HABER49- “Öğretmenler, sınıfta öğrencilerle geçirdikleri zamandan daha fazlasını sistemlerde belge yüklemekle harcıyor” diyen Güleç, bu durumun mesleki motivasyonu düşürdüğünü ve eğitim kalitesini olumsuz etkilediğini söyledi. Eğitimcilerin asli görevinin öğrenciye zaman ayırmak olması gerektiğini hatırlatan DES temsilcisi, yeni sistemin öğretmenleri bir tür “evrak memuru” konumuna ittiğini ifade etti.
Evrak, Proje ve Etkinlik Girdabı Eğitim Kalitesini Zedeliyor
Güleç, uygulanan Maarif Modeli ile öğretmenlerin üzerindeki evrak, etkinlik ve proje baskısının artık dayanılmaz bir hal aldığını dile getirdi. Öğretmenler, formlar, çizelgeler, raporlar ve sistem yüklemeleri arasında kaybolurken, eğitim sürecinde asıl hedef olan öğrenci başarısı geri planda kalıyor. Birçok okulda öncelik artık öğrencinin gelişimi değil, evrakların eksiksiz ve zamanında tamamlanması haline gelmiş durumda. DES, eğitimde başarının belgeyle değil, öğretmenin emeği ve öğrencilerle geçirdiği zamanla ölçülmesi gerektiğini vurguluyor. Güleç, “Eğitimcinin zamanı raporla değil, öğrenciyle değerlidir” diyerek sistemin hatalarını net bir şekilde ortaya koydu.
Bürokratik Dayatmalar Okulda Kaos Yaratıyor
Maarif Modeli ve benzeri uygulamaların öğretmenlerin görüşü alınmadan dayatılması, sahada ciddi bir kaosa yol açıyor. Okul yöneticileri de evrak baskısı altında ezilirken, eğitim ortamı üretimden ziyade “kontrol zinciri” haline dönüşüyor. DES, öğretmenleri evrak memuruna dönüştüren bu anlayışın değişmesi gerektiğini belirtiyor. Eğitimde güven, sadeleşme ve özüne dönüş çağrısı yapan sendika, “Evrak değil, insan yetiştiriyoruz” mesajını verdi. Bu yaklaşım, eğitimcilerin mesleki motivasyonunu artırmayı ve öğrencilere daha fazla zaman ayırabilmelerini sağlamayı hedefliyor.
Eğitimde Verim Öğretmenin Huzuruyla Ölçülmeli
DES, Maarif Modeli ve benzeri platformlarda yapılan yüklemelerin kamuda tasarruf politikaları kapsamında azaltılmasını talep ediyor. Güleç, “Evrak ve rapor yükü yerine öğretmenlerin öğrenci gelişimine daha fazla zaman ayırabilmesi için idari düzenlemeler yapılmalı. Proje ve etkinlik zorunluluğu değil, gönüllülük esas alınmalı. Denetim anlayışı belge kontrolü yerine süreç ve etki değerlendirmesine odaklanmalıdır” dedi. Ayrıca, eğitim politikalarının hazırlanmasında öğretmenler odası ve sendikaların görüşlerinin alınması gerektiğini belirten Güleç, eğitimi sayılarla değil, vicdanla ölçen bir sistem için mücadelelerini sürdüreceklerini ifade etti. “Eğitimde verim, öğretmenin huzuruyla başlar” mesajı ile DES, eğitim sisteminde köklü değişim çağrısını tekrarladı.




