HABER49- 2025 yılının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından “Aile Yılı” olarak ilan edilmesinin ardından Türkiye genelinde başlatılan etkinlikler kapsamında, Ağrı’da önemli bir çalıştay düzenlendi. Ağrı Valiliği ve Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü koordinasyonunda gerçekleştirilen çalıştay, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi yerleşkesinde kamu kurumlarının temsilcileri, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları ve üniversite öğrencilerinin katılımıyla açıldı.
Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Ağrı Valisi Mustafa Koç, aile yapısının toplumun temel taşı olduğunu vurgulayarak, bireyin kimliğinin ve değer dünyasının aile içinde şekillendiğini belirtti. Vali Koç, “Toplumsal huzurun temelinde güçlü aile yapıları yatar. Bugün burada bir araya gelerek, ortak akıl çerçevesinde ailemizi nasıl daha dirençli ve sağlıklı hale getirebiliriz sorusuna yanıt arayacağız,” ifadelerini kullandı.
Aile İçi İletişim ve Ebeveynlik Becerileri Ön Planda: Yeni Sosyal Politikalar Tartışıldı
Çalıştayın ana gündem maddeleri arasında aile içi iletişimin güçlendirilmesi, ebeveynlik becerilerinin geliştirilmesi ve sosyal destek mekanizmalarının etkinleştirilmesi yer aldı. Uzmanlar, Türkiye’de artan bireyselleşme, göç ve ekonomik değişimlerin aile üzerindeki etkilerini masaya yatırdı. Katılımcılar, özellikle dijitalleşmenin çocuk ve gençlerin aile bağları üzerindeki etkilerine dikkat çekti.
Uzmanlara göre, aile içi bağların sağlamlaştırılması, sadece bireylerin değil, toplumun bütünsel refahını doğrudan etkiliyor. Bu bağlamda, hem yerel yönetimlerin hem de merkezi idarenin daha kapsayıcı aile politikaları üretmesi gerektiği yönünde görüş birliği sağlandı. Ebeveynlerin çocuk gelişimi, dijital farkındalık ve kriz yönetimi gibi alanlarda bilinçlendirilmesi gerektiği vurgulandı.
Demografik Dönüşüm ve Küresel Riskler: Aile Politikaları Nasıl Yeniden Şekillenecek?
Çalıştayda dikkat çeken başlıklardan biri de küresel riskler ve demografik değişimlerin aile yapısına etkileri oldu. Türkiye’de değişen yaş dağılımı, yaşlanan nüfus ve gençlerin büyük şehirlere göçü, aile yapılarında ciddi dönüşümlere yol açıyor. Katılımcılar, bu dönüşümlere karşı aileyi koruyacak sosyal politikaların acilen geliştirilmesi gerektiğini ifade etti.
Bu kapsamda, aileye yönelik sosyal destek hizmetlerinin çeşitlendirilmesi, kırsal bölgelerde yaşayan ailelerin refah seviyesinin artırılması ve nesiller arası dayanışmanın teşvik edilmesi önerildi. Ayrıca, pandemi sonrası artan yalnızlık ve sosyal izolasyon sorunlarına karşı “toplumsal bağlılık” politikalarının önem kazandığı belirtildi.
Dijitalleşme, Çevre ve Afetler: Aileler Yeni Tehditlere Nasıl Hazırlanacak?
Çalıştayda ele alınan bir diğer kritik konu ise dijitalleşme sürecinde ailelerin desteklenmesi ve çevresel tehditlere karşı dayanıklılığın artırılması oldu. Özellikle çocukların dijital bağımlılık riskiyle karşı karşıya olduğuna dikkat çeken uzmanlar, ailelerin bu konuda bilinçlendirilmesinin hayati olduğunu dile getirdi. Ayrıca, afet ve acil durumlara karşı aile içi kriz planlarının geliştirilmesi gerektiği vurgulandı.
İklim değişikliği, çevresel kirlilik ve doğal afet risklerine karşı aile dostu çevre politikalarının hayata geçirilmesi gerektiği belirtilirken, yerel yönetimlerin bu sürece aktif olarak katılması talep edildi. Ailelerin dayanıklılığını artırmaya yönelik projelerin ise ulusal düzeyde koordine edilmesi gerektiği önerildi.
Çalıştay sonunda oluşturulacak kapsamlı raporun, Türkiye genelinde uygulanacak aile politikaları için yol gösterici olması ve uzun vadeli stratejik planlamalara ışık tutması bekleniyor.