HABER49-Her yıl yerli ve yabancı on binlerce ziyaretçiyi ağırlayan Van Kedi Villası’nda bu yıl toplam 120 yavru Van kedisi dünyaya geldi. Türkiye’nin milli ırkı olarak tescillenen Van kedilerinin neslinin korunması, genetik saflığının sürdürülmesi ve gelecek kuşaklara sağlıklı biçimde aktarılması amacıyla yürütülen çalışmalar, bilimsel yöntemler çerçevesinde titizlikle devam ediyor. Merkezde uygulanan senkronize doğum yöntemi sayesinde, doğumların büyük bir bölümünün genetik özellikleri güçlü ve orijinal Van kedisi standartlarına oldukça yakın yavrulardan oluştuğu bildirildi. Bu sonuç, uzun yıllardır sürdürülen ıslah ve seleksiyon çalışmalarının somut bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Van kedileri; ipeksi beyaz tüyleri, biri mavi biri kehribar ya da her ikisi de mavi olabilen göz renkleri, insanlarla kurdukları sıcak bağ ve suya olan ilgileriyle yalnızca Van’ın değil, Türkiye’nin de kültürel ve doğal sembolleri arasında yer alıyor. Ünü ülke sınırlarını aşan bu özel ırk, Van Kedi Villası’nı ziyaret eden turistlerin en fazla ilgi gösterdiği canlılar arasında bulunurken, yavru sayısındaki artış da hem bilim dünyasında hem de hayvanseverler arasında memnuniyetle karşılanıyor.

Bitlis’te ilk defa yüz germe ameliyatı başarıyla yapıldı
Bitlis’te ilk defa yüz germe ameliyatı başarıyla yapıldı
İçeriği Görüntüle

Orijinalliğe Yakın Yavrular Dikkat Çekiyor: Üretimde Kontrollü ve Bilimsel Süreç

Van Kedisi Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Abdullah Kaya, merkezdeki doğumların yıl içerisinde üç parti halinde gerçekleştirildiğini belirterek, elde edilen yavruların büyük çoğunluğunun orijinalliğe son derece yakın genetik özellikler taşıdığını vurguladı. Geçtiğimiz yıl için 100 yavru hedefi koyduklarını hatırlatan Kaya, bu yıl yaklaşık 120 yavruya ulaşılmasının planlı ve disiplinli çalışmaların sonucu olduğunu ifade etti. Özellikle yaklaşık 99-100 yavrunun Van kedisinin karakteristik özelliklerini güçlü biçimde yansıtmasının, merkez açısından önemli bir kazanım olduğu belirtildi. Bu yıl elde edilen yavruların büyük bölümünün satıştan ziyade merkezin kendi popülasyonunu yenilemek ve gen havuzunu güçlendirmek amacıyla ayrıldığı aktarıldı. Bu yaklaşım, kısa vadeli talepler yerine uzun vadeli koruma ve ıslah hedeflerinin önceliklendirildiğini ortaya koyuyor. Van Kedi Villası’nda yürütülen çalışmalar yalnızca üretimle sınırlı kalmıyor; aynı zamanda davranış, genetik yapı ve sağlık takibi gibi birçok bilimsel araştırmayı da kapsıyor. Bu sayede Van kedilerinin hem fiziksel hem de karakteristik özelliklerinin korunması amaçlanıyor. 2025 yılı, merkez açısından mevcut kedi sayısının yenilenmesi ve kalite standartlarının yükseltilmesi bakımından verimli bir dönem olarak kayda geçerken, elde edilen sonuçların önümüzdeki yıllarda yapılacak çalışmalar için de önemli bir referans oluşturduğu ifade ediliyor.

Sahiplendirme Süreci Nasıl İşliyor? Öncelik Van Kedilerinin Geleceği

Van Kedi Villası’nda yürütülen sahiplendirme faaliyetleri, sıkı kriterler ve belirli etik kurallar çerçevesinde gerçekleştiriliyor. Prof. Dr. Abdullah Kaya, ücretli sahiplendirme çalışmalarının devam ettiğini ancak bu sürecin her talepte bulunan kişiye kedi verilmesi şeklinde ilerlemediğini özellikle vurguladı. Merkezde ihtiyaç fazlası olarak değerlendirilen yavruların, Van kedisinin değerini bilen, sorumluluk sahibi ve uzun vadeli bakım sağlayabilecek ailelere sahiplendirildiği belirtildi. Bu süreçte, kedilerin kesinlikle sokağa terk edilmeyeceğine dair güvence verilmesi en temel şartlar arasında yer alıyor. 2025 yılında sahiplendirme oranlarının önceki yıllara kıyasla daha düşük kaldığı ifade edilirken, bunun temel nedeninin yavruların büyük bölümünün merkez bünyesinde tutulması olduğu aktarıldı. “Her eve bir Van kedisi” projesinin ise tüm Türkiye’yi kapsayan uzun vadeli bir vizyonu temsil ettiği dile getirildi. Türkiye genelindeki milyonlarca hane düşünüldüğünde, bu sloganın sembolik bir hedefi ifade ettiği belirtilirken, her yıl sınırlı sayıda dahi olsa doğru ailelerle buluşturulan Van kedilerinin bu vizyona katkı sunduğu kaydedildi. Merkez yetkilileri, sürecin yavaş ama kontrollü ilerlemesinin zorunlu olduğuna dikkat çekerek, temel önceliğin Van kedisinin genetik bütünlüğünü ve orijinalliğini korumak olduğunu vurguluyor.

Kaynak: İHA