HABER49-Dünya birinciliği bulunan Van kedisi ‘Su’, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi bünyesindeki merkezde 5 yavru dünyaya getirerek türünün güzelliğini ve zarafetini gelecek nesillere aktardı.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren Van Kedisi Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde koruma altındaki Van kedileri, her yıl yeni nesillerle çoğalmaya devam ediyor. Bu yılın en dikkat çeken gelişmesi ise, 2019 yılında İstanbul’da düzenlenen “Uluslararası Mutlu Kediler Güzellik Yarışması”nda dünya birincisi seçilen beyaz tüyleri ve göz alıcı bakışlarıyla tanınan 'Su' adlı Van kedisinin 5 yavru dünyaya getirmesi oldu. Merkezin birinci doğum dönemi kapsamında şu ana kadar toplamda 66 yavru, 42 farklı anne kedi tarafından dünyaya getirildi. Bu yavrular arasında en fazla ilgiyi görenler ise hiç kuşkusuz 'Su'nun yavruları oldu.
Merkez yetkilileri, 'Su'nun doğumunun hem genetik devamlılık hem de görsel kalite açısından büyük bir kazanım olduğunu belirtiyor. Türkiye’nin yanı sıra yurt dışından da yoğun ilgi gören Van kedileri, bu tür doğumlarla hem bilimsel hem de kültürel açıdan önemli bir mirasın korunmasına katkı sunuyor. Güzelliğiyle tescillenmiş bir annenin yavruları olmaları, bu beş kedinin gelecekteki potansiyelini daha da değerli kılıyor. Van kedisinin beyaz ipeksi tüyleri, farklı renklerdeki gözleri ve uysal karakteri, onu yalnızca Türkiye'de değil, dünyada da eşsiz kılmaya devam ediyor.
Van Kedi Villası’nda Bilimsel Çalışmalar ve Sevgi Bir Arada Yürütülüyor
Van Kedisi Araştırma ve Uygulama Merkezi sadece doğumlarla değil, aynı zamanda bilimsel çalışmalarla da Türkiye’nin örnek kuruluşlarından biri konumunda. Merkez içerisinde yer alan Van Kedi Villası, zaman zaman 250 ila 300 arasında kediyi barındırabiliyor. Rektör Prof. Dr. Hamdullah Şevli’nin verdiği bilgilere göre, burada kedilerin tüm sağlık kontrolleri, aşıları, beslenmeleri ve bakım süreçleri titizlikle takip ediliyor. Ayrıca veteriner fakültesi öğretim üyeleri tarafından yürütülen bilimsel projelerle, Van kedisinin genetik özellikleri, davranışsal eğilimleri ve sağlık gelişimi sürekli olarak kayıt altına alınıyor.
Sahiplendirme süreçleri de bu merkezde büyük bir hassasiyetle yürütülüyor. Kedileri sahiplenmek isteyen kişiler, belirli kriterlere göre değerlendirilerek yalnızca sorumluluğu alabilecek bireylere teslim ediliyor. Böylece hem kedinin refahı sağlanıyor hem de sahiplenilen evlerde Van kedisinin yaşam kalitesi korunmuş oluyor. Ziyaretçilere açık olan merkez, yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgisini çekiyor. Gelen misafirler, Van kedileriyle vakit geçiriyor, fotoğraflar çektiriyor ve onları daha yakından tanıma fırsatı buluyor. Ancak tüm bu etkileşimin temelinde, Van kedisinin neslinin bilimsel ve etik çerçevede sürdürülebilir şekilde korunması hedefi yer alıyor.
Uluslararası Ün Kazanan 'Su', Neslini Taçlandırıyor
‘Su’ isimli Van kedisi yalnızca güzelliğiyle değil, taşıdığı genetik mirasla da dikkat çekiyor. 5 yaşındaki bu özel kedi, geçtiğimiz yıl üç yavru doğurmuştu; bu yıl ise yavru sayısını beşe çıkardı. Gözlerinden biri turkuaz mavisi, diğeri kehribar sarısı olan bu zarif anne, yavrularına da aynı görsel ihtişamı miras bırakmış görünüyor. Merkez tarafından yapılan açıklamalarda, yavruların sağlık kontrolleri, aşıları ve genel bakımları titizlikle sürdürüldüğü belirtildi.
Van kedisinin doğuştan sahip olduğu beyaz tüyler ve baş bölgesindeki belirgin siyah benekler, onun ayırt edici fiziksel özellikleri arasında yer alıyor. Zamanla bu beneklerin kaybolduğu ve kedinin tüm vücudunun ipeksi beyaz bir görünüme kavuştuğu da biliniyor. Bazı bireylerde iki gözün de aynı renkte olabildiği belirtilirken, asimetrik göz rengi Van kedisini dünya çapında özel bir tür haline getiriyor. ‘Su’nun yeni yavrularının da bu genetik zenginliği taşıması, ilerleyen süreçte yapılacak yarışmalar ve sergiler için umut verici bir gelişme olarak görülüyor. Gerek güzelliğiyle gerekse karakteriyle öne çıkan Van kedileri, Türkiye’nin dünyaya armağan ettiği nadir değerlerden biri olmayı sürdürüyor.
