HABER49-Yaz sıcaklarının artmasıyla birlikte gıda zehirlenmeleri de artıyor. Uzmanlar, et ve süt ürünlerinden sebze ve meyvelere kadar birçok besinin dikkatle tüketilmesi gerektiğini vurguluyor. Besinlerin saklama koşulları, kişisel hijyen ve pişirme yöntemleri sağlıklı bir yaz geçirmek için hayati önem taşıyor.

Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre her yıl yaklaşık 600 milyon insan besin kaynaklı zehirlenmeler nedeniyle sağlık sorunları yaşıyor. Bu rakam, yaz aylarında artan sıcaklıklarla birlikte daha da tehlikeli bir hâl alıyor. Erzincan’da görev yapan Diyetisyen Ceren Demir, özellikle yaz aylarında bakteriyel çoğalmanın hız kazandığını ve buna bağlı olarak besin zehirlenmesi vakalarının ciddi şekilde arttığını vurguluyor. Bakteri, virüs, parazit ve toksinlerin gıdalarda hızla ürediğini belirten Demir, günlük alışverişlerde bile dikkatli olunması gerektiğini ifade ediyor. En çok risk taşıyan besinlerin başında ise et, süt, süt ürünleri ve salatalar geliyor. Gıda güvenliği yalnızca sağlık açısından değil, ekonomik yük açısından da önemli. Zehirlenmeye bağlı hastane başvurularında gözle görülür bir artış yaşanırken, bu durumun halk sağlığı için alarm verici boyutlara ulaştığı belirtiliyor.

En Sık Görülen Bakteriler Nelerdir?

Besin zehirlenmesine yol açan mikroorganizmalar arasında en sık rastlananlardan biri "stafilokok" bakterisi. Bu bakteri, özellikle yeterince yıkanmamış sebzelerden yapılan salatalarda, et ürünlerinde ve süt ürünlerinde sıkça görülüyor. Stafilokok kaynaklı zehirlenmelerde belirtiler oldukça kısa sürede ortaya çıkıyor. Genellikle kontaminasyondan 2 ila 3 saat sonra mide bulantısı, kusma ve karın ağrısı gibi semptomlar baş gösteriyor. Bir diğer yaygın bakteri türü ise "shigella". Bu bakterinin etkileri biraz daha uzun sürede görülüyor ve çoğunlukla ishal, ateş, kramplar ve dışkıda kan gibi ciddi belirtilerle kendini gösteriyor. Ancak en ölümcül tür olarak bilinen "clostridium botilinum" bakterisi, konserveler başta olmak üzere et, sebze ve meyvelerde de bulunabiliyor. Bu bakteri felce yol açabilir, solunumu engelleyebilir ve tedavi edilmediğinde ölüme neden olabilir. Uzmanlar, ev yapımı konserveler konusunda ekstra dikkatli olunmasını tavsiye ediyor.

Et Tüketiminde Ucuzluk Tuzağına Düşmeyin

Diyetisyen Ceren Demir, vatandaşların et alırken sadece fiyatına odaklanmasının tehlikeli olduğunu vurguluyor. Özellikle açıkta satılan, üretim ve muhafaza koşulları belli olmayan et ürünlerinin tercih edilmemesi gerektiğini belirten Demir, "Fiyatı düşük olan her ürün güvenli değildir. Etin nereden geldiği, hangi koşullarda saklandığı çok önemlidir" diyor. Sağlıklı ve güvenli et tüketimi için marketlerde satılan paketli ürünlerin ya da denetimden geçmiş kasap ürünlerinin tercih edilmesini öneriyor. Ayrıca alınan ürünlerde mutlaka etiket kontrolü yapılması, üretim ve son tüketim tarihlerinin incelenmesi gerektiğini belirtiyor. Çiğ süt tüketiminin de hastalık riski taşıdığını vurgulayan Demir, pastörize olmayan sütlerin ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini hatırlatıyor.

Gıdaları Saklama ve Tüketme Kuralları

Besin güvenliğinde en önemli adımlardan biri de uygun saklama koşulları. Pişmiş yemeklerin uzun süre oda sıcaklığında bekletilmemesi gerektiğini belirten Diyetisyen Demir, "Pişmiş gıdalar en geç iki saat içinde buzdolabına konulmalıdır" diyor. Buzdolabından çıkarılan yemeklerin 70 derecenin üzerinde ısıtılması gerektiğini belirten Demir, aynı yemeğin tekrar tekrar ısıtılmasının sağlık açısından risk taşıdığını ifade ediyor. Dondurulmuş gıdaların çözüldükten sonra tekrar dondurulmaması gerektiğini vurgulayan uzman, bu durumun bakteriyel üremeyi artırdığını dile getiriyor. Ayrıca çiğ ve pişmiş ürünlerin birbirine temas etmemesi gerektiğini, buzdolabında bile ayrı kaplarda saklanması gerektiğini belirtiyor. Kişisel hijyenin ise besin güvenliğinde en temel unsur olduğuna dikkat çeken Demir, özellikle ellerin sabunla en az iki dakika yıkanmasının şart olduğunu söylüyor.

Sebze ve Meyvelerde Görünmeyen Tehlike

Gıda güvenliğinde genellikle çiğ et ve süt ürünleri öne çıksa da, sebze ve meyveler de dikkatli tüketilmediği takdirde ciddi riskler barındırabiliyor. Diyetisyen Ceren Demir, çiğ sebze ve meyvelerin özellikle iyi yıkanmadan tüketilmemesi gerektiğini belirtiyor. Bu tür besinlerin hazırlanmasında kullanılan bıçak ve doğrama tahtalarının, çiğ et ürünlerinden tamamen ayrı olması gerektiğini ifade ediyor. Aynı mutfak ekipmanlarının kullanılması, çapraz bulaşmaya neden olabiliyor. Yeterince pişmeyen yiyeceklerde bakterilerin canlı kalma ihtimali yüksek. Bu nedenle özellikle yaz aylarında ızgara, fırın ya da buharda pişirme gibi yöntemlerin tercih edilmesi öneriliyor. Gıda zehirlenmesi belirtileri ortaya çıktığında ise sıvı alımının artırılması, özellikle maden suyu, ayran, şekersiz çay gibi içeceklerle vücudun dengelenmesi gerektiği vurgulanıyor. İshal durumunda yoğurt, muz, haşlanmış patates gibi mideyi yormayan besinlerin tüketilmesi gerektiği belirtiliyor.

Yüksekova'da sağanak yağış etkili oldu
Yüksekova'da sağanak yağış etkili oldu
İçeriği Görüntüle


Kaynak: İHA