HABER49-Bölgedeki meyve bahçeleri, özellikle de Türkiye’nin en önemli ihracat kalemlerinden biri olan kayısı üretimi, ağır hasar aldı. Baharın gelişiyle umutla açan kayısı çiçekleri bir gecede solarken, çiftçinin emeği adeta buz kesildi. Sadece Darende değil, Malatya genelinde birçok üretici bu felaketten etkilenirken, yaşanan kayıp sadece ürün bazında değil, ekonomik ve sosyal boyutlarıyla da dikkat çekici bir yıkıma dönüştü.

Erzincanlı ustanın su tasarrufu buluşu: 40 yıllık deneyimle israfa karşı sessiz mücadele Erzincanlı ustanın su tasarrufu buluşu: 40 yıllık deneyimle israfa karşı sessiz mücadele

A W431843 01

Türkiye’nin kayısı ihtiyacının yüzde 85’ini karşılayan Malatya’da, zirai donun etkisiyle rekoltenin büyük ölçüde yok olacağı tahmin ediliyor. Kayısı, sadece bir meyve değil; bölge halkı için geçim, eğitim, yaşam demek. Don felaketi, binlerce ailenin yıl boyunca umut bağladığı gelir kapısını kapatırken, Malatya tarımının geleceğini de tehdit ediyor. Uzmanlar, bu yıl kayısı ihracatında ciddi bir düşüş yaşanmasının kaçınılmaz olduğunu belirtirken, hasar tespit çalışmaları da tüm hızıyla sürüyor.

“BU SADECE ÜRÜN KAYBI DEĞİL, BİR GELECEĞİN YIKIMIDIR”

Darende Ziraat Odası Başkanı Orhan Karaca, yaşanan felaketin boyutlarını açıklarken, olayın sadece tarımsal bir kayıptan ibaret olmadığını vurguladı. Karaca, “Bu sadece ürün kaybı değil, bir halkın geleceğinin, çocuklarının eğitim masraflarının, borçlarını ödeyemeyen üreticilerin umutlarının yok olmasıdır” sözleriyle, yaşanan zararın boyutunun ekonomik ve psikolojik yönlerine dikkat çekti. Üreticinin borç, kredi ve geçim yükü altında ezildiğini belirten Karaca, devletin acil müdahalesinin şart olduğunu kaydetti.

Karaca ayrıca, bölgenin "Afet Bölgesi" ilan edilmesini ve zarar gören çiftçilerin maddi kayıplarının devlet eliyle karşılanmasını istedi. Tarım sigortası sisteminin mevcut haliyle yetersiz olduğunu ifade eden Karaca, tüm üreticilerin bu sisteme erişimini kolaylaştıracak şekilde yeniden yapılandırılması gerektiğini belirtti. Zirai üretimin sadece çiftçinin değil, ülke ekonomisinin ve gıda güvenliğinin temel dayanaklarından biri olduğunu vurgulayan Karaca, devletin tarımı stratejik bir sektör olarak ele almasını talep etti.

ÜRETİCİNİN SESİ: “BU YÜK ARTIK TEK BAŞINA TAŞINAMAZ”

Zirai don sonrası adeta felç olan tarım faaliyetleri, bölgedeki binlerce üreticiyi kara kara düşündürürken, çiftçi temsilcileri kamuoyuna çağrıda bulundu. “Biz çiftçiler işimizin başındayız, ancak bu yük artık tek başına taşınamaz” diyen Karaca, halkı ve yetkilileri seslerine kulak vermeye çağırdı. Tarımsal üretimin sürdürülebilirliğinin, kırsal yaşamın devamlılığı ve gıda güvenliğinin sağlanabilmesi için devletin destek mekanizmalarının devreye alınması gerektiğini ifade etti.

Kaynak: İHA