HABER49- Yaklaşık 4 bin küçükbaş hayvandan oluşan sürü, sıcak yaz günlerinde su ihtiyaçlarını karşılamak için Nemrut’un eşsiz doğasında zorlu ancak büyüleyici bir yolculuğa çıkıyor. Kaldera içerisinde yer alan Kalp Gölü’ne doğru ilerleyen sürüler, tozla kaplı patikalardan ve vadilerden geçerken geride adeta bir tablo bırakıyor. Sabahın erken saatlerinde ve gün batımına yakın zamanlarda güneş ışığının etkisiyle oluşan manzaralar, bölgeyi ziyaret eden doğa tutkunları ve fotoğrafçılar için bulunmaz bir fırsat sunuyor. Toz bulutları içerisinde ilerleyen koyunlar, hem doğanın ritmini hem de göçerlik kültürünün canlılığını gözler önüne seriyor.
NEMRUT’UN YAYLALARI, GÖÇERLERİN YAZLIK ROTASINDA İLK TERCİHİ OLMAYA DEVAM EDİYOR
Nemrut Dağı’nın eteklerindeki serin yaylalar, her yıl olduğu gibi bu yıl da Güneydoğu Anadolu’dan gelen göçer ailelerin durağı haline geldi. Zengin bitki örtüsü, temiz havası ve bol su kaynaklarıyla öne çıkan bu bölge, göçerlerin hayvanlarını besleyip ürün elde etmeleri için elverişli bir ortam sunuyor. 24 yıldır göçerlik yapan Şefket Erkin, her yıl nisan ayında başladıkları yolculukla birlikte Bitlis’e kadar geldiklerini belirtiyor. Kış aylarını Mardin, Nusaybin, Cizre ve Midyat gibi daha sıcak bölgelerde geçiren göçerler, baharın gelişiyle kuzeye doğru yürüyerek ilerliyor. Erkin’in anlatımına göre, hayvanların otladığı yaylalarda üretilen sütlerin kalitesi yüksek oluyor. Bu da hem süt verimini hem de peynir gibi süt ürünlerinin ticari değerini artırıyor. Nemrut’un sunduğu doğal ortam, göçer yaşam tarzının hem sürdürülebilirliğine katkı sağlıyor hem de kırsal ekonomiye canlılık kazandırıyor. Erkin, yayla mevsiminin onlar için yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda kültürel bir ritüel olduğunu da vurguluyor.
KALP GÖLÜ VE TOZLU YOLLAR, BELGESEL TADINDA GÖRÜNTÜLERE SAHNE OLUYOR
Nemrut Kalderası’nda yaşanan bu göç süreci, havadan çekilen görüntülerle adeta bir doğa belgeselini andırıyor. Kalp şeklindeki gölüyle bilinen Kaldera, binlerce koyunun yavaş yavaş göle doğru ilerlemesiyle birlikte nefes kesen görüntüler ortaya koyuyor. Sabah serinliğinde sislerin arasında başlayan yolculuk, günün ilerleyen saatlerinde toz bulutlarıyla devam ediyor. Sürülerin hareketiyle birlikte yükselen toz, güneş ışınlarıyla birleşerek dramatik ve etkileyici bir atmosfer oluşturuyor. Bölgeye gelen turistler, fotoğrafçılar ve doğaseverler, bu anları ölümsüzleştirmek için sabahın erken saatlerinde kalderada hazır bekliyor. Göçerlerin geleneksel yaşamı, Nemrut’un doğal güzelliğiyle birleşerek hem görsel hem de kültürel bir zenginliğe dönüşüyor. Kalp Gölü etrafında yankılanan çan sesleri, çobanların hayvanlarına seslenişleri ve sürülerin çıkardığı ayak sesleri bu doğal senfoninin tamamlayıcı unsurları olarak öne çıkıyor. Doğayla iç içe geçen bu yaşam, bölgenin tanıtımı açısından da önemli bir potansiyel barındırıyor.