Muş Alparslan Üniversitesi, 25-26 Şubat günlerinde VI. Uluslararası Biladüşşam Sempozyumu’na ev sahipliği yaptı. "Medeniyet Havzalarında Tarih ve Tarihçilik Uluslararası Biladüşşam" konulu sempozyum, alanında uzman akademisyenler ve araştırmacıların katılımıyla gerçekleştirildi. Sempozyumda Biladüşşam bölgesinin tarih yazıcılığı, kaynakları ve modern tarih süreçleri ele alındı. İki gün süren sempozyum yedi oturum, yoğun akademik tartışmalar ve sunumlarla tamamlandı.
Sempozyumun düzenleme kurulunda yer alan Öğretim Üyesi Ahmet İğdi, şunları söyledi:
“Muş Alparslan Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü’nde doktora öğretim üyesi olarak çalışıyorum. Sempozyumun düzenleme kurulunda yer alıyorum. Sempozyumda, online oturumlar da dahil olmak üzere toplam 7 farklı oturum gerçekleştirdik. On farklı ülkeden akademisyenler katılım sağladı. Hocalarımızın bir kısmı sunumlarını kendi dillerinde yaptılar. Hem Türkçe hem de farklı dillerde sunumlar gerçekleşti. Sunumların ardından çeşitli değerlendirme oturumları düzenledik. En sonunda kapanış oturumuyla birlikte genel bir değerlendirme yaparak çalışmamızı tamamladık. Sempozyumumuzda Biladüşşam olarak tanımlanan; günümüzde Suriye, Filistin, Ürdün ve Lübnan’ı içine alan, hatta ülkemizin güneydoğusunun bir kısmını da kapsayan bölgelerle ilgili geçmişten, Dört Halife Dönemi’nden günümüze kadar yazılan tarih kitaplarını, bu tarih kitaplarında ele alınan yazıları onlar üzerine yapılan çalışmaları değerlendiren tarihçilik metinleri üzerine konuştuk, bunlara dahil tartışmalarda bulunduk. Hoca ve öğrencilerimizin farklı müzakerelerİ oldu. Ayrıca gelen misafirlerimiz, sempozyum dışında da üniversitemizde vakit geçirerek sosyal ortamlarda katkı bulundular ve etkinliğe katkı sağladılar. Tüm katılımcılara geldikleri için teşekkür ediyoruz.”
Sempozyumun düzenleme kurulu başkanı Prof. Dr. Ziya Polat ise, şu açıklamalarda bulundu:
“Mardin Artuklu Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesiyim ve aynı zamanda sempozyum düzenleme kurulu başkanıyım. Bu sempozyumun iki temel amacı vardı. Birincisi, İslam dünyası, İslam coğrafyası ve medeniyet havzalarında tarih ve tarihçilik üzerine devam eden projenin bir ayağıydı. Sempozyumun konusu, Biladüşşam’da yani bugünkü Suriye, Filistin, Ürdün, Lübnan ve Türkiye'nin bir kısmını kapsayan coğrafyada tarih ve tarihçilikle ilgili metinlerin değerlendirildiği bir sempozyum tarih yazımı üzerine değerlendirmeler yaptık. İkinci boyutu ise, bildiğiniz gibi son iki-üç aydır Suriye’de yaşanan gelişmelerdi. Oradaki durumu da ele almak önemliydi. Dolayısıyla bu iki konuyu bir araya getiren bir sempozyum düzenledik. Bu çerçevede 5 yüz yüze, 2 de çevrim içi olmak üzere toplam 7 sunum gerçekleştirildi. Medeniyet Havzalarında Tarih ve Tarihçilik Biladüşşam’da, Tarih ve Tarihçilik kısmının editörlüğünde ben ve Ayşe hocamla birlikte yaptık. Sunumumda, bölgenin İslam hâkimiyetine girişinden bugüne kadarki siyasi bir süreç bağlamda özetleme yaptım. O dönemlerde yazılan tarih ve tarihçilikle ilgili metinlerin siyasi siyasi süreçte irtibatlanması bağlamında bir konusunun sunumunu yaptım. İki gündür Muş’tayız. Soğuk havaya rağmen sıcak bir karşılama ile ağırlandık. Yoğun ve önemli bir program oldu. Bu programa katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum. Özellikle bizim doğrudan göremediğimiz ama büyük emek harcayan tüm arkadaşlara teşekkür ediyoruz. Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü’ne ve özellikle Ahmet İdi Hoca’ya ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Gerçekten büyük emeği geçti.”
Sempozyumda yer alan Doç. Dr. Rami İbrahim Mahmut da, “Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Kıbrıs şubesinde İlahiyat Fakültesi’nde doçent olarak çalışıyorum. Benim alanım İslam mezhepleri tarihi. Bu sebeple sempozyuma davet edildim. Sempozyum tarih odaklı olduğu için başta biraz tereddüt ettim çünkü biraz uzak geldi bana, tereddüt içinde kaldım. Fakat benim alanım olduğu için katılmaya karar verdim. Sempozyumu düzenleyenlere teşekkür etmek istiyorum. Farklı ülkelerden ve şehirlerden gelen hocalarla, akademisyenlerle tanışma fırsatım oldu, bu çok güzel oldu. Ayrıca Ahmet Hoca’ya da teşekkür etmek istiyorum. Muş'un -15 derece soğuk havasını görmüş olduk” diye konuştu.