HABER49-Ermenilerin Erzurum’a yönelik mülkiyet taleplerinin masaya yatırıldığı panel, Atatürk Üniversitesi’nde geniş katılımla gerçekleşti. Akademik çevreler, tarihsel belgelerle Türkiye’ye yönelik algı operasyonlarına karşı net bir duruş sergiledi.
Tarih, Hukuk ve Siyaset Ekseninde Kritik Panel
Atatürk Üniversitesi, Ankara Üniversitesi ve Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) iş birliğiyle düzenlenen “Sanasaryan Koleji ve Sanasaryan Vakfı Davası: Ermenilerin Erzurum’a Yönelik Talepleri” başlıklı panel, hem akademik çevrelerde hem de kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Panele; akademisyenler, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, öğrenciler ve vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Etkinlikte, Türk-Ermeni ilişkilerinin tarihsel arka planı, hukuki süreçleri ve siyasi boyutları çok yönlü bir yaklaşımla ele alındı.
Paneldeki sunumlar, Ermeni vakıfları üzerinden yürütülen davaların yalnızca bir mülkiyet tartışması olmadığını, aynı zamanda Türkiye’nin egemenliğini hedef alan uzun vadeli stratejilerin bir parçası olduğunu ortaya koydu. Türkiye’ye yönelik uluslararası platformlarda yürütülen dezenformasyon kampanyalarına karşı bilimsel duruşun önemi vurgulanırken, katılımcılar özellikle Sanasaryan Vakfı üzerinden şekillenen taleplerin arka planını anlamanın elzem olduğunu dile getirdi. Bu kapsamlı tartışmalar, hem akademik hem de toplumsal düzeyde farkındalığın artmasına katkı sağladı.
Akademik Dayanışma ile Tarihsel Gerçeklere Sahip Çıkılıyor
Panelin açılış konuşmasını yapan Atatürk Üniversitesi Türk-Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Mevlüt Yüksel, tarihsel gerçeklerin bilimsel platformlarda ele alınmasının önemine dikkat çekerek, bu tür etkinliklerin kamuoyunu bilgilendirme açısından kritik bir yere sahip olduğunu belirtti. Ardından söz alan Ankara Üniversitesi Kafkas Dilleri ve Kültürleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Birsen Karaca, Sanasaryan Vakfı’na dair yürütülen davaların hukuki yönünün yanı sıra, bu davaların uluslararası siyasi hesaplaşmaların da bir yansıması olduğunu vurguladı.
Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu ise konuşmasında, Türkiye'nin egemenlik haklarını ilgilendiren bu tür konuların sadece hukuki düzeyde değil, tarihsel, kültürel ve stratejik bağlamlarda da değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Bilimin ve akademinin bu süreçteki rolüne dikkat çeken Hacımüftüoğlu, Atatürk Üniversitesi’nin bu alanda daha kapsamlı programlar ve araştırmalarla mücadeleyi sürdüreceğini belirtti. Rektör, tarihsel olayların çarpıtılmasına karşı bilimin yol göstericiliğinde mücadele edeceklerini vurguladı.
Sanasaryan Vakfı Davası ve Erzurum Üzerindeki Talepler Derinlemesine İrdelendi
Panelin moderatörlüğünü üstlenen Dr. Teoman Ertuğrul Turun, oturumları yönetirken konunun çok yönlü boyutlarını katılımcıların önüne serdi. Panelistler, Sanasaryan Vakfı üzerinden sürdürülen mülkiyet davalarının tarihsel geçmişini, uluslararası hukuk açısından değerlendirilmesini ve bu davaların arkasında yatan siyasi dinamikleri detaylı şekilde analiz etti. Ayrıca, Ermenilerin Erzurum üzerindeki talepleri bağlamında ileri sürdükleri iddialar belgeler ışığında tartışmaya açıldı.
Etkinlik boyunca yapılan sunumlarda, özellikle Batı basınında yer alan ve Türkiye’yi hedef alan algı operasyonlarına karşı bilimsel kaynaklarla nasıl mücadele edilmesi gerektiği konuşuldu. Katılımcılar, Ermeni iddialarının yalnızca bir azınlık hakkı arayışı değil, aynı zamanda Türkiye'nin tarihsel gerçekliğini hedef alan sistematik bir kampanyanın parçası olduğunu vurguladı. Panel, Türk akademik camiasının bu tür tarihi meselelerde ortak bir söylem geliştirme çabasının güçlü bir göstergesi oldu.
