Bölge

Van Gölü Alarm Veriyor! 3 Kilometreye Ulaşan Çekilme Haritaları Değiştiriyor

Türkiye’nin en büyük sodalı gölü olan Van Gölü, son yıllarda yaşanan kuraklık ve artan buharlaşma nedeniyle hızla çekiliyor. Uzmanlara göre, göldeki su kaybı artık sadece kıyılarda değil, haritalar üzerinde bile fark edilebilecek boyutlara ulaştı.

Abone Ol

HABER49-Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, gölün doğu kıyılarında meydana gelen 2 ila 3 kilometrelik çekilmenin, Van Gölü’nün şeklini kalıcı biçimde değiştirmeye başladığını söyledi. Van Gölü Havzası, Türkiye’de iklim değişikliğinin en net gözlemlendiği bölgelerden biri haline geldi. Prof. Dr. Alaeddinoğlu’nun açıklamalarına göre, son yıllarda yağış miktarındaki azalma ve buharlaşma oranındaki artış, göl seviyesini dramatik şekilde düşürdü. Özellikle doğu kıyısında, yani akarsuların döküldüğü sığ alanlarda, çekilmenin 2 ila 3 kilometreye kadar ulaştığı tespit edildi. Bu durum, hem kıyı ekosistemini hem de çevredeki tarım alanlarını olumsuz etkiliyor.

Alaeddinoğlu, “Van Gölü’nün doğu kesimlerinde küçük ölçekli ama kalıcı değişimler gözlemliyoruz. Bu değişim artık sadece yerel gözlemlerle değil, uydu görüntülerinde ve coğrafi haritalarda da açıkça görülebiliyor” diyerek tehlikenin boyutuna dikkat çekti. Gölün şeklinin bozulması, su dengesinin değişmesiyle birlikte balık türlerinden mikroorganizmalara kadar pek çok canlıyı tehdit ediyor.

Kuraklık Süresi Üç Aya Çıktı: Göldeki Çekilme Her Yıl Daha da Artıyor

Geçmişte Van Gölü Havzası’nda ortalama bir ay süren kurak dönemlerin artık üç aya kadar uzadığını vurgulayan Prof. Dr. Alaeddinoğlu, bu değişimin göl seviyesindeki düşüşü hızlandırdığını ifade etti. “Yağışsız dönemlerin uzaması, buharlaşmanın etkisini katlıyor. Özellikle 2025 yılı, göl açısından son derece olumsuz geçti. 2024’te kısa süreli iyileşmeler yaşansa da bu yıl durum çok daha kritik hale geldi,” dedi.

Kuraklığın uzamasıyla birlikte göl havzasında tarımsal faaliyetlerin de ciddi risk altına girdiğini belirten uzmanlar, yeraltı su kaynaklarının aşırı kullanımı nedeniyle gölün beslenme dengesi bozulduğunu dile getiriyor. Van Gölü’nü besleyen akarsuların su seviyesi azaldıkça göldeki su yenilenemiyor ve bu da çekilmenin kalıcı hale gelmesine yol açıyor.

Gezici Siklonlar Etkisini Kaybetti: Yağış Rejimi Artık Değişti

Van Gölü Havzası’ndaki yağış düzeninin değiştiğini belirten Alaeddinoğlu, gezici siklonlar olarak bilinen hava sistemlerinin artık bölgeye düzenli yağış getiremediğini söyledi. Geçmişte her yıl belirli dönemlerde etkili olan bu hava hareketlerinin, son yıllarda ya hiç uğramadığını ya da beklenen düzeyde yağış bırakmadığını ifade eden Alaeddinoğlu, “Bu durum göl ekosistemi için ciddi bir tehdit oluşturuyor” dedi.

Yağış rejimindeki bu değişim, Van Gölü’nü sadece ekolojik olarak değil, ekonomik olarak da etkiliyor. Bölgede turizm, balıkçılık ve tarımsal üretim büyük ölçüde gölün su seviyesine bağlı. Dolayısıyla yağış azlığı ve buharlaşma artışı, yerel halkın geçim kaynaklarını doğrudan tehdit ediyor. Uzmanlar, göl çevresinde sürdürülebilir su yönetimi politikalarının acilen hayata geçirilmesi gerektiği konusunda hemfikir.

“Van Gölü’nü Kurtarmak İçin Zaman Daralıyor” Uyarısı

Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, Van Gölü’nün geleceğiyle ilgili yaptığı açıklamada “zaman daralıyor” uyarısında bulundu. İklim değişikliğinin yanı sıra kontrolsüz su kullanımı, göle dökülen akarsuların yönünün değiştirilmesi ve plansız yapılaşmanın da sorunun boyutunu büyüttüğünü belirtti. Alaeddinoğlu, “Önümüzdeki yıllarda sıcaklık artışları devam ederse, Van Gölü’nde buharlaşma daha da hızlanacak. Bu sadece çevresel değil, aynı zamanda sosyoekonomik bir krize dönüşebilir” ifadelerini kullandı.

Uzman, göldeki geri dönüşü olmayan değişimlerin önüne geçmek için hem merkezi yönetim hem de yerel idarelerin koordineli bir şekilde hareket etmesi gerektiğini söyledi. Göl çevresindeki su kaynaklarının korunması, kaçak su kullanımlarının denetlenmesi ve bölgedeki iklim adaptasyon planlarının hızla uygulanması, Van Gölü’nün geleceği için hayati önem taşıyor.