HABER49-Cemiyet açıklamasında, “Hakan Tosun cinayetinin tüm ayrıntıları titizlikle soruşturularak maddi gerçek gün yüzüne çıkarılmalıdır. Aksi halde bu cezasızlık, benzer saldırıların önünü açacaktır” ifadeleri yer aldı. Ayrıca Halk TV muhabiri Umut Taştan’ı tehdit eden kişiler hakkında derhal adli süreç başlatılması istendi.

Bağımsız gazetecilik faaliyetleriyle tanınan ve çevre haberleriyle kamu yararına önemli çalışmalar yapan Hakan Tosun’un 10 Ekim 2025’te Esenyurt’ta uğradığı saldırı sonucu hayatını kaybetmesi, basın camiasında derin bir üzüntü yarattı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, olayın münferit bir saldırı gibi gösterilmesine karşı çıkarak, gazetecilere yönelik sistematik tehdit ortamına dikkat çekti.


Cemiyetin açıklamasında, “Basın emekçileri yalnızca mali ve hukuki baskılara değil, aynı zamanda fiziksel şiddete de maruz kalıyor. Bu durum, ifade özgürlüğünü ve halkın haber alma hakkını doğrudan tehdit etmektedir” denildi.
TGC yetkilileri, adaletin sağlanması ve faillerin ortaya çıkarılması için sürecin şeffaf yürütülmesi gerektiğini vurguladı. Tosun’un öldürülmesinin ardından sosyal medyada paylaşılan çelişkili görüntüler ve aileye geç haber verilmesi iddiaları da kamu vicdanında derin yaralar açtı.

Hatay’da Acı Son: 27 Yaşındaki Genç, Doğum Gününde Hayatını Kaybetti
Hatay’da Acı Son: 27 Yaşındaki Genç, Doğum Gününde Hayatını Kaybetti
İçeriği Görüntüle

Nuh Köklü’den Hakan Tosun’a: Bitmeyen Gazeteci Cinayetleri

TGC, açıklamasında daha önce benzer bir şekilde yaşamını yitiren gazeteci Nuh Köklü’yü de hatırlattı. 2015 yılında “kartopu cinayeti” olarak bilinen olayda öldürülen Köklü’nün ismi, bugün TGC Basın Müzesi’ndeki Öldürülen Gazeteciler Galerisi’nde 67 meslektaşıyla birlikte yer alıyor.
TGC, bu iki olay arasındaki benzerliğe vurgu yaparak, “Basın çalışanlarına yönelik saldırılar yalnızca bireysel şiddet değil, aynı zamanda demokrasiye yöneltilmiş bir tehdittir” ifadelerini kullandı.
Basın özgürlüğünün demokratik toplumların temel dayanaklarından biri olduğuna dikkat çeken Cemiyet, gazetecilerin hedef haline getirilmesinin kabul edilemez olduğunu belirtti. Türkiye’de yıllardır süregelen cezasızlık kültürünün, yeni saldırıların zeminini hazırladığına dikkat çekildi.

“Gerçeğin ve Halkın Yanında Durmaktan Asla Vazgeçmedi”

TGC, Hakan Tosun’un mesleki duruşuna da özel bir yer ayırdı. Tosun’un, “Gazeteci çatışmacılığı değil, barış gazeteciliğini esas almalıdır” ilkesine sadık kaldığı belirtilerek, halkın doğru bilgiye ulaşması için her koşulda mücadele ettiğine vurgu yapıldı.
Cemiyetin açıklamasında, Tosun’un ölümünün ardından yaşanan sürece dair ciddi iddialar da yer aldı. Tosun’un hastaneye kaldırıldıktan sonra ailesine 27 saat boyunca bilgi verilmemesi, olaya ilişkin bazı görüntülerin fail yakınları tarafından montajlanarak paylaşılması iddiaları kamuoyunda tepkilere neden oldu.
TGC, bu tür girişimlerin gerçeği manipüle etme ve kamuoyunu yanıltma çabası olduğuna dikkat çekerek, “Gazetecilerin görevi gerçeği ortaya çıkarmaktır. Ancak Türkiye’de artık gerçeğin peşinde koşmak bile hayat riski taşır hale gelmiştir” değerlendirmesinde bulundu.

Halk TV Muhabiri Umut Taştan’a Yönelik Tehditlere Tepki

Olayı araştıran Halk TV muhabiri Umut Taştan’ın, saldırının failleriyle bağlantılı kişiler tarafından tehdit edilmesi de TGC’nin gündemindeydi. Cemiyet, bu durumun basın özgürlüğüne doğrudan saldırı olduğunu belirterek, “Hiçbir gazeteci tehdit edilmemeli, korkutulmamalı ya da susturulmaya çalışılmamalıdır” dedi.
TGC yönetimi, savcılık ve emniyet birimlerini göreve çağırarak, “Umut Taştan’a yönelik tehditlerle ilgili adli süreç derhal başlatılmalıdır. Gazetecilere yönelik her türlü baskı, toplumun haber alma hakkına yapılmış bir saldırıdır” açıklamasında bulundu.
Tosun’un cenazesinin 16 Ekim 2025 Perşembe günü saat 13.00’te Nurtepe Cemevi’nde yapılacak törenin ardından Ayazağa Mezarlığı’na defnedileceği bildirildi. Cemiyet, Hakan Tosun’un ailesine, meslektaşlarına ve tüm basın camiasına başsağlığı diledi.

Kaynak: HABER MERKEZİ