HABER49- Muş Eğitim Gücü-Sen İl Başkanı Emrah Kaplan, kamu emekçilerinin maaş zammı taleplerini yükselterek, “Teslim olmayacağız! Haklarımızı alıncaya ve sarı sendikacılık anlayışını tarihin çöplüğüne atıncaya kadar mücadelemiz sürecek” dedi.

Kaplan, kamu emekçileri ve emeklilerin ekonomik çöküşe karşı seslerini duyurmak amacıyla HABER49'a açıklamalarda bulundu. Taleplerinin sadece maaş zammı ile sınırlı olmadığını vurgulayan Kaplan, “Bugün burada toplanmamız sadece bir maaş zammı talebinin ötesindedir; bu, kamu emekçilerinin ve emeklilerinin yıllardır süren ekonomik çöküşe karşı yükselen güçlü bir sesidir. Türkiye'nin dört bir yanındaki iş bırakma eylemimiz, bu çığlığın en somut ifadesidir. Bu ses, iktidarın dayattığı yoksulluk politikasına ve maalesef yetkili sendikanın adeta hükümetin uzantısı gibi hareket etmesine karşı onurlu bir duruştur" dedi.

Benzine Zam Geldi
Benzine Zam Geldi
İçeriği Görüntüle

22Ba1720 8902 4A5B Bb17 39Ffed908Ffc

Kaplan, 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerini eleştirerek şunları söyledi:
“8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri baştan sona bir oyun sahnesi gibiydi. Hükümetin ortaya koyduğu tekliflerin komik ve alaycı oranları, milyonlarca kamu emekçisinin gerçek yaşam koşullarını hiçe saymaktadır. 2026 ve 2027 yıllarına yönelik zam oranları, açıkça enflasyonun ve artan yaşam maliyetlerinin çok gerisindedir. Üstelik bu tekliflere karşı çıkan yetkili sendika, kamu çalışanlarını korumak yerine, süreci sanki bir tiyatroda roller paylaşır gibi sahnelemiş, gerçek bir mücadeleden kaçmıştır.”

Hakem Heyeti sürecine de tepki gösteren Kaplan, şöyle devam etti:
“Hakem Heyeti süreci tam bir trajediye dönüşmüştür. Yetkili sendikanın ‘Hakem Heyeti’ne başvuru yapmayacağız’ diyerek sahnelediği kahramanlık, aslında sorumluluktan kaçmak için kurgulanmış bir aldatmacadır. Sürecin hukuki yapısı gereği, hükümetin başvurusuyla başlayan Hakem Heyeti kararı, hükümetin düşük zam oranlarını onaylamasıyla sonuçlanmış, yetkili sendika ise suçluluğu bu heyetin üzerine atarak üyelerini kandırmıştır.”

Kaplan, maaşların yetersizliğine de dikkat çekerek, “Yüzde 5, yüzde 7 gibi rakamların arkasında, kamu emekçilerinin maaşlarında gerçek bir kayıp vardır. TÜRK-İŞ ve BİSAM verilerine göre dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 86 bin lirayı aşmış, açlık sınırı ise 26 bin liraya dayanmıştır. Ne yazık ki, en yüksek kadroda çalışan kamu personelinin maaşı dahi bu rakamların çok altındadır. Bu durum, kamuda çalışanları ve ailelerini sefalet içinde yaşamaya mahkum eden bir düzenin ifadesidir" diye konuştu.

1C9751E6 93A4 4D41 95A1 0C2F2D76B845

Kaplan, kamu çalışanlarının temel haklarının hiçe sayıldığını ifade ederek, taleplerini şöyle açıkladı:
“Yoksulluk sınırının altında kalan maaş teklifleri reddedilmeli, tüm kamu çalışanlarına insanca yaşam koşulları sağlayacak temel ücret verilmelidir.
Taban aylık, refah payı, kira yardımı, bayram ikramiyesi, eş ve çocuk yardımları gerçek ekonomik koşullara göre artırılmalıdır.
Tüm meslek gruplarının hak kayıpları giderilmeli, adalet sağlanmalıdır.
Öğretmenlerin ek ödemeleri artırılmalı, özel hizmet tazminatları ve özlük hakları iyileştirilmelidir.
Tazminatların emekliliğe yansıtılması sağlanmalı, görev aylığı ile emekli aylığı arasındaki fark kapatılmalıdır.
Yardımcı Hizmetler Sınıfı kaldırılarak bu personel Genel İdari Hizmetler kadrosuna geçirilmelidir.
Aile ve çocuk yardımları, ekonomik gerçeklere uygun şekilde güncellenmelidir.
Bugün burada ilan ediyoruz: Teslim olmayacağız! Haklarımızı alıncaya, onurumuzu koruyuncaya ve bu sarı sendikacılık anlayışını tarihin çöplüğüne atıncaya kadar mücadelemiz sürecektir.”

Muhabir: HARUN SEÇKİN