HABER49-Van Gölü’nün simgesi haline gelen inci kefali, üreme dönemindeki zorlu göçüyle doğaseverlerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Her biri 10 bin yumurta bırakan bu eşsiz türün göçü, Van’a hem ekolojik hem de turistik anlamda büyük katkı sağlıyor.

Kurban Bayramı’nda Kırmızı Et Tüketimine Dikkat: Hastalıklar Bayram Demiyor
Kurban Bayramı’nda Kırmızı Et Tüketimine Dikkat: Hastalıklar Bayram Demiyor
İçeriği Görüntüle

Van Gölü’nün yalnızca kendine özgü ekosisteminde yaşamını sürdüren inci kefali, her yıl olduğu gibi bu yıl da üreme dönemi için gerçekleştirdiği göçle doğaseverlerin ilgisini üzerine çekiyor. Tuzlu ve sodalı yapısıyla bilinen Van Gölü’nden ayrılarak tatlı su kaynaklarına doğru yola çıkan inci kefalleri, bu zorlu süreçte adeta doğaya karşı bir meydan okuma sergiliyor. Göç, genellikle mayıs ayının ortalarında başlıyor ve haziran boyunca devam ediyor. Yumurtalarını bırakmak için Muradiye’deki Bendimahi Çayı ve Erciş’teki Deliçay gibi akarsulara ulaşmaya çalışan balıklar, karşılarına çıkan yüksek debili akıntılara ve küçük şelalelere karşı inanılmaz bir mücadele veriyor. Zıplayarak suyun tersine ilerlemeleri, hem bilim insanlarının hem de doğa fotoğrafçılarının ilgisini çekiyor. Her yıl binlerce ziyaretçi, inci kefalinin bu olağanüstü göçünü izlemek üzere Van’a akın ediyor. Bu doğa harikası olay, yalnızca biyolojik bir süreç değil; aynı zamanda Van’ın turizm potansiyelini artıran önemli bir kültürel miras olarak da öne çıkıyor.

Binlerce Yumurta ve Bir Ekolojik Dengenin Muhafazası

İnci kefali göç süreci sadece görsel bir şölen değil, aynı zamanda ekolojik bir döngünün en kritik halkasını oluşturuyor. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş’un verdiği bilgilere göre, her bir inci kefali ortalama 10 bin yumurta bırakıyor. Bu da balığın popülasyonunu sürdürebilmesi açısından büyük önem taşıyor. Akkuş, göç döneminde balıkların avlanmasının yasak olduğuna dikkat çekerek, vatandaşlardan bu süreçte daha duyarlı davranmalarını istedi. İnci kefalinin sadece ekolojik değil, aynı zamanda sosyokültürel bir değer olduğuna da değinen Akkuş, “Şu anda Erciş’teki balık bendindeyiz. Binlerce insan buraya geliyor ama sadece balık izlemiyorlar. Aslında bu bir farkındalık süreci. Balığın doğayla olan mücadelesi herkesi etkiliyor. Göçün en yoğun zamanındayız ve bu süreçte inci kefali bir balıktan daha fazlası” ifadelerini kullandı. Bu göç, bölge insanı için de ekonomik katkı sağlarken, doğa turizmini canlandıran bir faktör olarak dikkat çekiyor. Özellikle yaz aylarında Van Gölü çevresinde konaklama tesisleri ve rehberli doğa turları, inci kefali göçünü gözlemlemek isteyen ziyaretçilere eşsiz bir deneyim sunuyor.


Kaynak: İHA