HABER49-Her yıl bahar aylarında karların erimesiyle Munzur Dağları’na çıkan göçerler, küçükbaş hayvanlarını besleyip süt ve süt ürünleri üretimi yaparak geçimlerini sağlıyor. Mayıs ayında yaylalara çıkan Erzincanlı göçerler, Ekim sonuna yaklaşılmasıyla birlikte zorlu ama bereketli bir sezonu geride bıraktı. Yaz boyunca 2.200 rakımlı Munzur yaylalarında konaklayan Şavak Aşireti mensupları, bu ay itibarıyla şehir merkezlerine inmeye başladı.

Göçerlerden Seyithan Dalcan, dedelerinden bu yana süregelen bu geleneği yaşatmaya devam ettiklerini belirterek, “5 ay sonunda geri dönüş yapıyoruz. Mayıs ayında yaylaya çıkıyor, Ekim’de dönüşe geçiyoruz. Hayatımız göçebelikle geçiyor. Yaylalarda keçenin altında uyuyor, sabahın ilk ışıklarında sürülerimizi otlatıyoruz. Burada tulum peyniri üretiyoruz. Kuzularımızı yaylımda otlatıp et verimi kazandırıyoruz, ardından tüccarlara satıyoruz. Tek isteğimiz, tulum peynirimizin değer görmesi” ifadelerini kullandı. Göçerlerin bu zahmetli mesaisi, bölgenin geleneksel üretim yapısının ve kültürel mirasının en canlı örneklerinden biri olarak dikkat çekiyor.

Göçerlerin Zorlu Dönüş Yolculuğu Başladı

Havaların soğuması ve kar yağışlarının yaklaşmasıyla birlikte göçerler, sürüleriyle uzun dönüş yolculuklarına başladı. Binlerce küçükbaş hayvanla dağları aşan göçerler, gün boyunca yürüyerek akşamları uygun noktalarda mola veriyor. Hem kendileri hem de hayvanları için dinlenme alanları oluşturan göçerler, bu süreçte hava koşullarıyla mücadele ediyor. Gündüzleri güneşli ancak soğuk, geceleri ise sıfırın altına düşen sıcaklıklarda yolculuklarını sürdüren göçerler, geleneksel yaşam tarzlarını modern çağın zorluklarına rağmen korumaya kararlı.

Şantiyede sopalı-bıçaklı kavga: 4 yaralı
Şantiyede sopalı-bıçaklı kavga: 4 yaralı
İçeriği Görüntüle

Erzincan’dan Tunceli, Bingöl ve Elazığ yönlerine doğru ilerleyen göçer kafileleri, sürüleriyle birlikte kilometrelerce yol katediyor. Göçerlerin bu yolculuğu, Doğu Anadolu’nun doğayla iç içe geçen kültürel zenginliğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Bölgedeki birçok üretici gibi göçerler de doğal koşullarda besledikleri hayvanlardan elde ettikleri süt, peynir ve et ürünleriyle hem yerel ekonomiye katkı sağlıyor hem de kadim Anadolu kültürünü yaşatıyor.

Kaynak: İHA