HABER49-Ovacık ilçesinde 184, Nazımiye’de 186 ve Pülümür’de 172 yapı analiz edilirken, bu yapıların önemli bir kısmı “yüksek riskli ve çok tehlikeli” olarak sınıflandırıldı. Yapılan çalışmada ayrıca orta ve düşük öncelikli risk taşıyan yapılar da belirlendi. Bu akademik araştırma, kısa sürede ve düşük maliyetle yapı güvenliğini gözlem temelli olarak değerlendirmeyi amaçlayan uluslararası kabul görmüş hızlı tespit yöntemleri kullanılarak gerçekleştirildi.
Tunceli’de Fay Hatları ve Deprem Riski
Doç. Dr. Alper Polat, Tunceli’nin diri fay hatları üzerinde kurulu olduğunu belirterek, Kuzey Anadolu Fay Zonu, Yedisu Segmenti, Ovacık ve Nazımiye fay hatlarının bölgede ciddi deprem riskine işaret ettiğini açıkladı. Polat, söz konusu fayların uzun yıllardır kırılmadığını ve Yedisu Segmenti’nin artık ömrünü tamamladığını ifade etti. Bu durum, bölgeyi muhtemel büyük depremlere karşı oldukça hassas hale getiriyor. Ovacık ve Nazımiye faylarının da periyotlarını doldurmuş olması, üç fayın aynı anda kırılması durumunda ciddi bir enerji açığının oluşabileceğini gösteriyor. Polat, bu senaryonun gerçekleşmesi halinde yıkıcı boyutlara ulaşabilecek bir deprem riskinin bulunduğunu vurgulayarak, hızlı önlemlerin alınmasının önemine dikkat çekti.
Hızlı Tespit Çalışmasıyla Riskli Yapılar Belirlendi
Yapılan hızlı tespit çalışmasında Ovacık’ta incelenen 184 yapının 14’ü çok tehlikeli, 17’si yüksek öncelikli, 124’ü orta öncelikli, 52’si düşük öncelikli ve yalnızca 2’si yeterli güvenliğe sahip olarak tespit edildi. Pülümür’de 172 yapı incelenirken, yaklaşık yüzde 56’sı yüksek öncelikli ve çok tehlikeli kategorisinde yer aldı. Nazımiye’de ise 186 yapının 95’i yüksek riskli ve çok tehlikeli olarak değerlendirildi. Çalışma, elde edilen bulguların ilgili kurumlarla paylaşıldığını ve öncelikli müdahale gerektiren yapıların kısa sürede belirlenmesine olanak sağladığını ortaya koydu. Bu yöntem, yapısal güvenlik açısından hızlı ve etkili veri sağlamasıyla bölgedeki olası afet yönetimi stratejilerine ışık tutuyor.
Akademik Çalışmanın Bölgede Önemi
Munzur Üniversitesi’nin yürüttüğü bu bilimsel çalışma, Tunceli’de deprem öncesi risk yönetimi açısından kritik bir adım olarak değerlendiriliyor. Hızlı tespit yöntemleri, yalnızca yapısal dayanıklılığı değil, aynı zamanda yerel yönetimlerin öncelikli müdahale planlamasını da kolaylaştırıyor. Araştırma, bölgede yaşayan vatandaşların güvenliğini artırmayı ve yapı stokunun olası bir depremde oluşturacağı zararları minimize etmeyi hedefliyor. Polat ve ekibi, bu çalışma ile Tunceli’deki yapıların kısa sürede sınıflandırılmasını sağlayarak, risk yönetimi ve afet hazırlıkları için somut veriler sunmuş oldu.
