HABER49-1 Ekim itibarıyla başlayan federal hükümetin kapanması, özellikle iş gücü piyasasına ilişkin resmi verilerin yayımlanmasını engelledi. Bu durum, ekonomik toparlanmanın gidişatını analiz etmeyi hem zorlaştırıyor hem de para politikası stratejilerini belirsiz hale getiriyor.
Fed Toplantısı Öncesinde Belirsizlik: Ekonomik Veriler Masada Eksik Kaldı
Fed, yaklaşan toplantısında faiz indirimi yönünde güçlü sinyaller vermesine rağmen, mevcut veri eksiklikleri nedeniyle karar alma sürecinde temkinli bir duruş sergiliyor. Özellikle ABD Çalışma İstatistikleri Bürosu’nun federal kapanma nedeniyle iş gücü raporlarını yayımlayamaması, ekonominin genel görünümünü değerlendirmede ciddi bir boşluk yarattı. Son haftalarda toparlanma eğilimi gösteren göstergeler, iş gücü piyasasında sınırlı bir büyümeye işaret etse de, bu durumun sürdürülebilir olup olmadığı netleşmiş değil.
Fed’in yayımladığı Bej Kitap raporu, tüketici harcamalarında belirgin bir durgunluk olduğuna dikkat çekiyor. Ayrıca işletme yatırımlarında yavaşlama sinyalleri alınırken, iş güveni endekslerindeki düşüşler de ekonomideki kırılganlığın arttığını gösteriyor. Buna rağmen piyasa aktörleri, Fed’in politika faizini 25 baz puan indirerek %3,75 - %4,00 aralığına çekmesini bekliyor. Uzmanlara göre bu adım, küresel finans piyasalarında kısa vadeli bir rahatlama yaratsa da, enflasyonun hedefin üzerinde seyretmesi nedeniyle riskler tamamen ortadan kalkmış değil.
Veri Eksikliği Fed Yetkililerini Zorluyor: “Kör Uçuş” Uyarısı
Ekonomik verilerin eksikliği, Fed’in karar mekanizmasında ciddi zorluklar doğuruyor. Nomura’nın gelişmiş piyasalar baş ekonomisti David Seif, yetkililerin adeta “kör uçuş”ta olduklarını belirterek, “Fed, istihdam piyasasındaki güncel durumu göremediği için tam bir belirsizlik içinde” ifadelerini kullandı. ABD’deki hükümet kapanması, sadece istihdam raporlarını değil, ücret artışları ve işsizlik başvurularına dair verileri de geciktiriyor. Bu da, Fed’in ekonominin mevcut gücü hakkında bütüncül bir tablo oluşturmasını imkânsız hale getiriyor.
Özellikle son dönemde açıklanamayan veriler, kararların tamamen tahminlere dayalı yürütülmesine neden oluyor. Uzmanlar, veri eksikliğinin yalnızca Ekim ayı toplantısını değil, yılın son çeyreğinde alınacak tüm politika kararlarını etkileyeceğini belirtiyor. Fed’in faiz indirimi kararı alması halinde bile, bunun ekonomiye nasıl yansıyacağını ölçmek güç olacak. Dolayısıyla, merkez bankasının hem faiz hem bilanço politikalarında ihtiyatlı bir yaklaşımı sürdürmesi bekleniyor.
Enflasyon ve Büyüme Arasında Denge Arayışı Devam Ediyor
Her ne kadar bazı göstergeler ekonomik yavaşlamaya işaret etse de, enflasyon oranı hâlâ Fed’in %2’lik hedefinin üzerinde seyrediyor. Şirketlerden gelen yeni fiyat artışı uyarıları, Fed’in en büyük ikilemini yeniden gündeme taşıdı: Faiz indirimi mi, yoksa sıkı para politikasına devam mı? Ekonomik büyüme tahminleri ise, özellikle yatırım ve üretim kalemlerinde yaşanan toparlanmayla birlikte yukarı yönlü revize ediliyor.
Buna ek olarak, yürürlüğe giren yeni vergi düzenlemelerinin hane halkı gelirlerine pozitif etkisi olacağı öngörülüyor. Uzmanlar, bu durumun 2026 yılına doğru ekonomik canlanmayı hızlandırabileceğini belirtiyor. Ancak veri eksiklikleri devam ettikçe, Fed’in bu tabloyu somut şekilde analiz etmesi zorlaşıyor.