HABER49- Konut fiyatlarındaki reel düşüş devam edecek mi? Haziran verilerine göre konutlar enflasyonun altında değerlenirken, satış adetlerinde yükseliş sürüyor. Fiyatlar yeniden artışa geçer mi?
Konut fiyatlarında uzun süredir devam eden reel düşüş süreci sona mı eriyor? Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan Konut Fiyat Endeksi (KFE) verilerine göre, haziran ayında konut fiyatlarında yıllık bazda yüzde 32,8'lik nominal artış yaşansa da, enflasyonun üzerinde seyreden bu artışa rağmen fiyatlar reel anlamda yüzde 1,7 oranında geriledi. Bu veri, son 17 ayda devam eden reel düşüş trendinin en düşük oranı olarak kayıtlara geçti.
Ocak 2024’te yüzde 1,4’lük reel artışla kırılan düşüş serisi, şubat ayından itibaren yeniden eksiye dönmüştü. Şubat ayında yüzde 5,1 ile belirginleşen gerileme, martta yüzde 4,2, nisanda yüzde 3,6 ve mayısta yüzde 2,3 olarak kaydedildi. Haziran itibarıyla ise reel azalış yüzde 1,7’ye kadar indi. Özellikle enflasyonun yıllık bazda yavaşlamaya başlaması, reel düşüşün ivme kaybetmesinde etkili oldu. Konut fiyatlarındaki bu gelişmeler, yatırımcı ve tüketiciler tarafından dikkatle takip edilirken, piyasanın geleceğine dair beklentileri de şekillendirmeye başladı.
SATIŞ ADETLERİNDE ARTIŞ SÜRERKEN REEL FİYATLAR NEDEN GERİLİYOR?
Konut satışlarında gözlenen artış, fiyatlardaki reel düşüşle çelişiyor mu? Haziran ayında Türkiye genelinde satılan konut sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 35,8 artarak 107 bin 723’e ulaştı. Bu artış, yüksek faiz ortamına rağmen satışlara olan talebin sürdüğünü ortaya koydu. Üstelik bu yükselişle birlikte yıllık bazda konut satışlarında artış, üst üste 12’nci ayını da tamamlamış oldu.
2025’in ilk altı aylık döneminde ise konut satışları, 2024’ün aynı dönemine kıyasla yüzde 26,9 artarak toplamda 691 bin 893 olarak kayıtlara geçti. Bu rakam, tüm zamanların en yüksek ikinci ocak-haziran dönemi satış performansı olarak dikkat çekti. Reel fiyatlardaki düşüşe rağmen konut satışlarının artması, hem arz yönlü genişleme hem de fiyatların enflasyona kıyasla makul seviyelere gerilemesiyle açıklanıyor. Öte yandan, birçok tüketici fiyatların daha da düşebileceği beklentisiyle alım kararlarını öteleme eğilimi gösterse de, konut talebinin yüksek kalması piyasanın canlılığını koruduğunu gösteriyor.
ARZ ARTIŞI VE DEZENFLASYON SÜRECİ FİYATLARI NASIL ETKİLEDİ?
Konut fiyatlarındaki düşüşte temel etkenler neler? İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sefer Şener, konut piyasasında yaşanan bu sürecin nedenlerini çok boyutlu olarak değerlendirdi. Şener'e göre, Kovid-19 sonrası dönemde küresel arz sorunları ve ardından yaşanan büyük depremler fiyatları yapay biçimde yukarı çekerken, son aylarda devletin devreye girerek başta deprem bölgesi olmak üzere TOKİ ve Emlak Konut aracılığıyla hızlı konut üretimine yönelmesi, fiyatları dengeledi.
Ayrıca, uygulanan sıkı para politikası ve yüksek faiz oranları da piyasalarda talep baskısını azaltarak fiyatlarda reel gevşemeye neden oldu. Şener, 17 aylık süreçte fiyatların sürekli olarak enflasyonun altında kaldığını, bu durumun piyasada normalleşme sürecine girildiğini gösterdiğini belirtti. Enflasyonun yıl sonunda yüzde 24-28 bandında gerçekleşmesi durumunda, konut fiyat endeksinin yeniden enflasyonun üzerine çıkabileceğini söyleyen Şener, faizlerdeki düşüşün de fiyatlara yukarı yönlü etki yapabileceğini vurguladı.
YENİ BİR ARTIŞ DALGASI BEKLENİYOR MU?
Konut fiyatlarında önümüzdeki aylarda yön ne olacak? Gayrimenkul iktisatçısı Ahmet Büyükduman, mevcut veriler ışığında fiyatların yakın zamanda reel olarak pozitife dönebileceğini ifade etti. Özellikle son aylarda konut fiyatlarının aylık bazda yeniden hareketlenmeye başladığını kaydeden Büyükduman, bu hareketlenmenin önümüzdeki dönemde istatistiklere de yansıyabileceğini söyledi.
Ancak Büyükduman’a göre, geçmişte yaşanan sert ve ani fiyat artışları artık beklenmiyor. Piyasa oyuncularının büyük kısmı daha ölçülü bir yükseliş trendine gireceği düşüncesinde. Enflasyondaki düşüş sürecinin devam etmesi halinde, konut fiyatlarının da buna paralel olarak daha istikrarlı bir seyir izlemesi bekleniyor. Büyükduman, reel anlamda fiyat artışının başlamasının muhtemel olduğunu ancak arz ve talep dengesinin bu süreci sınırlı tutacağını belirtiyor. Yatırımcıların bu dönemde daha temkinli davrandığı, alım kararlarını daha uzun vadeli beklentilere göre şekillendirdiği gözlemleniyor.
