HABER49- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, beş gazetecinin evlerinden alınarak ifadeye götürülmesine tepki gösterdi. Cemiyet, “Gazetecilik suç değildir” vurgusu yaptı ve serbest bırakılan gazetecilerle dayanışma çağrısında bulundu.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu, beş gazetecinin evlerinden alınarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürülmesiyle ilgili yazılı bir açıklama yaptı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu, son dönemde gazetecilere yönelik artan gözaltı ve operasyonlara dikkat çekti. Cemiyetin açıklamasında, “Ülkemizde gazetecilerin haber yapma özgürlüğünü doğrudan engelleyen, evlerine ve iş yerlerine düzenlenen operasyonlar, gözaltılar ve dijital iletişim araçlarına yönelik müdahaleler sistematik bir hal almıştır.” ifadeleri yer aldı.
Açıklamada, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın İmamoğlu soruşturması kapsamında gazeteciler Soner Yalçın, Ruşen Çakır, Şaban Sevinç, Batuhan Çolak ve Yavuz Oğhan’ın evlerinden alınarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüğü belirtildi.
“HUKUKİ BELİRSİZLİK VE KEYFİLİĞE KAPI ARALANIYOR”
TGC açıklamasında, operasyona ilişkin detayların temel hukuk ve adalet ilkeleriyle çeliştiği vurgulandı. Cemiyet, “‘Gözaltı’ terimi kullanılmadan, ancak özgürlüğü kısıtlayıcı biçimde bireylerin evlerinden alınması, hukuki bir belirsizlik ve keyfiliğe kapı aralamaktadır. Bu uygulama, hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmamaktadır.” değerlendirmesinde bulundu.
Açıklamada ayrıca gazetecilerin sosyal medya paylaşımlarının veya haber faaliyetlerinin “suç örgütüne yardım” gibi ağır suçlamalarla ilişkilendirilmesinin, basın özgürlüğüne yönelik ciddi bir tehdit oluşturduğu ifade edildi.
“GAZETECİLİK DEMOKRATİK TOPLUMUN VAZGEÇİLMEZ UNSURUDUR”
TGC, gazeteciliğin suç faaliyeti olarak görülmesinin kabul edilemeyeceğini belirtti. Açıklamada, “Gazetecilik, demokratik toplumun vazgeçilmez bir unsurudur; suç örgütü faaliyeti değildir.” denildi.
Son dönemde yapılan operasyonlarda gazetecilerin telefon ve dijital cihazlarına el konulmasının, meslek sırlarının ve haber kaynaklarının gizliliğini ihlal ettiği belirtildi. Cemiyet, bu durumun gazetecilerin görevini yerine getirmesini fiilen imkânsız hale getirdiğini ifade etti.
“GAZETECİLER KAYNAKLARINI AÇIKLAMAYA ZORLANAMAZ”
TGC açıklamasında, Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne de atıfta bulunuldu. Metinde, “Gazeteci; kaynakların gizliliği ilkesi uyarınca, -konusu suç oluştursa dahi- kaynağını ve elindeki belgeleri açıklamaya, tanıklık yapmaya zorlanamaz. Gazeteci ancak kaynağının izin vermesi ve kaynağı tarafından yanıltılmış olması hallerinde kaynağını açıklayabilir.” ifadeleri yer aldı.
“BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ANAYASAL GÜVENCEDEDİR”
Cemiyet, gazetecilerin kamu adına haber yapma ve eleştirel görüşlerini açıklama hakkına sahip olduğunu vurguladı. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Gazeteciler, kamu adına haber yapma, bilgi toplama ve eleştirel görüşlerini açıklama hakkına sahiptir. Bu faaliyet, hiçbir suretle ‘suç örgütüne yardım’ olarak nitelendirilemez. Aksi yöndeki her türlü yargılama ve yaptırım girişimi, Anayasa'nın 28. maddesiyle güvence altına alınmış basın özgürlüğünün ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesini ihlal anlamına gelir.”
“GAZETECİLİK SUÇ DEĞİLDİR”
TGC, açıklamanın yapıldığı saatte Soner Yalçın, Şaban Sevinç, Yavuz Oğhan ve Batuhan Çolak’ın serbest bırakıldığını, Ruşen Çakır’ın da serbest bırakılmasını talep ettiklerini bildirdi. Cemiyet, “Gazetecilik suç değildir. Haksız gözaltına alınan ve tutuklanan tüm gazetecilerle dayanışma içindeyiz. İktidara gazetecilik mesleğine gözaltı uygulamasından vazgeçmesi için çağrı yapıyoruz.” ifadelerine yer verdi.