İnfluenza salgınının bulaşıcılığı yüksek bir hastalık olduğunu ifade eden Aktuna, "Bu hastalıktan korunma yöntemlerine ek olarak, hasta olduğumuzda özellikle çevremize bulaştırmamak adına maske kullanımına dikkat etmemiz gerekiyor. Ayrıca, hapşırma veya öksürme gibi durumlar meydana gelebiliyor. Bu gibi durumlarda bulaşıcılığı azaltmak için mendil kullanımı oldukça önemlidir. Eğer mendil imkanı yoksa kol içine hapşırmak ve ardından ellerimizi yıkamak da bulaşıcılığı engellemek adına çok önemlidir. Grip aşısı, bu hastalıktan korunmada çok önemli bir unsurdur. Özellikle risk gruplarındaki bireylerin grip aşısı ile korunmalarını şiddetle öneriyoruz. Risk gruplarından kastımız, 65 yaş üstü yaşlılarımız, gebeler, sağlık çalışanları, şeker, kalp hastalığı gibi kronik hastalıkları olan bireyler ve bağışıklık sistemini zayıflatan hastalıkları bulunan kişilerdir. Bu tarz hastaların muhakkak, eylül-ekim ayı itibariyle bakanlığımız tarafından ücretsiz olarak sağlanan grip aşılarını olmalarını öneriyoruz. Hekimlerine başvurduklarında, reçete edilmesi halinde bu aşılardan ücretsiz faydalanabilirler. Bütün kış dönemi boyunca aşılarını olabilirler, ancak özellikle ekim ile mart ayları arasında aşılarını olmalarını tavsiye ediyoruz" diye konuştu.
Kış mevsiminde salgının artış gösterdiğini belirten Aktuna "Sağlık Bakanlığımız, bulaşıcı hastalıkları izlemek ve takip etmek için bir sistem kullanıyor, buna ‘İzci’ adı veriliyor. Bu sistem üzerinden verileri topluyoruz ve şu anda Muradiye ilçesinde korkulacak bir durum bulunmamaktadır. Mevsimsel grip, zaten kış aylarında beklendiği üzere artan bir hastalık. Şu an sadece influenza olarak değil, genel olarak üst solunum yolu enfeksiyonlarıyla başvuran hasta sayısı yaklaşık olarak yüz kişiye ulaşmış durumda. Bu hastalar, tüm sağlık kuruluşlarına, aile sağlığı merkezlerine ve hastanelere başvuran kişilerden oluşuyor. Dönem olarak mart ayı itibariyle vaka sayısının azalmasını bekliyoruz, şu anda vakalar azalma eğilimindedir. Soğuk algınlığı olarak bildiğimiz başka bir durum daha var ve bu da benzer şekilde virüs kaynaklıdır. Aslında, üst solunum yolu enfeksiyonlarına neden olan çok sayıda virüs bulunmaktadır. İnfluenza bunlardan sadece bir tanesidir. Örneğin, Covid-19 pandemisinde karşılaştığımız korona virüs de bir üst solunum yolu enfeksiyonudur. Her bir virüsün farklı alt tipleri olabiliyor ve birçok virüs üst solunum yollarında enfeksiyonlara yol açabiliyor. Soğuk algınlığı olarak bildiğimiz hastalık ise gripten farklı olarak genellikle ateşin nadir görüldüğü, şeffaf burun akıntısı ve hapşırma gibi belirtilerle ortaya çıkar. Ayrıca, soğuk algınlığında yoğun kas ağrıları da nadiren görülür. Daha hafif seyreden bir üst solunum yolu enfeksiyonu türüdür. Soğuk algınlığının çok sayıda etkeni vardır ve tedavisi gripten çok farklı değildir, ancak semptomlar daha hafif olduğu için tedavi süreci daha kolaydır. Risk düzeyi de grip hastalığına göre daha düşüktür" şeklinde konuştu.