Tarım, Gıda ve İçecek İhracatı 10 Ayda 22,2 Milyar Dolar Oldu
Tarım, Gıda ve İçecek İhracatı 10 Ayda 22,2 Milyar Dolar Oldu
İçeriği Görüntüle

HABER49- Madencilik sektörü, kritik minerallerde artan talep ve yatırım iştahıyla 2026'da 10 milyar dolarlık ihracat eşiğini aşmayı hedefliyor.
Türkiye Madenciler Derneği (TMD) Başkanı Mehmet Yılmaz, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü kapsamında AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, ocak-ekim döneminde ihracatın 5,1 milyar dolara ulaştığını, OVP hedeflerinin tutturulması için metalik madenler ve endüstriyel ham maddelerde kapasite artışının zorunlu olduğunu söyledi.

Yılmaz, Dünya Bankası Emtia Piyasaları Görünümü raporuna göre bakır, nikel ve lityum gibi enerji dönüşümü açısından kritik metallerde talep artışının 2026'da da devam edeceğini vurgulayarak, "Bu çerçevede, kritik mineralleri ham madde değil, ara mamul veya uç ürün olarak ihraç etmeye odaklanmak bizi orta vadede 10 milyar dolar hedefine taşıyacaktır." dedi.
OVP'nin ihracat ve cari denge odaklı büyüme yaklaşımının madencilik sektörünü 2026'da daha merkezi bir konuma getireceğine işaret eden Yılmaz, "Gelecek yıl için hedefimiz yalnızca 10 milyar dolar sınırını aşmak değil, 11-12 milyar dolar bandına kalıcı şekilde yerleşmek. Küresel faiz indirim döngüsü ve sanayi üretimindeki toparlanma beklentisiyle 2026'da bu barajı aşmayı son derece mümkün görüyoruz." ifadelerini kullandı.

Yılmaz, yatırım iştahını destekleyen en önemli unsurlardan birinin OVP çerçevesindeki selektif kredi imkanları ve katma değerli üretime verilen önem olduğuna işaret ederek, "Krom, bakır ve alüminyumda cevher ihracatı yerine işlenmiş ürün odağı birim fiyatlarını yukarı çekecek. 2026, sektörün hacim bazlı büyümeden katma değer odaklı bir modele geçiş yılı olacak." diye konuştu.

2026, madencilik yatırımlarında hızlanma yılı olabilir

Bu yıl orman ve mera izinlerinde süreçlerin öngörülebilirliğini artırmaya yönelik adımların sonuç verdiğini söyleyen Yılmaz, kamu yararı kararlarının hızlanmasının bekleyen projelerin önünü açtığını aktardı.

Yılmaz, 24 Temmuz'da yürürlüğe giren düzenleme ile Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED), orman ve mera izinlerinde süreçlerin sadeleştirildiğini anımsatarak, bunu e-Devlet üzerinden alınan orman izinleri, başvuruların üç ayda sonuçlanması ve 24 aya kadar bedelsiz ön izin imkanı getiren yönetmelik değişikliklerinin izlediğini belirtti.

Bu düzenlemelerin özellikle arama döneminde nakit akışını rahatlatacağına değinen Yılmaz, böylece 2026'da yatırım kararlarının hızlanmasının önünün açılacağını da vurguladı.

Altın üretimi 2026'dan itibaren 50-60 ton bandına ulaşabilir

Yılmaz, bunun yanı sıra işlenmemiş altın ithalatına getirilen aylık 12 tonluk sınırın ekonomi koşullarının bir sonucu olduğunu ancak kalıcı çözümün yerli üretimin artmasıyla mümkün olacağını kaydetti.

Küresel altın talebinin yükseldiğini vurgulayan Yılmaz, yıl sonu üretim rakamlarının netleşmediğini ancak yeni ocaklarla 2020'deki 42 ton seviyesine yeniden yaklaşmayı beklediklerini ifade etti.

Yılmaz, bu kapsamda altının rezerv yönetimi, finansal istikrar ve yatırım açısından stratejik öneminin gelecek yıl da artarak süreceğini belirterek, "2026'dan itibaren izin süreçleri ve yatırım iştahındaki iyileşmeyle altın üretimini kademeli olarak 50-60 ton bandına çıkarmayı hedefliyoruz. Bu hedefe yaklaştıkça kota baskısı azalacak, cari açıktaki altın kalemi daha yönetilebilir hale gelecektir." değerlendirmesinde bulundu.

NTE gelecek yıl da madencilik gündeminin merkezinde olacak

Öte yandan, bu yılın nadir toprak elementleri (NTE) özelinde jeopolitik gerilimin belirginleştiği bir yıl olduğunu ifade eden Yılmaz, enerji dönüşümü kaynaklı talep artışıyla söz konusu elementlerin 2026'da da madencilik gündeminin merkezinde olacağını söyledi.

Yılmaz, Türkiye için en önemli gelişmenin Eskişehir Beylikova sahasındaki pilot tesis çalışmaları olduğuna işaret ederek, "Hedef, 2026 civarında yıllık 570 bin ton kapasiteli endüstriyel tesisin temelini atmak ve iki yıl içinde ticari üretime geçmek." dedi.

OVP'nin kritik mineraller ve NTE'de ithalat bağımlılığının azaltılması ve yeşil dönüşümü destekleyecek şekilde iç kaynakların devreye alınması hedefine dikkati çeken Yılmaz, şunları kaydetti:

"2026 perspektifimiz Beylikova gibi büyük projelerde mühendislik ve izin süreçlerinin tamamlanarak, lityum, kobalt, nikel ve grafit gibi batarya metallerinde arama ve pilot üretimlerin hızlanması yönünde. Uzun vadede amaç, Türkiye'yi yalnızca hammadde ihracatçısı değil, mıknatıs, batarya, katalizör ve ileri alaşım üretiminde de bölgesel bir merkez haline getirmek."

Sektör 2026'da güçlü ruhsat güvencesi ve net izin süreçleri bekliyor

Yılmaz, 2026 ajandasında öncelikli başlıklardan birinin "kamu yararı" kavramının netleştirilmesi olduğunun altını çizerek, ruhsat güvencesinin mülkiyet hakkı kadar sağlam olmasının yatırımcının öngörülebilir bir ortamda karar alabilmesi için kritik önem taşıdığını dile getirdi.

Maden Kanunu'ndaki son mali düzenlemelerin devlet hakkını artırırken bazı teminat yüklerini azalttığına değinen Yılmaz, sektörün "yatırım iştahını koruyan, kamu payını ise makul düzeyde tutan dengeli bir mali yapı" talep ettiğini ifade etti.

Yılmaz, bununla birlikte çevresel izinler, rehabilitasyon ve ruhsat süreçlerinin tam uyumlu hale getirilmesi ile orman, ÇED, su ve mera izinlerinin dijital ve entegre bir sisteme bağlanmasının 2026'da çözüm bekleyen alanlar arasında olduğunu söyledi.

Öte yandan kritik madenler ve NTE için ulusal bir strateji oluşturulmasının önemine dikkati çeken Yılmaz, OVP'de ithalat bağımlılığının azaltılması hedefinin yer aldığını ancak bunun için somut düzenlemeler ve uzun vadeli madencilik planına ihtiyaç duyulduğunu sözlerine ekledi.

Kaynak: AA