HABER49-Atatürk Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen uluslararası panelde, Türkiye-Rusya ilişkileri siyasal, ekonomik ve teknolojik boyutlarıyla ele alındı. Panelde iş birliği vurgusu dikkat çekerken, iki ülke arasındaki stratejik yakınlaşmanın geleceğe etkileri masaya yatırıldı.
Atatürk Üniversitesi, Uluslararası Panelde Türkiye ile Rusya Arasındaki Stratejik Dengeyi Gündeme Taşıdı
Erzurum, sadece coğrafi değil aynı zamanda diplomatik ve akademik anlamda da stratejik bir merkez olma yönünde önemli adımlar atıyor. Bu kapsamda Atatürk Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen “Türkiye-Rusya İlişkileri Üzerine Uluslararası Akademik Panel”, iki ülke arasındaki tarihsel ve güncel ilişkilerin tüm yönleriyle tartışıldığı önemli bir etkinlik oldu. Prof. Dr. Kemal Bıyıkoğlu Konferans Salonu’nda gerçekleşen etkinliğe, akademik çevrelerin yanı sıra siyaset ve istihbarat dünyasından da üst düzey isimler katıldı. Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, Erzurum Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Zafer Aynalı, Rusya Dış İstihbarat Servisi Başkanı Hasan Enes Karahan, Rusya Meclis Milletvekili Dr. Kartukhin Vyaçeslav Yuriyeviç, Eski Genelkurmay İstihbarat Başkanı İsmail Hakkı Pekin ve Türk-Rus İş Dünyası Genel Başkanı Maksut Konyar gibi isimlerin katıldığı panelde, bölgesel ilişkilerden yapay zekâya, ticaretten güvenlik politikalarına kadar geniş bir yelpazede değerlendirmeler yapıldı.
Türkiye ile Rusya Arasında Yükselen Stratejik Ortaklık ve Küresel Perspektif
Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu’nun açılış konuşmasında verdiği mesajlar, panelin ana eksenini oluşturdu. Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin son yıllarda yeni bir evreye girdiğini belirten Rektör, iki ülkenin küresel istikrarsızlıklar karşısında ortak hareket etme eğiliminde olduğunu vurguladı. Ekonomik, siyasi ve teknolojik dönüşümlerin ittifakları şekillendirdiğini belirten Prof. Dr. Hacımüftüoğlu, "2022 yılında ulaşılan 68 milyar dolarlık dış ticaret hacmi bu iş birliğinin ekonomik boyutunu net şekilde ortaya koyuyor" dedi. Özellikle Orta Asya, Kafkasya, Ortadoğu ve Karadeniz gibi jeopolitik açıdan kritik bölgelerde iki ülkenin karşılıklı çıkar ilişkilerine dayalı bir denge kurma çabası içinde olduğuna dikkat çekti. Hacımüftüoğlu, bu tür akademik çalışmaların yalnızca teoriyle sınırlı kalmadığını, diplomatik ve ekonomik sahaya da etki ettiğini belirterek, Erzurum’un böyle bir panelle uluslararası ilişkilere yön veren şehirlerden biri olma misyonuna katkı sunduğunu ifade etti.
Derinlemesine Oturumlarla Gündem Belirleyen Akademik ve Siyasi Yaklaşımlar
Panelin ilk oturumu Atatürk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Reyhan Keleş'in başkanlığında gerçekleşti. Doç. Dr. Müge Yüce, Doç. Dr. Hasan Sefa Eryıldız ve Dr. Öğr. Üyesi Bahar Küpe gibi akademisyenlerin katılımıyla yapılan sunumlarda, Türkiye-Rusya ilişkileri tarihsel süreç, ekonomik çıkarlar ve uluslararası hukuk boyutlarıyla detaylı biçimde değerlendirildi. Katılımcılar, iki ülke arasında zaman zaman yaşanan gerilimlerin iş birliğini baltalamadığına; aksine, kriz dönemlerinde bile diyaloğun sürdürüldüğüne dikkat çekti.
İkinci oturumda ise Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Türkez’in moderatörlüğünde uluslararası düzeyde önemli isimler söz aldı. Rusya Dış İstihbarat Servisi Başkanı Hasan Enes Karahan, küresel güvenlik dengelerindeki tehdit unsurlarını değerlendirdi. Rusya Devlet Müsteşarı Dr. Kartukhin Vyaçeslav Yuriyeviç ise devlet sistemlerinde yapay zekânın rolünü anlatırken, Türkiye’nin bu konuda atması gereken adımlara dair örnekler sundu. Eski Genelkurmay İstihbarat Başkanı İsmail Hakkı Pekin, Suriye ve Orta Doğu’daki gelişmelerin iki ülkenin güvenlik iş birliği üzerindeki etkilerini analiz etti. Türk-Rus İş Dünyası Genel Başkanı Maksut Konyar ise ekonomik ilişkiler ve ticaret hacmi konusuna odaklanarak, gelecekteki yatırım fırsatlarını kamuoyuyla paylaştı.
Akademik İş Birliğinden Küresel Diyaloglara: Panelin Geleceğe Yön Veren Mesajları
Panelin sonunda düzenlenen soru-cevap bölümü, izleyicilerin katılımı açısından oldukça etkileşimli geçti. Katılımcılara plaket takdimiyle sona eren organizasyon, Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin yalnızca siyasi ya da ekonomik boyutlarla sınırlı kalmadığını, akademik alanda da ciddi bir derinlik kazandığını ortaya koydu. Panel boyunca yapılan konuşmalarda, iki ülkenin küresel meselelerde daha etkin bir koordinasyon içinde olması gerektiği ve bu tür etkinliklerin bu sürece katkı sağladığı vurgulandı. Özellikle genç akademisyenlerin panele ilgisi, gelecek kuşakların bu ilişkilere bilimsel bir perspektifle yaklaşacağının göstergesi olarak değerlendirildi.