HABER49-98 haftadır devam eden bu eylem, hem bölgedeki vatandaşların hem de farklı meslek gruplarının dikkatini çekmeye devam ediyor. Lala Paşa Camii avlusunda toplanan sağlık çalışanları, ellerinde pankartlar ve dövizler taşıyarak Yakutiye Kent Meydanı’na yürüdü. Yürüyüş boyunca sessizliklerini koruyan grup, dayanışma ruhunu ve mazlum Gazze halkının yanında olduklarını göstermek amacıyla bu geleneği sürdürdüklerini ifade etti. Yürüyüşün ardından meydanda toplanan kalabalık adına konuşmayı Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Yusuf Çiftçi gerçekleştirdi. Çiftçi’nin yaptığı açıklamalar, hem Gazze’de yaşanan insani trajediye hem de dünya kamuoyunun sessizliğine dikkat çekti. Eylemin barışçıl ve düzenli bir şekilde sürdürülmesi, Erzurum halkının da desteğiyle birlikte bu protestoların daha geniş bir etki alanına ulaşmasını sağladı.
“GAZZE, ZULME KARŞI DİRENİŞİN SEMBOLÜ OLDU”
Tıp fakültesi öğrencisi Yusuf Çiftçi, Yakutiye Kent Meydanı’nda yaptığı basın açıklamasında Gazze’de yaşananların sadece bölgesel bir mesele değil, tüm insanlığın ortak sorumluluğu olduğunun altını çizdi. Çiftçi, “Bugün yaşadıklarımız, insani yardımın dahi engellendiğini açıkça gösteriyor. Daha önce Vicdan, Madleen ve Hanzala gemileri durdurulmuştu, şimdi de Sumud Filosu’na yapılan saldırılar insanlığın vicdanında silinmeyecek kara bir leke olarak tarihe geçti” dedi. Açıklamasında 7 Ekim’in önemine de değinen Çiftçi, “Bu tarih, zilleti reddedip onuru kuşananların günü, Kudüs davasının asla unutulmadığının ilanıdır” ifadelerini kullandı. Sağlık çalışanları ve hekimlerin öncülüğünde gerçekleşen bu protestolar, sadece Gazze halkına moral vermekle kalmıyor; aynı zamanda Türkiye’den yükselen güçlü bir vicdan çağrısı olarak uluslararası kamuoyuna da mesaj gönderiyor. Katılımcılar, yürüyüşlerin zulüm son bulana kadar devam edeceğini belirterek direnişin sembolü haline gelen Gazze’ye desteklerini yineledi.
GAZZE’DEN ALINAN DERSLER VE DİRENİŞİN MANEVİ BOYUTU
Basın açıklamasında Çiftçi, Gazze’nin onlar için sadece siyasi bir mesele değil, aynı zamanda bir “mektep” olduğunu vurguladı. Çiftçi, “Gazze bize en zor şartlarda dahi nasıl onurlu yaşanacağını, zulme boyun eğmemenin ne demek olduğunu öğretti” sözleriyle konuşmasını sürdürdü. Gazze’de yıkılan camilerin yanında omuz omuza verilen direnişi, iftar açılmadan tutulan oruçları, şehadetle taçlanan mücadeleleri hatırlatarak, bu dayanışmanın hem manevi hem de ahlaki açıdan örnek teşkil ettiğini ifade etti. Çiftçi, konuşmasında şehit Tayser Ebu Taym ve Ömer Hamdona’nın adlarını anarak onların direnişlerini hatırlattı. Erzurum’daki sağlık çalışanları da bu mesajlarla birlikte, direnişin sadece bir halkın mücadelesi değil, tüm insanlığın vicdanına seslenen bir çağrı olduğunun altını çizdi. Basın açıklamasının ardından edilen dualar, meydanı dolduran kalabalık tarafından hep bir ağızdan tekrarlandı. Etkinlik herhangi bir olumsuzluk yaşanmadan son bulurken, hekimler ve sağlık çalışanları yürüyüşlerine aynı kararlılıkla devam edeceklerini açıkladı.
