Enerji içeceklerinin 18 yaş altı satılmasının yasak olduğunun Resmi Gazete’de yayınlandığının altını çizen Tuncer, “Maalesef ülkemizde birçok konudaki hassasiyetin azaldığı gibi bu konuda da satıcılar, reklam yapanlar bunlara dikkat etmemekte ve dolayısıyla ‘Z kuşağı’ dediğimiz, her şeye meraklı gençler de kendilerini daha iyi hissetme, daha başarılı olma, daha zihinde olma gibi sebeplerle düzenli beslenme olmadan direk enerji içeceklerine yönelmektedir. Bu da genel vücudunu tehdit eden bir durumdur. Bunun için ailelerin bu konuda çocuklarına uyarılar yapmalarında ciddi faydalar var” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de son zamanlarda sadece enerji içeceklerinin değil kahve içiminin de çok arttığını belirten Prof. Dr. Mustafa Tuncer, “Ülkemizde bunların aşırı tüketilmesi; kalp çarpıntısı, kalp ritim bozuklukları, tansiyon yükseklikleri gibi hastalıklara neden olabilmekte ve bu yönüyle son zamanlarda polikliniğimize de müracaatların arttığını fark etmekteyiz. Bu da Sağlık Bakanlığımızın bu konuda halkı uyarmasının ne derece önemli olduğunu göstermektedir. Günlük 100 miligram bir kahve ya da bir filtre kahve normal olarak düşünülmekte fakat bu da toplumlara göre değişkenlik arz etmektedir. Çünkü her toplumun alacağı miktar farklı olmakla beraber şu an günlük bir fincan kahve alımı yeterli görülmektedir. Fakat bu rutin hale getirildiği zaman günlük 100 miligram kahve bile çok gelebilmektedir. Özellikle tansiyon hastası olanların, küçük yaş gruplarının, şeker hastalığı veya kalp hastası olanların mutlaka hem kahve hem de enerji içeceklerden uzak durması önemlidir” diye konuştu.
Nöroloji Uzmanı Dr. Ersin Deneri ise enerji içeceklerinin içerdiği kafein maddesi nedeniyle fazla tüketilmesinden kaynaklı sinir sisteminde rahatsızlıklara yola açabildiğine vurgu yaparak, “Bir şeyin fazlası zarar. Bu içecekler de fazla tüketildiği zaman zararlı etkileri ortaya çıkar. Çünkü kafein dediğimiz madde sadece enerji içeceklerde değil; günümüzde çikolatalarda, bazı gazozlarda, cipslerde bile bazı katkı maddesi olarak kullanılmaktadır. Bunların tüketiminde bizim sinir sistemi açısından uyanıklığı arttırmak, dikkati arttırmak gibi pozitif etkileri olmakla beraber miktarın arttırılması durumunda günümüzde gençlerin arasında bunu çok sık görmekteyiz. Bu enerji içeceklerini aşırı şekilde tüketimine yönelik bir eğilim olduğunu görüyoruz. Bu noktada kafeinin çok farklı zararlarının özellikle bizim açımızdan dikkati artırmanın dışında kalp kan basınçlarını arttırma gibi ya da başka hormonal değişikliklere yol açma gibi bir takım etkililerinin olduğu biliniyor. Dolayısıyla enerji içeceklerindeki bu kafeinden dolayı onlarda biraz yüksek miktarlarda içeriyorlar. Bizim tükettiğimiz bir fincan kahvede 4-12 miligram kafein alırken, enerji içeceklerinde bu 80-90 miligrama kadar çıkmaktadır. Dolayısıyla bu konuda gençleri ve toplumu uyarmak gerekmektedir. Aileler olsun, esnaf olsun 18 yaşından küçüklere satılmaması noktasında özen göstermeliler. Sonuçta sattıkları gençler bizim çocuklarımız. Hem satmama hem de eğitme, nasihat etme noktasında görevlerini yerine getirirlerse daha iyi olur” dedi.