un kalkınması için her alanda destek vermeye devam edeceklerini belirterek, herkesi memleket için elini taşın altına koymaya davet etti.
“MUŞ’UN YARISI NEREDEYSE AKRABAMIZ”
Uzm. Dr. Gültekin, hayat hikayesinden bahsederek şöyle konuştu:
“1957 Muş doğumluyum. Küçüklüğüm Muş’ta geçti fakat okul çağına geldiğimde rahmetli babamın üniversite hayali nedeniyle Ankara’ya geldik ve üniversite imtihanlarını kazanarak Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdi, kaymakam oldu. Türkiye’nin her yerini dolaşmaya başladık. Daha çok Malatya ve Erzurum civarında kaldık. Ondan sonra İstanbul’a geldik. Eğitimimi Muş’ta hiç yapmadım. Babamın vali ve kaymakamlık dönemlerinde hep İstanbul, Ankara ve Anadolu’nun büyük şehirlerinde eğitim aldım. Üniversite imtihanında Tıp Fakültesi’ni kazandım. Daha sonra İstanbul’a geldim, Dahiliye İktisadını yaptım. Fakat mecburi hizmet kurasında Muş çıktı. Kendi memleketime gittim, beş yıl çalıştım. O yıllar benim için çok güzel, çok heyecanlı, çok sevgiyle geçti çünkü Muş’un yarısı neredeyse bizim akrabamız. Çok güzel tıbbi çalışmalar yaptım.”
MUŞ OVASI SULAMA PROJESİ
Muş halkının ekonomik ve sosyal sıkıntılarını gördükten sonra çözüm arayışına girdiğini belirten Gültekin, ‘Muş Ovası Sulama Projesi’nin hayata geçirilme süreciyle ilgili şunları söyledi:
“Muş halkının ekonomisi, sosyal yaşamındaki problemleri görünce buna nasıl katkıda bulunabiliriz diye hep düşündüm. Aile büyüklerime sordum. Onlar da bana, eğer yapabilirseniz veya gücünüz yeterse Muş Ovası’na sulama ile ilgili çalışmalar yapın dediler. Kaderin cilvesi, Sayın Cumhurbaşkanımız hastam oldu. Arkasından Maliye Bakanı Nureddin Nebati geldi. ‘Orhan Bey çok hastayım, beni size gönderdiler’ dedi. Ben de muayenesini yaptım fakat ciddi bir hastalıkla karşılaşmadım. Sonra bana, ‘Doktor Bey, bana çok ağır bir hastalık teşhisi koydular’ dedi. ‘Sayın Bakanım, sizin öyle ağır bir hastalığınız yok. Safra kesenizde büyük ihtimalle taş var onları alacağım’ dedim. Sonra bana dedi ki, ‘Sen beni bu hastalıktan kurtar, bu dünyada ne istersen onu yapacağım.’ ‘Olur’ dedim ve safra kanalındaki taşları aldım, onu kurtardım. Bana dedi ki, ‘Ne istiyorsan çabuk söyle, Ankara’ya gidiyorum, bu işi yapacağım.’ Ben de ‘Muş sulaması’ dedim. O da ‘Bu benim boynumun borcu’ dedi ve gitti. Sayın Cumhurbaşkanımızla konuştu, Muş Ovası sulamasına karar verdiler. İhale yapıldı ve çalışmalar hızlandı. Fakat şansımıza, doğu bölgesinde kış aylarının uzun olmasından ötürü ancak yazın çalışmalar yapılabiliyor. Çok hızlı ve yeterli bir çalışma olmadı ama yine de emeği geçen tüm arkadaşlarımıza, büyüklerimize, genel müdürlerimize, valilerimize ve bakanlarımıza teşekkür ediyoruz. İyi bir noktaya doğru gidiyoruz.” dedi.
MUŞ VAKFI’NIN EĞİTİM DESTEKLERİ
Muş Vakfı olarak eğitime büyük önem verdiklerini belirten Gültekin, burs destekleri hakkında şu bilgileri verdi:
“Biz Muş Vakfı olarak şu anda 1870 talebeye yakın burs veriyoruz. Bu da çok güzel bir aktivasyon oluyor, çocuklar için moral kaynağı oluyor. Haftada bir gün, bütün Muşlu çocukları Fatih’teki vakfımızda topluyoruz. Kendileriyle konuşuyoruz, sorunlarını, ihtiyaçlarını almaya çalışıyoruz. Onlara da üniversiteye girdikten sonra projeksiyon veriyoruz. Neler yapmaları lazım, nasıl çalışmaları gerekiyor, insani ilişkilerde nasıl olmaları gerektiğini anlatıyoruz. Gelinen nokta çok iyi bir nokta. Benim şahsi kanaatim, kişi başına düşen milli gelir Türkiye ortalamasının yarısı kadar, hatta yarısının bile altında Muş’ta. Bizim bu bölgelere çok yoğun bir eğitimsel ve ekonomik yardım yapmamız gerekiyor. Aile ve çocuklara sahip çıkmamız gerekir. Yoksa başka insanlar ya da kötü niyetli insanların kontrolüne girebilirler.”
“MUŞ İÇİN BİRLİKTE ÇALIŞIYORUZ”
Muş’un gelişimi için birçok kişi ve kurumla iş birliği içinde olduklarını belirten Gültekin, emeği geçen herkese teşekkür ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şu anda İstanbul’da bu konuda çalışan tüm dernekler, vakıftaki arkadaşlarım, yöneticiler, onlara çok memnuniyetle yaklaştıkları için kendilerine çok saygı ve sevgi gösteriyorum. Sayın valimize, rektörümüze, Bursa’da Mudanya Üniversitesi’nin kurucusu Gıyasettin Bingöl Bey’e teşekkür ediyorum. Alparslan Bey, şu anda bizim en düzeyli bürokratımız. Kendisiyle gurur duyuyoruz. İnsani ilişkileri ve bize yaptığı yardımlar mükemmel. Üniversitede tarım ve hayvancılık laboratuvarları kurulması için de ekonomik yardımlar aldık, çok sağ olsunlar. Bundan sonra da üniversitedeki hocaların en kısa zamanda güzel çalışmalar yapacaklarına inanıyorum. Sulama projesi tamamlandığında Muş için çok büyük bir gelişme olacak. Sayın valimiz orada bizim için büyük bir şans, tüm sorunlarımızı kendisi ile paylaşıyoruz. Rektör Bey de üniversitenin genel gelişimi açısından inşallah bize yardımı olacak. Hep birlikte memleketimizi iyi bir noktaya taşıyacağız. Tabii burada en büyük görev yine de bizim vekilimize düşüyor. Vekilimiz, Ankara’daki temsilcimiz olacak ve inşallah iyi günlerde hep beraber çalışacağız. Saygı ve sevgilerimizi sunuyoruz. Çünkü insanlar bu konuda canı gönülden çalışıyorlar. Biz Muşlular olarak, ekonomik durumu müsait olan, kültürel ve iş alanında iyi konumda bulunan insanlarımızın bu konulara daha fazla eğilmelerini istiyoruz. Rica ediyoruz, yarınlar inşallah bugünlerden daha iyi olacaktır.”
https://youtu.be/BCEkaN2r1_E?si=7JphFKiLk7F93vJn
